Korona virüs salgını ile birlikte aslında bir gerçeği daha iyi görmeye başladık. O da global yapılar ile devletlerin farklı şeyler olduğudur.

Oysa biz yıllardır global yapıların süper güçlerin dediğimiz ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, Almanya gibi gelişmiş ülkelerin güdümünde olduğunu zanneder ona göre yorumlar, ona göre değerlendirirdik. En azından bu benim için geçerlidir.

Şimdi görüyoruz ki global yapıları yönetenler, yönlendirenlerin bu ülkelerle yakından ilgisi alakası yok. Tam yersi bu global yapılara hâkim olan güçler aynı zamanda sözünü ettiğimiz süper güçleri yönetir, yönlendirir durumdaymış. Bu işin böyle olduğunu zaten bilenler bizlere gülmesinler, hani söz vardır ya ‘Zararın neresinden dönersen kardır’ diye. Bizimkisini de öyle görün. En azından bu durumu daha net okumaya başladık.

Bugün korona virüs salgını ile yapılan mücadelenin aslında global yapılar ile devletler arasındaki mücadele olduğunu anlıyoruz.

Dünya tarihinde böyle bir savaşa aslında ilk defa şahit oluyoruz. Devletlerin ortak iradesi zannettiğimiz global yapıların neredeyse tamamı devletlerarası problemleri çözmek, devletlerarası işbirliği ve dayanışmaları sağlamak yerine tam tersi ayrıştırıp kavgalı hale getirmekten öteye gitmediklerinin nedeni bugün daha iyi anlıyoruz.

Önümüzde BM ve alt birimleri, İMF Dünya Bankası, NATO, AB, Dünya Sağlık Örgütü duruyor. Bu yapılarda ülkelerden çok global ölçekli medya yapılarının, yardım kuruluşlarının, şirketlerin, dini yapıların, sermayelerin etkinliğinin varlığını ancak fark ediyoruz.

Bu yapıların yöneticilerinin veya çalışanlarının nasıl belirlendiğini hiç birimiz bilmeyiz. Yöneticileri atanırken devletlerin yetkilerini bilen var mı? İşin garibi ters tarafı bu yapılar kullanılarak asıl güç odakları devletlere, ülkelere çok rahatlıkla sızmaktadırlar.

Korona virüs salgınıyla beraber Dünya Sağlık Örgütü ile irtibatlı ne kadar çok Prof. Dr. Unvanlı hocamızın olduğunu anladık. Laboratuarın kapısından girip mikroskobun ne olduğunu bilmeyenlerin DSÖ’ nün hangi maksatlarla yayınlandığı bilinmeyen sırf ‘Bilimsel çalışma’ sıfatı verilmiş çerçöplerle karşımızda ahkâm kesip toplumları endişeye, korkuya sürüklediklerine şahit olduk ve olmaya devam ediyoruz.

Korona virüs salgını ve saldırısı aslında ülkeleri, devletleri ve toplumların uyanmasına neden oluyor. Oysa bu salgınla tam tersi ülkeleri, devletleri ve toplumları daha da kendilerine mahkûm etmeye çalışan global güç odaklarının 100 yıldır dünyada kurduğu düzenin farkına varıyoruz.

Halen NATO üzerinden devletlerin ordularını hizaya getirmek, salgın üzerinden devletleri teslim almak, İMF ve Dünya Bankası üzerinden devletlerin ekonomileri esir almak isteyen global güç odaklarının bu saldırıları karşısında verilecek mücadele nasıl sonlanır bilmiyorum.

Ama şunu söylemek gerek dünya tarihinde ilk defa global güç odaklarının global yapılar üzerinden saldırılarına karşı devletler bir noktaya kadar ortak savaş veriyor. En azından global güç odaklarının devletleri ele geçirmek için NATO gibi yapıların yanında FETÖ gibi örgütleri de ülkelerin özelliklerine göre kullandıklarını artık biliyoruz.

Her akşam evlerimizde otururken korku pompalayan sermayesi global yapıların olan medya organlarını daha saymıyorum. İnsan bildiğinden korkmaz. Bilgilendikçe güçleneceğiz

Kalın sağlıcakla…