Ne demiş Yunus?
“İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır.”
Ne diyor Hz Muhammed:
“Çin’de de olsa ilmi arayınız. Çünkü ilim öğrenmek her Müslümana farzdır. Melekler, yaptıkları işten hoşlandıkları ilim talebeleri için kanatlarını yere sererler.”
Ne diyor Atatürk?
“Dünyada her şey için; medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir.
İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.”
Yine devam edelim Atatürk ile:
“Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.”
Gelelim bugüne…
Yıl 2018.
Son yıllarda beyin göçü arttığı için bilim insanlarının yurda dönmesini teşvik amaçlı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yeni projeyi açıkladı. Genç araştırmacılara 20 bin TL, deneyimlilerine 24 bin TL verilecek. Daha da pek çok avantaj…
Elbette teşvik edilsin.
Yurt dışına kaçan beyinlerin en azından bir kısmı yurda geri dönsün.
Ama bilim insanı neden göç ediyor, asıl onun sebebini araştırmak ve asıl bu sorunu gidermek gerekiyor.
Çünkü gideni geri getirmek için cazip paketler sunmak, çağrılar yapmak…
Belki bir formül ama sadece bir formül…
Bir kısım bilim insanı geriye dönecek olsa da buradan yurt dışına gidiş yine sürecek ise doldur boşalt gibi bir tablo çıkacaktır karşımıza.
Haliyle Bakanlığın asıl uğraşması gereken yön; buradaki sıkıntı ve sorunları gidermektir.
Çünkü bilim, tek kelimeyle özetlemek gerekirse, özgürlük ister.
Bilimin her alanı özgürlük ister.
Felsefe, tıp, sanat, heykel, psikoloji, hukuk, mühendislik…
Aklınıza ne geliyorsa.. Ne kadar dalı varsa..
Bilim insanları kendi üzerlerinde ufacık olsun siyasi bir baskı hissederlerse kendilerini geliştiremez, şevkleri kırılır, küserler.
Küsen gider.
Özgür olmazsa bilim insanı, özgün de olamaz. Dar kafeste soluksuz kalır.
Bilim, özgürlük ve kendisine destek varsa filizlenir, gelişir, kendini ileriye götürür.
Peki bugün Türkiye’de manzara ne?..
Özgürlükler kısılır ve bilim insanları tutuklanır, kaçma ihtimali olmayan öğretim üyeleri sabahın beşinde yatağından kaldırılıp gözaltına alınır, KHK’lerle üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlerin sayısı takip edilemez hale gelirken…
Para için bilim insanı yurda döner mi?..
Dahası, zaten parayı ilk plana alan bilim insanı da olmaz kanımızca.
Gerçek bilim insanı için önemli olan, araştırmak, kendini geliştirmek, kendi dalına katkı sunmaktır.
Para ile özgürlük tercihi sunuluyorsa bilim insanına…
Emin olun paranın tercih edilmediği çok daha net çıkacaktır karşımıza.
Bilim insanı, korku istemez. Rahat çalışma ortamı ister.
Korku bilimi kaçırır, karanlığı getirir.
Türkiye’de varolan bugünkü gerçek budur.
Bakınız üniversitelerimizin hallerine.
Bırakın bilimle ilgili çalışmaları. Gıkları çıkmaz haldeler.
Sesi çık/a/mayan üniversite, özgür üniversite midir?
Son rektör saçmalıklarını da hatırlayın…
Böyle bir ortama döner mi yurt dışındakiler?