BALIKESİR Sağlık Teşkilatı, "sağlıklı yapılanma" adına ilk adımını attı.

Üçlü kararname ile İl Sağlık Müdürlüğü'ne atanan Dr. Hasan Yılmaz, işbaşı yaptı.

Uzun yıllardır müdürlük koltuğunda oturmasına karşın geçen süreçte Balıkesir ili adına kazanç sayılabilecek tek bir icraatı bulunmayan (en azından benim görebildiğim)  Dr. Mehmet Çalışkan'ın görevden alınarak yerine genç ve dinamik bir isim olan Dr. Hasan Yılmaz'ın atanması sağlık alanında yeni atılım beklentisi içerisinde olan beni umutlandırdı.

Çünkü, 8 yıldır iktidarda bulunan Ak Parti döneminde her il sağlık alanında önemli yatırımlar kazandı. İllerin tamamına yakınına yeni hastane binaları yapıldı. Mevcut hastanelere yeni üniteler kazandırıldı. Araç-gereç konusundaki eksiklikleri giderildi.

BALIKESİR HEP FAKİR KALDI!

Balıkesir ise yerinde saymak bir yana, geri geri gitti.

Ne yeni bir hastane kazandı, ne yeni üniteler yapıldı, ne de mevcut hastanelerin eksiklikleri giderildi.

Doğum ve Çocuk Bakım Evi'nin ek binası bile 7-8 yılda doğru-dürüst bitirilemedi.

Balıkesir Devlet Hastanesi'nin acil servisi standartlara kavuşturulamadı.

Balıkesir kent merkezindeki vatandaşlar en küçük rahatsızlık hissettiklerinde Bursa ve İzmir'deki hastanelerin yollalarına düştü.

İmkanı bulunmayanlar ise, özel hastanelere mahkum edildi.

Öyle bir laçka sistem işledi ki, devletin hastanelerinden kentteki özel hastanelere yönlendirmeler ivme kazandı.

Sağlık Teşkilatı'nda "sağlıksız yapılanma" nedeniyle bunları ne gören, ne duyan, ne de kılını kıpırtadan oldu.

İLÇELERDEN "ÖZEL" SEVKİYAT!

Balıkesir il merkezi sıkıntılar yaşarken, ilçeler kelimenin tam anlamıyla döküldü.

Marmara Adası'nı oluşturan adaları bir kenara atın.

Çünkü oralarda yaşayanlara "sağlık" kelimesini ağzınıza aldığınızda insanlar hırsından ümüğünüzü sıkacak pozisyonuna bürünüyor.

Haksız değiller.

Küçüçük bir sağlık sorunuyla karşılaşıpta hastaneye ulaşamadan ölenlerin sayısını bilen yok..

Dedik ya.. Marmara, Saraylar, Avşa'yı bir kenara atın.

Kepsut, Sındırgı, Savaştepe, İvrindi, Balya ve Dursunbey'in de onlardan aşağı kalır yanı yok.

SAĞLIKÇI DEĞİL, DEĞNEKÇİ!

Abarttığımızı sananlar gidip bir dinlesin o bölgelerde yaşayan vatandaşları..

İddia ediyorum ki, işittikleri karşısında tüyleri diken diken olacak!

Koskaca devletin vatandaşına sağlık hizmeti sunamadığı bu yerleri il merkezindeki özel hastaneler kendilerine "kazanç kapısı" yapmış.

Hatta bazıları YASAK olmasına rağmen Sağlık Bakanlığına, dolayısıyla devletin kanunlarına meydan okurcasına "İrtibat Büroları" açmış.

Oralarda, şehirlerarası oto terminalindeki değnekçileri gölgede bırakacak cinsten manzaralarla karşılaşılıyor.

Kelle başına, pardon hasta başına komisyon alan değnekçiler(!) kolundan tuttuklarını minibüslere doldurup Balıkesir'deki "özel kesim" yerlerine taşıyorlar!

Bugün sizlerle paylaştıklarım, benim bildiklerimin onda biri, birebir yaşayanların anlattıklarının binde biri.

YENİ ACILAR YAŞANMASIN..

Sağlık alanında yaşadıklarımı ancak ve ancak benzeri olayla karşılaşan insanlar billir.

Büyük acılar çektim, bedeller ödedim.

Allah bana ömür verdiği sürece o sahneler hep gözlerimin önünde, yüreğimin ta orta yerinde olacak.

.. ve ben hep şunu diyeceğim;

"Herkesin bir hesabı varsa, Yaradanın da bir hesabı var.."

Sağlık Müdürü'nün değişmesiyle bunların ne ilgisi var diyeniniz çıkabilir.

Çok şeyi var..

Sağlığımızın SAĞLIKLI olmasını istiyorum.

Çünkü hayatta en değerli varlık İNSANdır.

Sağlığın sağlıklı olması içinse OTOKONTROL şarttır.

Siz;

"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" zihniyetiyle hareket ederseniz..

Bulunduğunuz koltuğu siyasilere "tak diye emreder, şak diye yaparım" diyerek korumaya çalışırsanız..

