Pandemi sürecinde en çok iletişime ihtiyaç duyduğumuz kuşku götürmez bir gerçek olarak hepimizin ortak hafızasında tecrübe edildi.

Tartışmasız, yemek içmek kadar sevdiklerine, dostlarına kavuşma hayali de herkesin özlemi oldu.

Salgın korkusu bize iletişimin gücünü ve önemini göstermesine gösterdi de… Pekiyi neyi doğru anladık, neleri yeniden düzenleme ihtiyacı duyduğumuzu zihnimizde planladık mı?

Net olmayan pek çok şeyle meşgul zihnimizle birlikte işimize döndük.

Ancak eski duygu, düşünce ve davranışlarımızdan eser kalmadığını yine iletişim biçimlerimizden anladık.

Artık eskisi gibi sarılma noksanlığı değildi hayatımızın akışının değiştiğini gösteren şeyler…

İletişimin doğru yöntemlerini bilmek, kusurlu yollarından kaçınmak, nitelikli iletişimle hayatımızın daha da zevkli hale geleceğini idrak etmek yetmiyor.

Önemli olan bu bilgileri, hayatımıza geçirmek ve zevk verici sonucu paylaşmak...

Kısıtlamaların, yaş gruplarına yönelik sokağa çıkma yasaklarının esnetilmesi, insanın iletişim ihtiyacını bir nebze karşılamasına vesile oldu.

Ancak sosyal varlık olarak yaratılmış insan sürekli bıçak sırtında yaşayarak nasıl huzur bulacak?

İşte bütün bunlar yine iletişim becerileri kazanmakla mümkün olacaktır.

SOSYALLEŞME İHTİYACI

Yeni tip Koronavirüs (Kovit-19) nedeniyle üç ayda yaşananlar, en fazla bireysel ve toplumsal iletişim biçimi üzerinde etkili oldu.

Bu yüzden ‘yeni normal’ diye tanımlanan duruma uyum için en sorunlu alanlarımızı düzeltmemiz gerekiyor.

Görünür, etkili, tatmin edici ve hissedilir hijyen koşullarının sağlanması başta geliyor. Güçlü bir iletişim ağı kurarak uygun ortamın sağlandığı bilgisinin kitlelere ulaştırılmasıyla iç huzurumuz biraz yerine gelecektir.

Kamuoyundaki en büyük tedirginlik, kamusal alanlarda hijyen koşullarının sağlanıp sağlanmadığı üzerinde yoğunlaşıyor.

Bu durum da, insanlar arasında iletişimi bozuyor.

Aile içinden başlayıp, yakın çevre, çalışma ve sosyal hayatın içinde sancılı bir sürece sokuyor.

Bunun yegane ilacı da, yeni normal hayatin düzeni içinde rahat edeceğimiz, “Ortak bilinç, ortak sorumluluk ve ortak davranış” göstermemizi sağlayacak iletişim kanallarının kullanılmasıdır.

YENİ HAYATA HAZIR MIYIZ?

Pandemi sürecinde bilinen temizlik yöntemlerinin ve sosyal ilişki kurma biçimlerimizin noksan kaldığını bir kez daha idrak ettik.

O halde uzmanların önerdiği; maske, mesafe, hijyen üçlüsünden başlamak üzere eksikliklerimizi hızla tamamlamalıyız.

İnsan, görünür (fizik) ve görünmez (ruh) taraflarıyla varlık sürdürür.

Fiziksel olarak salgından kendimizi koruduk diyelim…

Pekiyi esas ruhsal olarak yarattığı yıkıntıyı nasıl tamir edeceğiz?

İletişimci olarak Mart ayından itibaren bu konuda çalışmalar yapıyoruz.

TM Akademi olarak bu alanda eğitim programları hazırladık. Önümüzdeki günlerde insanımızın yararına bunları sunmaya başlıyoruz.

Neler mi var?

Burada sadece çalışma partnerlerimizden Pedagog Esra Dereobalı’nın programında yer alan konuları ana hatlarıyla vermek istiyorum.

  • Pandemi herkesi neden farklı etkiledi?

  • Beyin ve beden ilişkisi

  • Tetiklenen travmalar ve yeni kayıtlar

  • Çocuklardaki travmatik etkileri ve sağaltımı

  • Aile içi ilişkileri yönetme ve travmatik etkileri

  • Çatışmalı zor durumlar

  • Bu süreçte kendini tanıma

  • Teröpatik oyunla değişen süreç, dönüşen ben kimim?

Ana hatlarıyla dedik ya…

İşyeri ve iş güvenliği, iletişim, psikoloji gibi disiplinlerle de destekleyeceğimiz eğitimlerimizin bazıları kamuya açık alanlarda, fiziksel mesafeye uyularak sosyalleşme sürecine katkıda bulunacak.

Gelişmeleri paylaşacağız.

Sağlıkla kalın.