Türkiye’nin yükseköğretim geleceği için artık yeni üniversite açılma sevdasına son vermek gerekiyor.

Geç bile kalındı.

Her yeni üniversite, kuru ve boş bina ile yetersiz eğitim, olmayan öğretim üyesi ve öğrenci demek.

Tabela olsun diye üniversite açmak hem eğitim sistemine, hem ülkenin geleceğine yazık etmektir.

Popülizm ile dağ taş üniversite oldu.

Kaçının içi ne kadar dolu?

Kaçı gerçek manada bir üniversite?

Sayısını takip edemediğimiz, isimlerini zaten bilme ve duyma imkanınız olmayan üniversiteler diyarı oldu Türkiye.

Yükseldi mi eğitim?

Geçenlerde en basit toplama ve bölme işlemi yapamayan üniversiteli gördük ekranda.

Saymaya gerek var mı bu örnekleri?

Üniversiteleri üniversite yapan bilimsel yayın sayısında, hiç de olması gereken yerde değiliz.

Bölüm açılan üniversitelerde öğretim üyesi yok. Öğretim üyesi şansa denk gelirse öğrenci yok.

Bunun nesi savunulabilir?

Bir üniversiteye bağlı olarak bulunan fakülte ve yüksekokulları varken ille de yeni bir üniversite daha açılmasını talep ederek, ille de zaten fakülte olan yere ayrı bir üniversite kurulmasını isteyerek yeni bir üniversite açıldığını varsayalım..

Yeni üniversite, zorunlu ek fakülte ve yüksekokullar demek.

Mevcut olanları da bu yeni üniversiteye bağlamak, pek çok yeni idari yapılanma, pek çok yeni kadro tesisi gerekmesi demek değil mi?..

Nihayetinde sıkıntılı ekonomiye hiç de gerekli olmayan gereksiz yük.

Sonra öğretim üyesi alımları, isme özel açılan ilanlar, her üniversitede buna benzer örnekler…

“Kim kimi kandırıyor” ile “neden bu tip yanlışlara izin veriliyor”un neresindeyiz?

Öğretim üyesi alımlarında yayınlanan her ilanı dikkatli incelediğinizde “bu kadar da olmaz” dediğinizin kaçıncısı çıkıyor karşımıza?

YÖK’ün hazırladığı raporlar üniversitelerin durumunu gözler önüne sererken YÖK “bile bile ladeslerin” neresinde?

Yapılan hatalara, olmaması gereken yanlışlara karşı nasıl bir tavır görebiliyorsunuz kurumsal olarak YÖK’ten?

Eğitim ve üniversite; gelecek için siyasetteki popülizme heba edilemeyecek kadar önemlidir.

Bu gerçeğin farkında olmamak mı yoksa farkında olup da bile bile aynı popülizme devam etmek mi daha kötüdür?

105 üniversitede öğrenci başına düşen kitap sayısının 5’in altında olduğu yine YÖK raporlarıyla kamuoyu gündemine yansıdı birkaç gün önce.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde öğrenci başına düşen kitap sayısı sadece 1,36.

Çukurova Üniversitesi’nde 2.

Balıkesir Üniversitesi’nde 1,3.

Bandırma 17 Eylül’de 2,4.

Adnan Menderes’te 2.

İzmir Demokrasi Üniversitesi’nde 0,4.

Hepsini saymaya ne yerimiz yeter ne de tek tek sıralamaya gerek var.

4 üniversitede öğrenci başına bir kitap bile düşmediği açıklanmışken neden yeni yeni üniversitelere, fakültelere devam?..

Yetersiz kütüphaneler, öğrencilerin araştırma yapmak istediğinde kitap bulamaması gibi sıkıntılar her üniversitede mevcutken bunları gören yok mudur gerçekten?

Öğrenci başına 5 kitap düşmeyen 100’den fazla üniversite var.

Nasıl üniversite o zaman bunlar?..

Rektörü var, binası var ama içi?..

Öğretim üyesi yok, araç gereç yok..

Ama… Üüniversitelerimizde kitap da yok işte! Bundan da vahimi daha ne olabilir?