BUNLARI UNUTMAYIN!

1- BİZ olma yolunda her zaman yoğun saldırı altında olduğumuzu ! Bu topraklarda “varolma” kavgamızın en az 2000 yıllık olduğunu ve 1071’den de önce “BURADA” olduğumuzu...
2- Çatı aday gibi formüllerin yeni olmadığını, KÜRESEL YAPILANMA’nın 1699’dan beri istediği düzeni kurma yolunda her yolu denediğini! Enver, Talat ve Cemal paşaların “Cumhuriyet’in kurulmasına aylar kala” nasıl bu dünyadan ayrıldıklarını...
3- Abdülhamid’in “Filistin topraklarını” Siyonistlerin taleplerine uygun olarak vermemesi sonucu nasıl düşürüldüğünü ve Cumhuriyet öncesi ortadan kaldırılan Enver’in, ara dönemde nasıl parladığını-parlatıldığını...
4- 1917’den itibaren Enver Paşa ve çevresindekilerin hatalarını anlayarak Almanlara cephe almaya başladığını...İngiliz-Alman oyunlarını geç de olsa farkettiklerini !
5- Ermenilerin “yer değiştirmesi” ile ilgili tüm emirlerin Alman subaylar tarafından verildiğini...
6- Gazi Mustafa Kemal’in Anadolu topraklarına “padişah yaveri” sıfatıyla çıktığını...
7- Çanakkale’de yüz binlerce “okumuş gencin” şehit olmasının ülkenin “düşünce yapısını” çökertip nasıl yeniden yoğrulabilir hale getirdiğini...
8- Kurtuluş Savaşı’nın, daha doğrusu “Onlar ve Biz” arasındaki savaşın asla bitmediğini...2013’ten itibaren KURTULAN Türkiye için “ikinci kutuluş ve bağımsızlaşma savaşının” başladığını!
9- Turgut Özal’ın “eceliyle” ölmediğini...Bu ülkede YERLEŞİK YAPI’ya biat etmeyen her kademeden birçok ismin aynı kaderi patlaştığını!
10- Fatih Sultan Mehmed’den bugüne “BİZ’i genleştirmek isteyen” her liderimizin yanındakilerin ihaneti sonucu mutlaka “canını aldıklarını”!
11- Fatih’in, “zehirlenmese” Roma ve Vatikan’ı almak için yola çıktığını...
12- Protestanlığı ortaya atanların Osmanlı padişahı ile “ilişkisini”ve Osmanlı’nın  dönemdeki etki-öngörüsünü !
13- 1960, 1980 ve diğer BÜTÜN “darbelerin” içerideki “dış odakların uzantıları” tarafından planlandığını...
14- Muhsin Yazıcıoğlu-Kosova ilişkisinin detaylarını...Yazıcıoğlu’nun KOSOVA denkleminde kaybolduğunu!
15- Yazıcıoğlu’nun helikopterinin kazadan 1 saat sonra bulunduğunu ve valinin de “Bulduk” açıklaması yaptığını...
16- Avrupa Birliği üyelik sürecinin tamamen “uydurma” olduğunu ve Türklerin “Avrupa kıtasından atılma” savaşının hâlâ devam ettiğini...
17- Doktor Ahmet Sadık’ın “trafik kazası” sanılan şüpheli olayda nasıl hayatını kaybettiğini.
18- Çatlı’nın Kosta Rika’da “darbe yapmak” için aylarca konu hakkında çalıştığını ve kimler tarafından görevlendirildiğini...
19- ASELSAN’da görevli “intihar ettiği öne sürülen” mühendislerin “milli yazılım projesinde görevli olduğunu” ve uçağı düşen Engin Arık ile ekibinin Türkiye’nin en önemli çalışması olan ATLAS projesini yürüttüğünü!
20- Bugün vurulmak istenen İran’ın nükleer tesislerinin başta Fransa olmak üzere Avrupalı firmalar tarafından Irak’la birlikte desteklendiğini...
21- Üzeyir Garih’in neden ve nasıl, kimler tarafından öldürüldüğünü...
22- Garih’in hangi projelerde yer aldığını...
23- En önemlisi Hasdal’da askerlik yapan Yener Yermez’in Garih’i öldürdükten sonra neden yeniden Hasdal’a döndüğünü...
24- Bizans’ın topraklarının alındığını ama BİZANS’ın “hâlâ bitirilemediğini”, uzantılarının “Türkiye Cumhuriyeti” içinde devam ettiğini...
25- Haydar Aliyev darbesinin nasıl ve nerede planlandığını.
26- Adı ne olursa olsun bugün çökmeye başlayan “milli-ulusal görünen” yapılanmaların aslında “MİLLİ OLMAMIZA” engel olmak için “dış odak” tarafından içeride tesis edildiğini...
27- “Finansal Ergenekon” ve diğer yapıların devlete kafa tutacak güce dönem dönem eriştiğini ve hükümetleri düşürdüğünü...
28- 2001 krizinin neden, nasıl, kimler tarafından tezgâhlandığını ve Derviş’in Türkiye’ye gönderileceğini 1999 yılından itibaren bildiğini...
