BU soruya, “ne zaman olur?” seçeneğini de eklemek gerekir. 
Elbet su sorulara farazi ve kati cevaplar vermek çok zor olduğu gibi her babayiğidin harcı değildir!
Yalnız hepimizin çok iyi bildiği şu gerçek var;
Deprem bölgesindeyiz ve beşik gibi sallanıyoruz. 
Sındırgı ve Bigadiç de geçtiğimiz günlerde onlarca sarsıntı oldu.
Komşu ilimiz Manisa’da 24 saatte kaydedilen deprem sayısı 150'yi bulmuştu hatırlayın.
Ege Denizi, İzmir Karaburun açıklarındaki depremin şiddeti bizim şehir dahil, birçok ilde hissedildi.
Hem de iliklerimize kadar. 
O an, Basın Müzesi bahçesinde Dursunbey eski belediye başkanı meslektaşım Mehmet Yarma ile oturuyorduk. 
Beşikte sallanır gibi sallandığımı hissettiğim ilk anda;
“Eşhedu en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden Abdühü ve Resülühü” 
diyerek yüksek sesle kelime-i şehadet getirdiğimi hatırlıyorum sadece.
★★★
Çaresizlik ne kadar kötü bir şey değil mi? 
Allah var sadece sığınabileceğin o an. 
Başka dost  yok!
★★★
Kardeşlerim; 
Benim çok sevdiğim, eş-dost sohbetlerinde sıkça kullandığım iki cümle var şöyle; 
Önce Tefekkür,
Sonra Tevekkül..
Tefekkür; insanın varlıkları, kâinatı ve olayları anlama çabasının adıdır. 
Allahü Teala’nın birçok ayeti kerimede ‘düşünmez misiniz?’, ‘görmez misiniz?’, ‘ibret almaz mısınız?’ hitabıyla insanı sorumlu tuttuğu büyük bir ibadettir.
Tevekkül; kulun her türlü tedbiri aldıktan ve elinden geleni yaptıktan sonra işini Allah'a havale ederek ondan yardım istemesi, işini O'na havale etmesidir. 
Tedbir alınmadan ve gereken yapılmadan ben Allah'a tevekkül ediyorum demek tevekkül yerine geçmez.
★★★
Neymiş
Önce tedbir alacağız.
Sonra Allah’a havale edeceğiz..
Peki soru şu;
Birinci derecede deprem kuşağında yer alan Balıkesir’de ne gibi tedbirler alındı?
Sakın, şu kadar çadır, şu kadar alet edevatla müdahale edebilecek durumdayız denilmesin..
★★★
Şimdi başa dönelim.
Balıkesir 1. derecede deprem kuşağında.
Gönen, Manyas ve Bandırma'da 7 üzeri yaşanmış depremler var son yüz yılda.
Balıkesir merkezde ise son büyük deprem 1896'da yaşanmış. 
Kayıtlara göre 50 bin insan etkilenmiş ve yaklaşık 500 hemşehrimiz de hayatını kaybetmiş
. O depremde Zağnos Paşa Camisinin de hasar gördüğü biliniyor.
Bunu ben değil, işin uzmanları söyleyip uyarılarda bulunuyor.
Bu işin bilinen uzmanlarından biri de Prof. Dr. Ahmet Ercan
Balıkesir’e Karesi Belediye’sinin davetiyle gelen Ercan, “Sallanacak Vakit Yok, Harekete Geç” konulu seminerde şöyle bir cümle kurdu;
★★★
“Japonya 1.derecede deprem ülkesidir. Türkiye 2. derecede deprem ülkesidir, neden? Çünkü Türkiye’deki en büyük deprem büyüklüğü 8’dir. 
Eğer 8 ile 9 arasında deprem olursa o ülke 1.derecede deprem ülkesidir. Ama depremlerin yıkımları açısından Türkiye dünya 5’ncisidir.
 
Bu yapı niteliğinin ve alan kullanılmasının kötü seçilmesinden kaynaklanır. 
Ekim alanlarında yerleşim kurulmasından ve bilimi kullanmamaktan kaynaklanır. 
Bir ülkede ekonomi ne kadar iyiyse deprem sizden o kadar uzaktır.
Balıkesir kuzeye yada batıya doğru yerleşmesi gerekiyor. 
Yarın çok geç olabilir,oynak, sulak ve gevşek yerlerde yapılaşmaya izin verilmemeli.
Ovalar sadece tarımsal alanlar içindir. 
Eğer tarımı yapıyla kapatırsanız bir deprem gelir ve bunun bedelini size ödetir.
★★★
Ahmet Ercan hoca bu işin uzmanı olarak Karesi Belediyesince Balıkesir'e getirildiğine göre, anlattıklarının üzerine söz söylemek bize düşmez.

Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz (solda), Prof. Dr. Ahmet Ercan'a verdiği aydınlatıcı bilgiler nedeniyle çiçek verip teşekkür etti.
Ben sadece
Üçpınar ve Ayşebacı ovalarını, “yapmayın, etmeyin, kıymayın” diye yalvarılıp yakarılmasına,
Yargı kararları bulunmasına rağmen bugünkü haline getirenler, bizim şehire en büyük ihaneti yapmıştır
diyeceğim!
Başka da bir şey demeyeceğim.. 
★★★
Sözün özü;
İnsanı diğer canlıların ayıran özelliği aklıdır. 
O zaman önce Tefekkür, sonra Tevekkül diyeceğiz...
...
14 Haziran 2017