DOKUNULMAZLIK SİYASETİ

BDP milletvekillerinin dokunulmazlığı siyasetin en sıcak konusu... Konu çoktan soruna dönüştü.
Siyasî kriz potansiyeli de taşıyor. BDP’nin her politikası siyasete sorun olarak yansıyor. En son ‘açlık grevleri’ problemi yaşandı. BDP yine sorunun odağındaydı. Destek vermekle kalmadı, bazı milletvekilleri açlık grevine katıldı. Kimsenin burnu kanamadan çözüldü.
    BDP bir başka sorunla siyasetin gündeminde... PKK’lı teröristlerle kucaklaşan BDP milletvekillerinin dokunulmazlığını öngören fezlekeler Meclis’e gönderildi. 2012’ye yetişmesi çok güç. Yeni yıla sarkacağı kesin. Önümüzdeki hafta bütçe maratonu başlayacak. Meclis, 12 gün aralıksız çalışacak. Dokunulmazlık dosyalarının görüşülüp karara bağlanması iki ayı bulabilir. Önce komisyon, ardından Genel Kurul aşaması var. Oylama sadece sonuç... Fezlekelerin kaderini ‘süreç’ belirleyecek. O yüzden partiler bugünlerde iktidarıyla muhalefetiyle dokunulmazlık sorununu tartışıyor. Tabii gözler öncelikle AK Parti’de. Çünkü AK Parti’nin dediği olacak. Aslında AK Parti’nin görüşü belli. Başbakan Erdoğan, başından beri ‘dokunulmazlıkların kaldırılacağı’ yönünde sinyal verdi. Madrid’e giderken de açıkça ‘kaldıracağız’ dedi.
    Parti içinde dokunulmazlıkların kaldırılmasına sıcak bakmayan ‘farklı görüşte olan’ milletvekilleri var elbette. Sadece bölge milletvekilleriyle sınırlı da değil. 94 tecrübesine bakarak milletvekillerine dokunmanın çözüm olmadığı, bugün de olmayacağı, aksine BDP’ye yeni istismar alanı için fırsat verileceğini düşünenlerin varlığı sır değil. Benzer durum CHP için de söz konusu. Hararetle dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyen de var, buna karşı çıkan da...
    Peki, AK Parti’nin son kararı ne olacak? AK Parti’nin dünkü toplantısında bu sorunun cevabının alınacağı anlamlar yüklendi. Partilerin grup günüydü. AK Parti, milletvekillerini Meclis’te değil, Genel Merkez’de topladı. Grup toplantısı değil. Değerlendirme ve istişare toplantısı. Tek gündem de dokunulmazlık dosyaları değil. En önemli gündemin bu olduğu muhakkak. Toplantının açış konuşmasını Başbakan Erdoğan yaptı. Sözü dokunulmazlık konusuna getirdi ve, “Hiç kimse kusura bakmasın, eğer Meclis’te olacaklarsa önce terörü desteklemediklerini göstersinler. Terör örgütüyle organik bağlarını kessinler. Terörü kınasınlar. Yoksa terör örgütünün bir uzantısı olarak TBMM çatısı altında olmayı biz kabul etmiyoruz, böyle bir şeyi kabullenmiyoruz.” dedi. Milletvekillerinden de konuşanlar oldu. Bölge milletvekilleri, dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda AK Parti’nin bölgede sıkıntıya gireceğini söyledi. Türkiye, sadece Güneydoğu’dan ibaret değil. Diğer bölgelerin de dikkate alınması gereken hassasiyetleri var. AK Parti, tek bölgenin partisi değil. Erdoğan’ın bu sözleri sürpriz mi? Değil. Daha önceki açıklamalarının devamı niteliğinde. Kapıyı da kapatmadı, aralık tuttu. BDP milletvekillerine çağrı yaptı. ‘Terörü desteklemediklerini göstersinler.’ dedi. Bunu nasıl yapacaklar? Terör örgütüne tavır koyarak, eylemlerini kınayarak... Çok mu zor? Hangi ülke terörle iç içe girmiş bir siyasi partiyi kabullenebilir?
    Bu konuda bağlayıcı nitelikle grup kararı alınamıyor. Ancak partilerin politikaları var. AK Parti’nin politikası ‘dokunulmazlığın kaldırılması’ yönünde oluştu. Bunu ancak BDP’nin teröre tavır koyan politikaları değiştirebilir. Teröristle kucaklaşan 10 BDP milletvekilinin dokunulmazlığının kalkacağını bugünden söyleyebiliriz. O yola girildi.