29- Türkiye’yi krize sokan IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’ın sonrasında İsrail Merkez Bankası Başkanı olduğunu... Bugün yeniden ÖNEMLİ işlerein başına getirilmeye denendiğini!
30- 2003’te Kuzey Irak’ta “başımıza geçen çuvalın” önemli bir mesaj içerdiğini ve mesajı verenlerin sonra bu “ana tezinden” vazgeçmek zorunda kaldıklarını...
31- Türkiye’nin artık ORTADOĞU VE ORTA ASYA’daki yeni denklemin en güçlü BİLEŞENİ olduğunu...VE BU GÜCÜN ENGELLENMEK İSTENDİĞİNİ!
32- HER ŞEYE RAĞMEN Türk Devleti’nin güçlü olduğunu ve geçmişte zaman zaman “içeriden hatta en tepeden ele geçirilmesine” rağmen özellikle 2005 sonrası attığı adımlarla bugünlere geldiğini ve 1600’den bugüne “bu toprakların” en parlak dönemlerinden birini yaşadığını...
33- Ve bu yazının neden “33 madde” yazıldığını... “33’ün BİZ olana nasıl” kastettiğini ve KÜRESEL KOLALİSYON’un kendi amaçları yolunda neler yapabileceğini!
Yaşananları ve yaşanacakları analiz ederken lütfen bunları unutmayın!
Son söz: Bu topraklarda çok uzun zamandır İKTİDAR olma, iktidar kalma mücadelesi veren KÜRESEL YAPI ve uzantılarına bir hatırlatma; bu toprakların gücünü temsil eden görünen her yapıyla savaşabilir hatta “kazandık” diye düşünebilirsiniz ama şunu asla unutmayın; tam 1000 yıldır her “bitirdik” dediğiniz anda biraz daha büyüdük ve ilerledik ! Bu süreç de “daha büyük olmamız” ile sonuçlanacak! Bekleyin ve görün!
Yukarıdaki satırlar Yiğit Bulut'a ait. 
Biliyorsunuz tarihi bir süreç yaşıyoruz.  İçeride ve dışarıda yaşananlara hepimiz tanıklık ediyoruz. Gördüğünüz fotoğraflara kareleri yan yana koyarak öyle bakmanızı istiyorum. İşte bu nedenle Yiğit'in yorumu önemli. Taraflı, tarafsız herkesin okumasında, kayda geçmesinde fayda var. 
***
HALK SEÇİMİNİ YAPTI BİLE..
Kayda geçmesini istediğim bir başka mesaj daha var.
Cumhurbaşkanı adayımız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ait bu mesaj.
Cumhur ilk kez Başkan seçmek için 10 Ağustos'ta sandık başına gidecek.
Bana göre ikinci tura gerek kalmayacak. Erdoğan, yüzde 60'a yakın oranla C. Başkanı seçilececek. 
Zaten benim için önemli olan Pazar günkü seçimin sonucu değil. Kazananı aylar öncesinden belli olan bir seçim çünkü bu.
Bunu söyleyen sadece bende değilim.
Başbakan'a ve Ak Parti'ye en sert muhalefeti yapan, buna rağmen Türkiye'de basın özgürlüğü olmadığından dem vuran köşe yazarları da benimle aynı görüşte!
Olmasaydı eğer, aylardır Başbakan'ın kim olacağını merak edip durmazlardı!
Neyse asıl mevzuya, kayda geçmesinde, bugünden konuşulup tartışılmasında yarar olduğuna inandığım sayın Erdoğan'ın mesajına gelelim.
***
CUMHURBAŞKANI TAMAM..
BAŞKAN KİM OLSUN?
İşte Erdoğan'ın o sözleri;
- Bakıyorsunuz mesela Amerika'daki Başkanlık sistemi farklı, faraza Arjantin'de farklı. 
Ama bir şey var; gelişmiş ülkelerin genelinde Başkanlık sisteminin olması anlamlıdır. Yarı-Başkanlık sisteminin olması anlamlıdır. 
Bizim artık burada bir sıçrama yapmamız lazım. Bizim artık sistem değişikliğine gitmemizde fayda var. 
Kaldı ki buna Allah rahmet eylesin Turgut Bey dillendirenlerden bir tanesiydi. Daha sonra bunu Sayın Demirel de dillendirdi. Nedense biz dillendirince birileri rahatsız olmaya başladı.
Ama ben görüyorum ki milletim Başkanlık sistemini bu seçimle beraber benimseyecek ve konuşmaya başlayacak. 
Diyecek 'ben Cumhurbaşkanı seçiyorum. Madem Cumhurbaşkanı'nı seçiyorum, niye Başkan seçmeyeyim.' 
Bundan sonra Başkanı seçecek. Yani bunu farklı yerlere çekenlere de gereken cevabı verecek. Ve tabi Başkanlık sisteminin ne içerdiği çok daha açık, net bu tartışmalarla beraber ortaya çıkacak."
***
Cumanız mübarek, seçiminiz hayırlı ola..
....