Doğru, dürüst, ilkeli yayın yapıp, mevzuata uygun hareket eden, devlete olan vergi ve SGK gibi yükümlülüklerini layığıyla yerine getirebilen kaç ulusal ve yerel gazete var?

Borcu bulunmayan?..

Salt gazetecilik yapan…

Gazeteciliği çıkar ve etiket olarak kullanmayan…

Bir oraya bir buraya hacıyatmaz gibi sallanmayan…

Para karşılığı haber yapmayan…

Çıkarın her türlüsünden nemalanmayan…

Kaç gazete var gerçekten?..

Ha bir de gazete gibi gazete olmak için devletin de gazetelerin derdini bilmesi gerek.

Devletin, basının ve özellikle yerel basının dertlerinin içine girmesi gerek.

Her ne kadar siyasi bir partiyle ilişkili olsa da geçtiğimiz günlerde Ortadoğu Gazetesi, yerele döndü misal..

Artık sadece İstanbul’da dağıtılacak.

Peki basın dünyasını bekleyen yeni maddi tehlikeler neler?

Biliyoruz ki, gazetelerin can damarlarından en önemlisi Basın İlan Kurumu’ndan gelen resmi ilan gelirleri…

Kurumdan gelen bu resmi ilanların çok büyük kısmını ise icra ilanları oluşturuyor.

Öğrendiğimize göre Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde bu konuyla ilgili bir düzenleme bulunuyor.

Eğer uygulama, belgedeki haliyle gerçeğe dönerse baskıyı durduracak pek çok gazete olacak.

Bunda kuşku yok.

Ancak elbette bu madde yürürlüğe girerse yani icra ilanlarının basına akışı ortadan kalkarsa yerel basında pek çok vasıflı gazete kepenk indirecektir.

Çünkü resmi ilanlar dışında abone ve normal reklam gelirleri ile dürüst bir yerel gazetenin yaşaması çok zordur.

Hele hele gazete okuma alışkanlığı zayıf olan ve yerel gazete abone sayılarının bine dahi ulaşmasının rekor sayıldığı bir toplumda.

İcra ihalelerinin yayınlanmaması yönünde getirilen bu düzenlemenin hayata geçmesi  halinde ortaya çıkacak sıkıntıları Basın İlan Kurumu yetkilileri dile getiriyor.

Dahası ilan akışı durursa Basın İlan Kurumu da artık ne iş yapar, hangi ilana bakacak işi kalır, orası da ayrı elbet.
Bunların yanında yine özellikle yerel gazetelerin başında kılıç gibi sallanan bir başka düzenleme daha var.

Daha önce yapılan düzenleme ile ilan bedelinin gazetelere ödenmesi  için aranan “vergi ve SGK borcu yoktur” yazısının uygulanabilirlik süresi 1 Temmuz’a ertelenmişti.
Bugün 1 Temmuz.

Eğer bu yazıyı okuduğunuz dakikaya kadar konuyla ilgili yeni bir süre uzatımı gelmemişse birkaç ay içinde onlarca yerel gazete kapanacaktır.

İstenen buysa eğer, gazete kapatmanın “yasal”(!) yoludur bu ama gerçekler ortada işte:

Vergi ve SGK borcu bulunmayan gazete olmanız için gece gazete değil para basmanız gerek!

O kadar vahim durumda çünkü yerel basın.

Basının yaşaması ne kadar önemseniyor?

Hele hele yerel basın, bir ülkenin gelişiminde ne kadar önemli göreceğiz?..

Maddi olarak yerel basının boynuna ilmek geçirmek yerine, sapla samanı ayıran, dürüst-ilkeli gazeteciliği koruyan, gazeteciliği çıkar amaçlı kullananları ayıran bir yol haritası çizilse…

Basın için de, demokrasi için de, Türkiye için de daha doğru ve anlaşılabilir olmaz mı?..

Basın ve yerel basın açısından tehlikeli bu düzenlemelere kayıtsız kalınabilir mi?..

Basının ve yerel basının içinde bulunduğu maddi imkansızlıkların bilinmemesi mümkün değilken icra ihalelerinin yayınlanmamasına yönelik bir madde nasıl girebilir yargı reformunun içine?

Canlanan basın mı?..

Canı çıkan basın mı?..

Tercih ne olacak, kısa zaman içinde yaşayarak göreceğiz.