Tanıtım denilen olayın ne anlama geldiğini geçen yıla kadar bilemediğimiz gibi aklımız (!)pek ermiyordu.
Konu edildiğinde duymamazlığa gelip sırtımızı dönüyorduk.
"Angarya iş" olarak görülen tanıtımın getirisini-götürüsünü biliyorduk ama..
Maymunun gözü açılmasın..
Oturun oturduğunuz yerde..
Size mi kalmış bu işler...misali boynumuzdan büyük işlere kalkışamıyorduk.
Durum, hal ve vaziyet böyle olunca Merkez ayrı telden, Marmara ile Körfez ayrı telden çalıyordu. 
Garibim(!) Dursunbey, Balya, İvrindi, Sındırgı, Bigadiç, Gömeç ve Kepsut'un sesi-soluğu çıkmıyordu. Varlığıyla yoklukları hissedilmiyordu.
Anlayacağınız; 
Un, yağ, şeker vardı ama, helva yapmasını bir türlü beceremiyor, başaramıyorduk. 
Başaramadığımız gibi bir taraftandan da koro halinde yakıyorduk;
"Bu Balıkesir'de bir b..k olmaz" 
Herkes kafasına göre takılıyor, takım çalışması nedir bilmiyorduk.
Karamsarlık diz boyu, yarınlarına umutla bakamıyorduk Balıkesir'in.
Balıkesir ili sınırları dışında yaşayan Balıkesirliler'de ezik-büzüktü!
Abartma bu kadar da diyenleriniz çıkabilir.
Allahaşkına söyleyin ama, elinizi vicdanınıza koyarak.
Kendimiz çalıp kendimiz oynamaktan başka ne yaptık ki geçen yıla kadar?
Bakın bunu birilerini eleştirmek için söylemiyorum. 
Elbette karınca kararınca herkesin emeği var bugünlere gelinmesinde.
Hele iki isim var ki, onların daha çok var.
Bunlardan biri eski Balıkesir Valisi Yılmaz Arslan..
İkincisi ise Yeni Balıkesir Valisi Ahmet Turhan..
Biri 10.10.2010 ile bugünlerin temelini attı..
Diğeri önce Ankara ile makus talihi tersine çevirdi, İstanbul'la zirve yaptı.
Niye yalan söyleyeyim. 
En başında; "Feshane, Ankara'ya benzemez. Buraya daha ciddi hazırlanmak gerekir. Yoksa elimizi yüzümüze bulaştırırız" gibisinden bir endişe vardı içimde. 
Boşu boşuna heyecan yapmışım.
Yeni Balıkesir'in valisi Ahmet Turhan bu işi öğrenmiş!
Plaka numaramız gibi 10 numara bir iş daha çıkardı ekibiyle birlikte.
İstanbul Feshane'deki Tanıtım Günleri için söylenebilecek tek söz, tek kelime var: 
Mükemmel..
Mükemmel..
Mükemmel..
Hatta daha fazlası. 
Herkes dersine iyi çalışmış.
Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm ilçe belediyeleri dört dörtlük hazırlanmış.
Sanayi Odası, Ticaret Odası üzerine düşeni yapmış.
Balıkesir'in "marka" firmaları vitrindeki yerini güzel şekilde almış.
Gıda stantlarının bulunduğu alan buram buram Balıkesir ürünleriyle kokmuş.
Onbinlerce insan Balıkesir'in güzelliklerini öğrenmek, zeytin ve zeytinyağından almak, höşmeriminden tatmak, peynirinden yemek için sıraya girdiğini birkez daha görmekle yüzümüz ağardı, göğsümüz kabardı.
Ayvalık'tan Marmara Adasına, Bandırma'dan Sındırgı'ya, Balya'dan Dursunbey'e, Burhaniye'den Bigadiç'e, Havran'dan Gönen'e kadar her ilçesi, her mahallesinde yaşayan 1 milyon 300 bin insanımıza Balıkesir'de yaşamanın ayrıcalığını hatırlattı.
İstanbul'da yaşayan hemşehrilerimiz gururlanırken moral motivasyonu zirve yaptı. 
Bu tanıtımların en büyük katkısı ne oldu derseniz.
Hemen söyleyeyim.
Büyükşehir statüsü kazanan Balıkesir'i bütünşehir yaptı. 
En başında Balıkesir'i Balıkesirliye tanıttı. 
Balıkesirliler'i tek amaç doğrultusunda tek yürek, tek ses yaptı. 
Anlayacağınız Balıkesir çizmeyi aştı..
Organizasyona emeği geçenlerden Allah'a razı olsun. 
....
16 Eylül 2014