Say say say bitmez…

1,2,3 diye başla…

1001, 1002, 1003 de…

Say say bitmez, say daha…

10000, 10001, 10002….

Say say say bitmez…

Saysan yorulursun.

Nefesin yetmez.

20 bin… 30 bin…. 40 bin…

Kaç köyden, kasabadan büyük, kaç ilçeden?..

Kaç vilayetten fazla…

50 bin, 60, 70, 80, 90, 100…

100001, 100002….

Gel 145 bine…

145.000.

Tam 145 bin ağaç kesilecek.

Şimdi de Kırklareli’nde.

Taş ocağı genişletilmesi için.

Kapasite artışı için Çevre Bakanlığı’na başvurmuş şirket.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.

Tarım ve Orman Bakanlığı.

Çevre Bakanlığı çevreyi, Orman Bakanlığı ormanları korusa bi…

Alır mı şirket kapasite artış iznini?

Ne dersiniz?

Tam 145 bin ağaç.

145 bin nefes.

Kaç vilayetin merkez nüfusundan fazla, kaç ilçenin?

Istranca ormanlarında tam 144 bin 871 ağaç kesilecek.

Kesilmezse seviniriz.

Kesilirse?...

Kaçıncı katliam bu?

Ocak ve maden için yerine konmayacak güzelliklerin, nefesin, iklimin, toprağın, geleceğin heba edilmesi?

Domino etkisidir aslında.

Istrancalar’ı kes; Trakya bitsin, İstanbul kurusun.

Sonra elleri açar dua ederiz, yağmur yağsın diye.

Bir de “doğayı koruyalım, doğanın cılkını çıkarmayalım, doğanın dengesini bozmayalım” diye etsek dua.

Allah akıl versin diye açılsa ellerimiz.

Barajlar dip seviyesindeyken, yer altı suları yüzde 85 azalmışken, bin pınarlı İda’da nice pınar kurumuşken…

Tükenmez, bitmez mi sanıyoruz ormanları?

Kaç hançer saplandı Anadolu’ya taş ocakları için, madenler için, HES’ler için, termik santraller için?..

Bitmez mi sanıyoruz.

Bitiyor ama.

Bakın İda’nın derinliklerine.

Kaç yara var; kaç yeri delik deşik, kuru, çorak?

Eskisi gibi olacak mı sanırsınız?