Çobandan, Sosyetik  Siyaset Dersi !

Parti Yöneticileri Köy Kahvesinde siyaset konuşması yapacaktı.

Köyün girişinde çoban önlerine geçti, "Hoş Geldiniz"  dedikten sonra hemen söze girdi;

Kahvede konuşmayı ben yapacağım” dedi.

Siyasetçiler çobanın yüzüne baktılar; “Sen Siyasetten ne anlarsın“ dercesine

Çoban; “İçinizden geçenleri anlıyorum. 'Bu Çoban da  kim oluyor' diyorsunuz..

Bizim 10 kelimemizden 9'u küfürle geçer. İçinde bir bir sözüm var ki, fırında ekmek gibi kızarır.

Siz burada konuşuyorsunuz.  Bizde 15 gün (bu sosyetik ne dedi) diyerek içinden çıkamıyoruz. İzin verinde kahvede ben konuşayım.” dedi.

 "Tamam sen konuş bakalım" denilen bizim Çoban başladı konuşmaya;

Bana bakın köylülerim;

Sizin kibirinizden, tafralarınızdan yanınıza varılmaz.

Tarlayı gübreden, mazotta, tohumdan yediğiniz kazıklardan ekmezsiniz.

Bahçeyi Baskinin yazıklı su parasında sulamazsınız. Meyveler dalında kalır toplamazsınız. Toplamanızda beş para etmez. Hepiniz borç içindesiniz. İcra avukatlarına utanmadan oy verirsiniz.

Biliyonuz mu şu anda AK Partinin üç tane icra avukatını Balıkesir'den meclise gönderdiniz.

Ulan biz kime oy verdik diye homurdanıp durursun. Okulları kapattılar, İstiklal Marşı gitti. Çocuklar yollarda taşımada, birkaç berduş şoföründe elinde.

"Milliyetçiyiz" diyorlar bizi kandırıyorlar. Andımız söyletmiyorlar. Habire zam yapıyorlar ,dış güçlerin oyunu diyolar. 

Bizi oyalıyorlar.Birde ithal ediyorlar. Döviz aldı başını gitti, başımıza bela etti. 

Büyükşehir dediler. Topraklarımız, binalarımız elimizden uçuverdi. Yol, köprü yaptık diyorlar bizi yanıltıyorlar. 

Gökdelenler diktiler rant sağladılar. Bizim damları da başımıza yıktılar. Ne yapceniz?"

Çoban sözünü bitirmeden kahvede oturan köylü sözü aldı;

Ulan çoban hep sen mi konuşacağın,bu sosyetik siyasetçilerin sözü yok mu? Bütün yaşadıklarımız ortaya döküverdin."

Çoban devam etti: 

 “Siz Onların dilinden anlamıyorsun. Çari açık diyorlar bilmiyorsunuz. Onlar benim kadar rahat konuşamaz.. Ben  halkım çobanlık yapıyorum, üretiyorum. Koyunlar sütünü sağıyor, yünü kırkıyorum. Doğumu yaparken yardımcı oluyorum. Onları çakaldan, kurttan koruyorum."

..ve herkes sustu..

Yazmış olduğum bu konu geçen hafta içinde yaşandı. Bir ilçemizin Dağ köylerinden birinde.

Yer ve isim vermedim. 

Demokrasimiz kaldırımlarda sürünüyor.

Önümüzde yerel seçim var.

Şartlar çok çetin..