"Öfke baldan tatlıdır" derler ya hani.
İşte öyle bir dönemi yaşıyor Balıkesir, son 4 .5 yıldır. 
Neden 1-2 değil veya 8-10 yıl değilde dört buçuk?
Açıklık getirip, merakta bırakmayalım.
Önce 4.5 yıl öncesine gidelim.
Kimi çevreler "hart-hurt dönemi" diye yaygara koparıp, iftira kampanları yürütmüştü.  
İşte o "hart-hurt" devrini mumla aratıyor son 4.5 dört buçuk yılda yaşanıp tanık olunan olaylar zinciri. 
***
Açık konuşalım.
Balıkesir Belediyesi'nin yönetimini üstlenen isimlerin devirdikleri çam, kırdıkları pot, sergiledikleri agresif davranışlar, hakaret ve kin, nifak tohumları ekme, öfke kusmalar..
Bitmedi.. bitmiyor.. biteceği de yok..
Öfkeden besleniyor bizim başkan. 
Baldan daha tatlı, daha şifalı geliyor öfke beyefendiye.
Son aylarını yaşadığı makamda, yerel seçimler öncesi yine öfke boşalmalarına şahitlik ediyoruz. 
Bazen kontrolünü kaybediyor.
Bir bakıyorsunuz "mükemmel bir insan".. 
Sakin, nazik, kibar, beyefendi. Tam eğitimci kimliğine yakışan profil. 
Bir bakıyorsunuz, tanımanız, çözmeniz mümkün değil.
Pusulayı şaşırmış bir gemi kaptanı, fren balataları sıyırmış bir otomobilin sürücüsüne benzetiyorsanız.
Acayip bir adam.
Nerede, ne zaman, nasıl konuşacağı belli olmuyor.
Ummadığınız, beklemediğiniz anda sanki olağanüstü olay yaşanmışcasına esip gürlüyor. 
Bulunduğu ortamı, temsil ettiği makamı, şehremanetinin başındaki kişinin kendisi olduğunu unutuyor. 
Gazeteci bir kardeşimiz için kullandığı "ağzından salyalar akıyor" cümlesinin hakkını veriyor, hak ediyor!
Şahsı için böyle bir cümleyi kullanmayı asla kendimize yakıştıramayız. 
Patenti eğitimci başkanımıza ait olduğu için aldık bu sözü yazımıza.
***
Demek istediğim şu.
Önyargılardan kurtaramıyor kendini. 
Belki de bilemediğimiz birilerinin dolduruşuna geliyor.
Öfkesine, sinirine hakim olmayı başaramadı, başaramıyor, başarabileceğinin sinyalini de vermiyor.
Karşında medyayı veya yandaşlarını görünce avazı çıktığı kadar bağırıyor.
Hakaret sınırlarını aşan ithamları havada uçuşuyor.
Öfkesini boşaltmaya çalışırken eğitimci kimliğiyle bağdaşmayan anlaşılmaz ifadeler kullanıp çatışma, kutuplaşma ortamlarına çanak tutarak zemin hazırlıyor.
Tıpkı, sinirlendirilip damarına basılan bir kişi gibi, bağırıp çağırmaktan, içini boşaltmaktan bir ferahlık, haz duyup rahatlıyor.
Soyadı gibi Çılgın olan MHP il başkanı ve bu partinin gençlik kolları niteliği taşıyan Ülkü Ocakları'nın Balıkesir'deki temsilcisiyle çıktıkları medya karşısında yaptığı açıklamayı okuyup kullandığı ifadeler karşısında bir kez daha dehşete kapıldım.
***
Gazetelere yansıyan fotoğraftaki yüz ifadesi, görüntüsü ne kadar agresif, hırçın olduğunun göstergesi gibiydi. 
Kavgadan, çatışmadan, şiddet ve polemiklerden beslenen hâl, hareket ve davranışlar..
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı A. Edip Uğur'u hedef tahtasına oturtup "seviyesiz" ifadeler kullanan ve kendisinden önceki dönemi "hart-hurt" diye gösteren eğitimci başkanın son 4.5 yıldaki üslup ve "hart-hurt" karnesini görmemezliğe gelmesi üzücü olduğu kadar düşündürücüdür.
Milletin balık hafızalı olduğunu zannediyorsa, altı ay sonra karneyi eline aldığında şaşkınlıktan donup kalabilir!
***
Önceki yazılarımda da değinmiştim. 
Hafızaları yenilemekte yarar var. 
Sevgili başkanımızın abartılı söylemleriyle yandaşlarını etkileyip heyecanlandırmaya çalışması,  hakaret edip, kara çalarak vatandaşın kafasında soru işaretleri yaratmaya kalkışması, polemik yaratmak için hertürlü yaklaşımı mübah sayması bir takım işlerin yolunda gitmediğinin aleni göstergesi..
Bir belediye başkanının, bir siyasetçinin, daha da önemlisi bir eğitimcinin kullandığı üslup, ülkemin bugünü ve yarınları adına beni ürkütüyor, korkutup endişeye yöneltiyor.
Sanıyorum çok bunalmış. 
Olumsuz giden birşeyler var. 
Böyle olunca da duygu ve düşüncelerin olumsuz yönde etkilenmesinin doğal karşılığı olarak görülebilir öfkenin kontrol edilememesi..
Belli ki ruhunu ferahlatıyor öfkesini dışa vurarak, kinini kusarak!
Kendini rahatlatıyor bir anlamda. 
Lâkin dozaj ayarlamasında sorun olduğu giderek kendini belli etmeye başladı. 
***
Unutmamak gerekiyor ki; dozajı gittikçe artan ve öfke soslarıyla tatlandırılmaya çalışılan polemikler yanında çirkin politika ve politikacıları insanımızın hazmetmesi kolay olmuyor.
Böylesine zorlu süreçten herkesin zarar görmeden geçilmesi için aklı-selim davranış biçimleriyle seviyenin düşürülmemesi her derde deva olacaktır diye düşünüyorum. 
"Öfke baldan tatlıdır" diye düşünerek kontrolü elden kaçırırsak, inandırıcı olma özelliğinin kaybedileceği gibi Allah korusun akıl sağlığımızı da tehlikeye atabiliriz.
Ruh sağlığı tedavisinin vücut sağlığı gibi kolay ve kesin olmadığını bilmemiz gerekiyor. 
Sözün özü;
Diren Balıkesir, dört buçuk yıl bitti, 6 ay kaldı...
Cumanız mübarek olsun.
...