Cuma günü “yol alırken geleceğe; gerek ülke, gerek şehir olarak ne kadar sahip çıkıyoruz kendi değerlerimize?” diye başlamıştık yazımıza.
Bugüne başlarken de aynı cümleyi yineliyoruz..
Ülke olarak nice beyni küstürüp yurt dışına kaçırıyoruz, sonra dönmeleri için türlü imkanlar sunuyoruz.
Ama kırılanın yeri dolmuyor.
Türkiye’nin bilgiye ve bilime ihtiyacı varken bilgiyi ve liyakatı önemsemediğimizden gidiyor değerlerimiz; hem ülkeden ve hem de kentten…
Kaybediyoruz ülke olarak, kent olarak.
Siyasi hesapların, kısır çekişmelerin, benden senden edebiyatının esiri oluyoruz.
İşini yapanı değil, işini yapar gibi gözükeni; kurala uyanı değil kuralı bozabileni, dik duranı değil kıvrılan büküleni, doğruyu söyleyeni değil, nabza göre şerbet vereni istiyoruz, koruyoruz.
Sonra yıkılıyor domino taşları; altında kalıyoruz, zaman kaybediyoruz, geleceği kaybediyoruz, doğruyu kaybediyoruz.
Cuma günü Balıkesir’de “mekan”dan bahsetmiştik, bugün Balıkesir’de “insan” öğesine geçmek istedik.
Buna sebep de İstanbul Belediye Başkan Adayı CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun yanında Balıkesir’in yakından tanıdığı bir ismi televizyon ekranlarında görmek oldu.
Taylan Engin’den bahsediyoruz.
Ama önce bir parantez açalım…
Basında çok sık eleştiriler yer alıyor değil mi, Büyükşehir başta olmak üzere belediyelerimize “dışarıdan bürokrat gelmesi”, “çok sık genel sekreter değişmesi”, “çok sık genel sekreter yardımcısı değişmesi”, “bunların çoğunun ithal olması…” gibi gerekçelerle.
Haklı eleştiriler bunlar.
Kapatalım parantezi.
Taylan Engin’e dönelim:
Balıkesir doğumlu. Balıkesir Lisesi mezunu. İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi İnş. Müh. Mezunu ve aynı üniversitede doktorasını yapmış ve Ulaştırma Mühendisliği alanında yıllarca çalışmış, ulusal ve uluslararası pek çok projeye imza atmış.
Başarılı çalışmaları ve edindiği tecrübeyi kazandığı bilgi ile pekiştirip, pek çok belediyeye danışmanlık yapmaktayken Edip Uğur’un daveti ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışmaya başlamış, genel sekreter yardımcısı olarak görev almakta iken büyükşehirdeki yönetim değişikliği sonrası pek çok yöneticiyle beraber görevinden alınmış ve hatta İvrindi’deki hayvan barınağında görevlendirilmiş(!!!!).
Neden ve hangi kusurla” diye bile sormayacağız, “benim adamım senin adamın” saçmalamasına da girmeyeceğiz, sadece şunu söyleyeceğiz:
Bir kez daha bilgiye, tecrübeye, kazanıma, eğitime ve liyakata önem verilmemiş; işini yapana sahip çıkılmamış, işini yapana değil; işini yaptırtana bakılmıştır.
Oysa… Şimdi ne görüyoruz?…
Tecrübeyi içeride ve kendi değerlerinde aramaktansa ithal etmeyi tercih eden ve Engin’i görevden uzaklaştıran (hayvan barınağından sonra da Bandırma 17 Eylül Üniversitesi’ne geçen) Balıkesir Büyükşehir’in görevden aldığı bu değer, Türkiye’nin en büyük metropolü olan İstanbul’un ulaşım problemini 5 yılda çözmeyi vaat eden bir başkan adayı tarafından “ekibim” denip sahnede tanıtılarak onore edilmiştir.
Balıkesirli olarak gururlanmamak mümkün değilken aynı zamanda hayıflanmamak ve üzülmemek de elde değil kuşkusuz.
Sizin değer vermediğiniz, çalıştırmadığınız ve üstünü çizdiğiniz liyakat, Türkiye’nin en büyük şehrindeki iki güçlü başkan adayının birinin teknik/bürokrat beyin ekibinde kamuoyunun karşısına çıkıyor.
Engin ve onun gibi siyasi yelpazenin dışında kalarak iş ile siyaseti birbirine karıştırmadan işini yapan nice isim sağa sola savrulurken siyasetin bu anlaşılmaz oyunlarının ceremesini aslına bakarsanız yerel ölçekte Balıkesir, genelde ise Türkiye ödüyor.
Neyin doğru olduğunu bile bile yanlışta ısrar edilirse hep…
Ne olur bunun adı?..
Kaybeden kim?
Engin gibi isimler mi?
Liyakata önem vermeyerek bilgi ve deneyim sahibi Balıkesirli kendi değerlerini es geçen belediyeler mi
?