Balıkesir’e kaç fırsat geldi yıllar ve yıllar boyu?

Hepsini de teptik ya!

Vali Rıza Akdemir zamanında kıyamet koparmıştı(k) yerel basının bazısı ve çoğu STÖ’ler…

Özmerkez gibi dev kütle yapılmasın kentin ta ortasına, meydan olsun, yeşil olsun denmişti…

Vali, Baro’yu bile kovdu makamından, dahası var mı?..

Özmerkez’in öncesine de gidelim, eski Hasanbaba Çarşısı vardı; sonra Zağnos Paşa Camii’nin yanına, tam da tarihe ve dokuya uygun(!?!)  çok güzel bir beton azmanı daha diktik, oldu eski Hasanbaba yeni Hasanbaba…

Sonra, daha da geçmişe gidelim, bizim hatırlamadığımız ve daha olmadığımız dönemlere…

Anafartalar’da Balıkesirlilerin sevdalısı sinema varmış misal; yıkmış ve o eski Özel İdare kütlesini yapmışız…

Bir süre önce ora da yıkıldı.. Yeni bir İş Merkezi beton kütlesi olarak geliyor daracık caddeye…

Eski SSK binası vardı…

Önü Şadırvan, yanı Saat Kulesi, yanı eski belediye/yeni müze…

Burası da tam cuk oturdu di mi(!?!)?..

Hem tarihe, hem çevresinin dokusuna öyle sadık kalıp saygı gösterdik ki, hafriyat çalışmaları sürüyor işte, oraya da şehrin görüntüsüne hiç de uymayan bir dev dikilecek…

İstanbul’da “siluet bozdu” deniyor ya gökdelenler için…

Al işte bozmaysa bu da bozma, siluet bozma rekorunda bizlerin eline su dökebilen başka millet var mıdır ki?..

İşte Çamlık…

Proje yapılırken bu kadar yeşilsiz bırakılmasa olmaz mıydı, Milli Kuvvetler’den yürüdüğünüzde yeşil ve ağaç görüyordunuz, şimdi karşınızda betondan başka ne var; tamamlandığında yeşillendirilecek ve göze hoş gelecek düzenlemeleri yapılacak olsa da doğal olandan ne kaldı ki geriye?..

Yıkılan hal binası sonrası bile yapılan meydan sadece meydan olarak göze güzel gelse de neden yeşil yoğunluk yeğlenmedi orada da?.. Hal binasının olduğu meydan yeşil bir meydan mı yoksa betonun ezdiği yeşilin azda kaldığı “en azından sadece bir meydan” mı?

Balıkesir’in yeni gözbebeği dediğimiz ve iyi ki hayata geçti dediğimiz Avlu’da bile daha çok yeşil aramıyor mu gözler?

Ne yazık ki bu işi yapamıyoruz…

Ya da görmüyoruz, yapmak istemiyoruz, önemsemiyoruz…

Görmüyoruz, Gör’eme oluyoruz.

Göreme’de olanı basın sayesinde duydu Türkiye.

E Göreme’yi yöneten yok mu?..

Belediye başkanı “inşaat plana uygun” diyor; öyle bir plan yapıldıysa asıl sorun o değil mi?..

Göreme’nin bağlı olduğu ilin valisi, kültür turizm müdürlüğü ne iş yapar, belediyesi nasıl plan yapar, kamuoyu nasıl ayağa kaldırılmaz taa  o zaman?..

Sık sık kızılan gazeteciler olmasa ve o fotoğraflar yansımasaydı topluma, 15’den fazla kaçak binanın yıkımına başlanabilecek miydi?..

Gör’eme”zsek iyi!

Görürsek kötü!

Tersler diyarıdır buralar.

Doğa harikası, turizm cenneti Göreme ne hale gelmiş, gör’eme’miş kimse!

Kaçak yapıp imar barışından yararlanarak 36 bin TL yatıran ve binası hakkında yıkım işlemine başlanan vatandaş da nasıl yakınıyor; “imar barışından yararlandım, benden 36 bin TL aldılar, şimdi yıkıyorlar, yazıktır” diye…

E “imar barışı” nereden geldi?

“İmar barışını” böyle derya haline getirirsen adam Göreme’ye bina da diker; Kartal’da ruhsatsız kaçak üst katlara  yapı kullanım belgesi de alır…

Anlaşılmazlıklar diyarısın Türkiye.

Devlet, pek çok olumsuzluğa kendisi göz yumuyor, kendisi fırsat veriyor; daha sonra ortaya çıkan olumsuzluk hallerini ise yine kendisi çoğu kez görmek istemiyor, gör’em-e’/i/yor…

Gör’eme o hale nasıl geldi ki?..

Gör’eme(z)’sen ve betona yol versen…

Rant sevinecek.

Gördün mü, yazdın mı “tu kaka”sın.

Ne yaman çelişkisin Türkiye?

Ne de akıl dışı hallerdesin..

Ne çok yazık edersin kendine!