"Gelene ağam, gidene paşam" misali görüntü verirseniz eğer

Hem sağlığınız bozulur, hem sağlıksız toplum oluşmasına zemin hazırlar, hem de acılar yaşanmasına vezile olursunuz.

SOYADI GİBİ ÇALIŞKAN OLAMADI!

Sağlık Teşkilatında görevden alınan Dr. Mehmet Çalışkan ile alıp veremediğim yok.

Aksine kendisini bir hemşehrimiz olarak sever, saygı duyarım.

Müthiş bir sosyal kişiliğe sahiptir.

İkili ilişkileri de süperdir.

Hasta Beşiktaşlı olduğu kadar, Balıkesir sevdalısı olarak bilinir.

Tüm bu olumlu yanlarına herkes gibi benimde diyeceğim yok.

Gel gelelim ki, Sağlık Müdürlüğü koltuğunu boşu boşuna işgal etti..

Bir Balıkesir sevdalısı olarak her bürokrattan daha fazla çalışması gerekirken;

Balıkesir onun sağlık müdürlüğü döneminde sağlık alanında sınıfta kaldı..

Kalmasaydı eğer, o koltuktan onu indirmeye kimsenin gücü yetmezdi.

Onu görevden alanlara "siz ne yapıyorsunuz?" diye kafa tutulurdu.

Sakın ola ki "yine, yeniden, birkez daha geriye döneceğim" diyerek yargıya gidersen hem kendine, hem de Balıkesir'e yazık edersin..

Seni seviyorum Çalışkan..

Yolun ve bahtın açık olsun..

Ha bu arada, Beşiktaş süper gidiyor. Tebrikler!

BALIKESİR'DEKİ SAĞLIKLI DEĞİŞİM

Aslında bu satırları aylar öncesi kaleme alacaktım.

Fırsat olmadı.

Bir yandan faal gazetecilik yapmaya çalışıyor, diğer yandan başkanlığını sürdürdüğüm Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti vasıtasıyla ilimizin adını Türkiye'ye duyurma noktasında kıt-kanaat birşeyler üretme gayreti içerisindeyiz.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu'ndaki görevimiz nedeniyle de günlerimizin belli bir bölümü Ankara'da geçiyor.

Zaman zaman Balıkesir'in gündeminden kendimizi uzakta bulsakta, teknoloji çağında olmamız nedeniyle herşeyi anında öğrenme şansına sahibiz.

Biliyorsunuz Balıkesir bürokrasisinde bir değişim rüzgarı esiyor.

Yıllardır beklenen ama birtürlü esmeyen, estirilemeyen rüzgar bu..

Vali Yılmaz Arslan'la birlikte uyuyan dev uyandı, yapraklarının kıpırdadı ve etkisini hissettirdi.

Emniyet, Tarım, İş-Kur, Özel İdare ve Sağlık gibi birkaç kurumun başındaki isimler değişti.

Bize göre geç bile kalınmış değişimlerdi bunlar.

Aslına bakarsanız görevden alınan o isimlerin hepsi tecrübeli, yıllar yılıdır müdürlük sıfatı taşıyordu.

BALIKESİRLİ AĞIT YAKMASIN!

Tek eksikleri neydi biliyor musunuz?

Hepsi heyecanını yitirmiş, hem kurumları adına bir sinerji, Balıkesir adına bir proje geliştiremiyorlardı.

Değişim sonrasındaki gelişmeleri izleyen biri olarak "Balıkesir'de güzel şeyler olacak" diyebilirim.

Dolayısıyla bulunduğu görevin ve makamın hakkını vermeyen her kim olursa olsun önce kendine, sonra Türkiye'ye ihanet ediyordur.

Eskiden; "Balıkesir'deki koltuklarda Balıkesirli bürokratlar otursun" düşüncesi vardı.

Balıkesir dışındaki illere sık sık gitmeye başlamadan ve ne gibi kazanımlar elde ettiklerini görmeden önce bende aynı görüşteydim.

Şimdi ise; "İster Diyarbakırlı olsun, ister Trabzonlu.. Yeter ki, o koltuğun hakkını versin .. Balıkesir'de güzel işler olsun" diyorum.

Şunu da söylemek isterim ki, geçmişte görevden alınan Balıkesirli bürokratlar için ağıt yakan hemşehrilerimiz, ilimizin daha iyi noktalarda olması gibi bir endişe taşıyorlarsa,

Bıraksınlar şövenistliği de; "Bize iş yapacak, kotaracak müdür gerek" diye iktidar partisi milletvekillerinin yakasına yapışsınlar, Vali'nin kapısını aşındırsınlar..

Sağlıkla başladık sağlıkla bitirelim..

Yeni sağlık müdürü Dr. Yılmaz'a "hoşgeldin" için gittiğimde;

"İşimi yaparım. Yapamazsan bir saniye olsun bu koltukta oturmam, çeker giderim" demişti..

Bende diyorum ki;

"İki gözümüz üzerinde, iki elimiz hazır bekliyoruz.."

Çünkü;

Sağlıkta o kadar çok sağlıksız manzara varki sağlıklı olmayı bekleyen...

....