10 Ağustos’ta Sındırgı'da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem, bölgeyi adeta beşik gibi sallamaya devam ediyor.
Artçı sarsıntıların sayısı 10 bin 600’ü aşarken, bunlardan 43’ü 4.0 ve üzeri büyüklükte gerçekleşti.
Uzmanlar, bu sarsıntıların dikkat çekici olduğunu ve bölgedeki fay hatlarının detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Yeni fay keşifleri, detaylı inceleme gerektiriyor,” diyerek hazırlıkların gevşetilmemesi gerektiğini ifade ediyor.
Öte yandan, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın beş yıl öncesinden Sındırgı’daki deprem tehlikesine dikkat çekerek, “Yarın çok geç olabilir. Oynak yerde, sulak yerde, gevşek yerde yapılaşma yapmayacaksınız,” uyarısı bugün daha da anlam kazanıyor.
Ancak bu uyarılara rağmen, bilim insanlarının sesine yeterince kulak verilmediği açıkça görülüyor.
★
DEPREMİN PSİKOLOJİK YÜKÜ
Bu satırları, 24 Eylül 2025 gecesi saat 01:28’de yaşanan bir başka artçı depremin etkisiyle yazıyorum.
Ölüm korkusu yaşamıyor olsam da, deprem psikolojisinin ağırlığı tarifsiz.
10 Ağustos’taki 6.1’lik depremden bu yana, her an sallanıyormuş gibi bir hisle yaşıyorum.
Gözüm sürekli avizede, duvardaki eşyalarda; “Acaba gerçekten sallandık mı?” sorusu zihnimi kemiriyor.
Hemen ardından AFAD ve Kandilli Rasathanesi’nin sosyal medya hesaplarını kontrol ediyorum.
Bu davranış, 10 Ağustos’tan beri benim için bir rutine dönüştü.
1999 depreminden sonra Sakarya’dan gelen yakınlarımın en ufak bir kıpırtıda kapıldıkları paniği şimdi daha iyi anlıyorum.
Birinci derecede deprem kuşağında yaşadığımız gerçeği bir yana, eğer oturduğumuz evlerin depreme dayanıklı olduğundan emin olsak, bu psikolojik yükün ne kadarını taşırdık ki?
★
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE
GEÇ KALINAN ADIMLAR
Balıkesir, kentsel dönüşüm konusunda maalesef çok geç kaldı.
Yerel yönetimlerin bu konuda ellerini çabuk tutması gerekiyor.
Depreme dirençli binalar, güvenli mahalleler oluşturmak için artık laf değil, icraat zamanı.
Şehrin milletvekilleri ve iktidar partisi yöneticileri de belediye başkanlarına koşulsuz destek vermeli.
Aksi takdirde, o kaçınılmaz an geldiğinde, bizler kendi hesabımızı bir şekilde veririz, ama yöneticiler tüm bir şehrin hesabını nasıl verecek, bilemiyorum.
★
Depremle yaşamayı öğrenmiş bir toplum olsak da, eksik olan bir şey var: sorumluluklarını yerine getirmekte direnen yöneticiler. Bu ihmalkârlık, deprem sarsıntılarından daha fazla yıpratıyor psikolojimizi.
Balıkesir’in, depreme hazır, güvenli bir şehir haline gelmesi için somut adımlar atılmalı.
Depreme dirençli mahalleler, sadece bir talep değil, hayati bir ihtiyaç.
★
BİR DUA, BİR DİLEK..
Rabbim, deprem bölgelerindeki tüm kardeşlerimize güç ve sabır versin. Afetlerden masum insanları korusun.
Balıkesir ve diğer deprem bölgeleri, bilimsel uyarılar ışığında, kararlılıkla ve hızla alınacak önlemlerle daha güvenli bir geleceğe kavuşsun.
Çünkü yarın, gerçekten çok geç olabilir.
#24Eylül #RamazanDemir #KendimeNotlar