Gayya kuyusu diyebileceğim medya sektörüne adım attığımda çocuk yaşlardaydım.

İlk yazılarım,

4 gazetenin bir araya gelip çatısı altında güçlerini birleştirdiği Birlik'te kırk küsur yıl önce yayınlanmıştı.

35 yılı aşkın süredir de Basın Kartı taşıyorum.

Kuvay-i Milliyenin bayraktarlığını yapan Hasan Basri Çantay, Mustafa Necati ve Vasıf Çınar kardeşleri göremedim, ama onlardan sonraki nesil olan Münir Yenal, Cevdet Demiray, Cahit Albayrak, Nejat Akpınar, Reşit Kıpçak, Ekrem Balıbek, Turhan Savaş, Hayati Çelik, İzzettin Yaşbek, Halil Nusret Ertüz gibi Balıkesir Basınının onlarca usta ismiyle aynı havayı soludum, aynı sofrayı paylaştım, aynı ilkeleri savundum, mücadeleyi verdim, vermeye de devam ediyorum.

Arkadaşlar

insanın son nefesine kadar durdurulması mümkün olmayan zaman hızla akıp geçiyor.

Biraz önce saydığım isimlerin hiçbiri hayatta değil şu an.

Onların yanında yetişmiş iki elin parmaklarından az insan kaldı.

Günümüzdeki medya anlayışında kelaynak sürüsüne benzettiğim o isimlere de pek muteber(!) gözle bakıldığını sanmam.

çünkü

hiçbiri "kullanışlı" değil.

Verilene değil, yazdıklarının altına imzalarını atıyor her biri...

Bunları şunun için yazdım.

Sürekli nitelikteki Basın Kartı yenilenmiş.

Kart yenilenince sürpriziyle birlikte geldi.

PTT'nin teslim ettiği kargoyu açtığımda içerisinden kartla birlikte isme özel kalem ve şık bir muhafaza kabı çıktı.

Niye yalan söyleyeyim.

İlk kartı aldığım 35 yıl öncesindeki gün gibi heyecanlandım.

Bugün "itibarı" pek kalmasa da kendimi bir an "ayrıcalıklı" hissettim!

Buradan teşekkürlerimi ilettiğim Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na gazeteciler için "prestij" olan Basın Kartı'na 20 yıl öncesinin itibarını kazandırması yolunda kolaylık dilerim.

Yeni hazırlanan Basın Kanunu ile "resmi kimlik" statüsü kazandırılacak olmasını, ayrıyeten bu kanunun tetikçilik tarzı yayıncılık anlayışını kısmen bitirecek düzenlemeler içermesini de ilk adım olarak görüyorum, iyiyle kötünün, güzelle çirkinin ayırt edilmesi noktasında...

Gayya kuyusu diye başladık, b.k çukuruna dönüşen sosyal paylaşım ağlarındaki kimi trol kafalara gazeteci(!) muamelesi yapan sakat anlayışa küçük bir kelamla bitirelim bugünün sözünü.

Beyler

hani siz, "üç beş kişinin gönlü olacak diye kendimize ateş mi ettirelim" diyorsunuz ya...

Demeyin!

Bu mesele

öyle sizin dediğiniz gibi 3-5'lik değil, insanlık meselesi.

Ya iyilerle bir olup yol alacaksınız, ya da kötülere yenilecek, gayya kuyusunda yok olup gideceksiniz!

Tercih sizin...

Cumanın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun.

Selametle...

(Not: Bu yazıya tebrik edilebilecek bir mana yüklemeyin)

12 Ağustos 2022 | Balıkesir | Ramazan Demir