Balıkesir'den bakınca nasıl görüldüğü veya yorumlandığı malum Ankara'nın.
Yıllar yılıdır denilen şu:
Balıkesir'in Ankara'da sahibi yok
Yeterince temsil edilemiyoruz. 
Pastadan payımızı alamıyoruz.
Bu milletvekilleri ne iş yapar?
Balıkesirliler yanında yazar-çizer erbabınında dillendirdiği konular ana hatlarıyla yukarıdaki gibiydi.
Günümüzde benzeri serseniş sahipleri yok değil, çok var.

***
Peki hâl, durum, vaziyet öyle mi?
Bence hiçte öyle değil.
Aksi görüşün savunucuları, dillendiricileri kendi üzerlerine düşen sorumlukları yerine getirememenin eziklikliğiyle işin kolayına kaçıyor.
İşin kolayı ne derseniz, en basit söylemiyle siyaseti ve siyasetçiyi tu kaka etmektir.
Örnekleri çok bunun. 
Sonuncusu Sanayi ve Ticaret odalarının seçim sürecine girilmesiyle görüldü, yaşandı.
Kimsede sormadı bu çevrelere; 
"Siz siyaseti ve siyasetçiyi hafife almak bir yana kötü gösteriyorsunuz, ama siz ne yapıyorsunuz?" 
"Yıllardır il veya kent ekonomisine yön verdiğinizi iddia edip, siyasetçisi ve bürokratını avucunuzun içinde tuttunuz, ama görünen köyde kılavuz istemiyor" diye.

***
Neyse konumuz bu değil.
Balıkesir'de büyük dönüşüm yaşanıyor. Gelişiyor, değişiyor.
Bunu sık sık dillendiren biri olarak, altını çizerek anlamayanlarında anlayacağı bir ifadeyle hatırlatmak isterim ki, 
Yaşanan dönüşüm ve değişimin önünde feriştahı olsa duramaz, bu değişim ve gelişimi engelleyemez. 
Böyle bir şeye yeltenmeye kalkarsa ne olur?
Hemen söyleyeyim.
Tabi anlaşılabilir, kısa ve öz bir cümleyle;
Tuz-buz olur.. Ezilir.. Yok olup gider!..

***
Asıl konumuza dönelim.
Yıllardır içine kapanıklığından yakındığımız Balıkesir kabuğunu kırıyor.
Siyasetçisi eski siyasetçi değil. 
İşadamı eski işadamı değil.
Bürokratı eski bürokrat değil. 
Gazetecisi eski gazeteci değil. 
Anlayacağız "Tak diye emir verir, şak diye yaparım" bir nesil yok artık.
Deyim yerindeyse maymun gözünü açtı.
Bunu nereden mi biliyorum, neden söylüyorum.
Balıkesir'in dünlerini iyi bildiğim için. 
Son 8-10 yılda yaşananları gördüğüm için.
Yarınlarında neler olabileceğini öngördüğüm için.
Balıkesir ve ilçelerindeki medya kuruluşlarında görevli baylı, bayanlı grupla Ankara'ya yaptığımız ziyarette de gördüm o ışığı..

***
Ankara'nın Balıkesir'den bakıldığı gibi olmadığını 25-30 kişilik medya grubunun içindeki çoğunluk belki ilk kez gördü.
Balıkesir'i temsil eden siyasetçisinin 'kanlı-bıçaklı' olmadığına tanık oldu. 
Söz konusu Balıkesir olduğunda aynı masa etrafında, aynı amaç doğrultusunda biraraya gelebildiklerini, omuz omuza verebildiklerini hissetti ve yaşadı. 
Ankara'nın havasını  soluyup, meclisin atmosferine kapılırken yeni ufuklara yelken açmalarına imkan yaratan ortamlarda bulundu. 
Bunlardan en çarpıcısı ise Altındağ Belediyesi'nin Hamamönü'nde uyguladığı kentsel dönüşüm projesiydi.  
Gruptaki her isim, buram buram tarihi dokuyu yansıtan sokakları gezerken "Balıkesir bunu neden başaramasın" diye kendi kendini sorguluyordu..
Arkadaşların dönüşte, görev yaptıkları yayın organlarında yansıttığı Başkent izlenimleri, Balıkesir'de artık hiçbirşeyin eskisi gibi olmadığının ve olmayacağının göstergesi değilde nedir acaba?
Demek ki, olaylara tek pencereden bakılmadığında, oturulan yerden ahkâm kesilmediğinde, il sınırları aşılıp çevrede neler olup bittiğine tanıklık edildiğinde değişim, dönüşüm denilen o sihirli kelimelerin aslında ne anlatmak istediği görülebiliyormuş.

***
Kısacası Ankara havası bize yaradı!
Bu havayı sık sık solumak, hatta Ankara dışındaki illeri de gezip görmek Balıkesir adına artı veya eksi yönleriyle mukayeselerde bulunma adına yararlı olacaktır.
Bakın bizim Gazeteciler Cemiyeti'nin projesi kapsamında 41 arkadaşımız, bir ay süreyle dört ayrı ülkeyi görme, gezme, tanıma imkanı bulacak. 
Hele dönüşlerinde dinleyin bir onları.. Değişimi nasıl anlatacaklar size. 
Anlayacağınız Balıkesir kabuğuna sığmamak şöyle dursun, kırıp parçaladı!
Sessiz bir devrim yaşanıyorda denilebilir bunun adına..
Görmeyen görsün, duyan duymayana duyursun..
....
BİR SÖZ
Deneyip de başaramayanları değil, yalnızca denemeye bile kalkışmayanları yargıla.