Önce şunu belirteyim.
Ben güreş falan sevmem. 
Daha doğrusu anlamam.
Kurtdere Mehmet Pehlivan'ın köyünde, adını taşıyan kapalı spor salonunda meslek icabı
Gerek minder,  gerekse yağlı güreş çok kez izledim mecburiyetten. 
Sırtı yere gelenin güreşi kaybettiğini öğrendim sadece. 
Ters kündeymiş.. 
Çivi  yukarıymış.. 
Rakibi açık düşürmekmiş.. 
Tartarak yenmekmiş..
Defalarca kez gördüm, izledim ama, hala bir şey kalmış değil aklımda!
Fransız kaldım hep güreşe.
Gözüme gönlüme güzel hoş gelen tarafları yok mu?
Olmaz mı.. 
Çoook..
Örneğin; 
Davul-zurna resitali. 
Düğünde dernekte davul-zurna çalınıyor ama, o  er mey-danındaki melodiyi bulamıyor, hissedemiyorsunuz. Kulaklarını-zın pası siliniyor adeta. 
Örneğin; 
Peşrev sahnesi.  
Pehlivanların belli bir ahenk içerisinde yaptıkları güreşe ısınma hareketleri göz zevkinizi okşuyor. 
Örneğin; 
Salavatçılar.. 
Yani Cazgızlar..
Er meydanına çıkan pehlivanların adlarını, sanlarını ve hünerlerini dörtlükler ve dualarla tanıttıkları o  sahne yok mu. 
Başlı başına ayrı bir heyecan veriyor izleyene. 
Hele birde sahnedeki cazgır Pele Mehmet ise, o okudukça manileri tüyleriniz diken diken olabiliyor!
Sevmesen de yağlı güreşi, sevdiriyor bir şekilde size bu örneklerini verdiğim sahneler.
***
Ege ve Marmara'nın incisi, yeni Türkiye'nin parlayan yıldızı Balıkesir, aynı zamanda "ata sporu" denilen yağlı güre-şin de merkezi, kalbi, başkenti.
Medar-ı iftiharımız Kurtdereli Mehmet Pehlivan da, pehlivanların şahı..şıhı.. padişahı...
21 yaşında iken pehlivanların piri Koca Yusuf'un karşısına çıkmak,
32 gecede 43 müsabaka yapmak,
Callmett, Pitejenski ve Dumas, 
Hintli Gulan, Macar Caya,
Rus Baradonow ve Alman Müller'i yenmek,
"Cihan Pehlivanı" ilan edilmek,
Kolay mı sanıyorsunuz hiç?..
Böylesine gurur duyulacak bir markaya sahip kaç ilimiz var ki?
Hele hele şu vasfa, şu inceliğe, şu düşünceye bir bakar mısınız; 
"....Güreşirken bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için herşeyi yapardım. Ve sanki bütün Türk milletinin kuvveti-nin arkamdan dayandığını hissederdim.." 
Hem söyler misiniz bana, kaç sporcu vardır, sözleri Türk sporcularına meslek düsturu olarak kaydedilen ülkemizde.
Adını, kazandığı başarılar yanında düşüncesiyle de tarihe yazdıran kaç sporcu vardır Türkiye’de?
İşte böyle bir değer sahip Balıkesir.
***
Sahip çıktık mı, çıkabildik mi bu isme, bu markaya bir-iki yıl öncesine kadar.
İşte orası muamma.
En başında  söyledim. 
Sevmiyorum yağlı güreşi, ama.. Çok izledim, çok gittim Kurtdere'ye. 
Onlarca haberler yaptım.  
"Başpehlivan şu oldu, bu oldu" diye yazdım yazmasına ama..
"Kurtdere güreşleri yoğun ilgi topladı"  diye yazmaya "Cihan Pehlivanı Kurtdereli Mehmet'in kemikleri sızladı..."  yorumlarını yapmaktan vakit bulamamıştım!
Sadece ben değildim Kurtdere’yi böyle duyuran ülkeye!
Basının yereli de geneli de aynı başlıkları atar, yorumları yapar ve skandal görüntüleri içeren fotoğrafları paylaşırdı..
Bizi böyle konuşturan, yaz-dıran Balıkesir'i yönetenlerin ilgisizliği, duyarsızlığıydı.
Güreşlerin yapıldığı alana ve köyüne yeterli ilgi ve alakanın gösterilmemesiydi. 
Cihan Pehlivanının anıt mezarı dökülüyor, er meydanı ise bildiğiniz harman yerini anımsatıyordu.
Soyunma odaları ahırdan farksız, tribünler çöktü çökecek gibiydi.. Daha neler.. neler..!
***
Bugün öyle mi?
İki yıldır inanılmaz bir değişim var.
Güreşleri sevmeyen ben bile, gördüğüm manzara karşısında heyecanlanıyorum.
Karesi Belediyesi, "Cihan Pehlivanı Kurtdereli Mehmet" markasına sahip çıkarak Balıkesirimiz adına önemli bir misyon üstleniyor. 
"Kurtdereli siyaset değil, Balıkesir meselesidir. Herkes sahip çıksın ki Kurtdereli Güreşleri'ni güreşleri marka yapalım" diyor Karesi'nin başkanı Yücel Yılmaz.
Şöyle devam ediyor:
Edirne'nin neyi meşhur denildiğinde Kırkpınar güreşleri akla geliyorsa, Balıkesir Karesi denildiğinde de Kurtdereli Güreşleri akla gelsin istiyoruz..
14 Ağustos Pazar günü yapılacak 36. güreşler öncesi bazı rakamlar veriyor Yücel Yılmaz. 
Bunları Kırkpınar’ı sollama yolunda ilk sinyaller olarak değerlendiriyorum.
Durmak yok Yücel başkan, gittiğin yol hedefe giden yoldur!
***
Bizim Kurtdereli güreşleri Kırkpınar'a rakip olur mu, olmaz mı? 
Gölgede bırakır mı, bırakmaz mı? 
Yağlı güreş denildiğinde, Kırpınar'dan önce Kurtdereli akla gelir mi gelmez mi?
İşte orasını kestirmek bugünden zor olsa da, bu uğurda iyi niyetle atılan adımların varlığını görmek bilmek umutlandırıyor beni..
İşte bu nedenle, Yücel Yılmaz’la Büyükşehrin her türlü imkanlarını seferber eden  Edip Uğur’u  “Kurtdereli’nin yeni torunları” olarak görüyor bu kentin bir bireyi olarak alkışlıyorum. 
...
Mevzubahis güreş olunca manisiz olmaz değil mi?
Ne diyor meşhur cazgır Pala Mehmet; 
Bazı sirkelerin dibine çökmüştür tortusu,
Varolsun dünya yüzünde kahraman türk ordusu.
Korkma pehlivan korkma meydan senindir,
Allah Allah İllallah alkışlarla diyelim,
Kurtdereli’nin torunlarına maşallah!
....
12 AĞUSTOS 2016