Kendilerini akl-ı selim bir büyüğümüz bildik, tanıdık, okuduk!

Görüş ve fikirlerinin birçoğuna katılsak da ayrıştığımız noktalar da hayli fazla olan Gülay Göktürk Ablamızın 19 Aralık Cumartesi günü Akşam Gazetesinde yayınlanan “Kürt Paketi” konulu yazısını okuyunca mübalağa etmiyorum çay bardağı elimden düştü!

Bir an şaka filan yapıyor sandığım yazı bir bölümden sonra deyim yerindeyse kışkırtıcı ve tahkir edici idi ve gerçekten de sinirimden ve öfkemden çevremde ne kadar milliyetçi muhafazakâr kimse varsa onları aramaya ve bu yazıyı onlara okumaya başladım!

Herkesin tepkisi benimkine benzerdi aşağı yukarı. Yazının sadece ilgili kısmını aşağıya alıyorum:

“…Meseleye böyle baktığımızda ben bugün yapılması gereken şeyin, bütünsel bir anayasa değişikliğini beklemeksizin, siyasetin getirip önümüze koyduğu Kürt reformunu tamamlamak, 90 yıllık Kürt sorunun son kalıntılarını da temizlemek üzere, mini bir anayasa değişikliği paketi hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Evet, mini bir paket… Sadece üç temel noktada yoğunlaşmış bir paket:

1. Hiçbir etnisiteye gönderme yapmayan bir vatandaşlık tanımının getirilmesi ya da mevcut vatandaşlık tanımının çıkarılarak hiçbir şey konmaması;

2. Anayasanın 42. maddesindeki “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” ifadesinin çıkarılması.

3. İdari teşkilatla ilgili bölümde yerinden yönetimin “genel yetkili ve görevli” hale getirilmesi; bir başka deyişle merkezi yönetimlerin görevlerinin sayılıp, kalanların yerel yönetim tarafından yerine getirilmesi yaklaşımının benimsenmesi…”

Birinci maddede Gülay Abla, hiçbir etnisite derken aslında “Türk” kimliğinden söz ediyor, yani anayasadan çıkaralım diyor! Öyle ya bu Osmanlıyı, Selçukluyu ve Türkiye Cumhuriyetini “Kürtler” kurduğu (!) için anayasadan Türk kimliğini çıkaralım diyebiliyor bu hanım abla! Bu kadar rahat yani!

Bazan bu entel geçinenlerin hangi kafayla bu yazıları yazdığını çok merak ederim doğrusu.

Türk Milleti bu ülkenin gerçek sahibidir, etnisite değildir Gülay Abla!

8.yüzyılda Yenisey bölgesinde bengü taşlara yazılan “Türk” ismini bu millet imparatorluklar, büyük devletler kurarak yüz binlerce şehit vererek bugünlere getirdi ve Türk kimliğinden hiç gocunmadı! Bir avuç ayrılıkçı teröristin suni istekleri uğruna da anayasadan Türk kelimesi çıkarılamaz, çıkarılmamalıdır!

Ak Partinin yüzde 49,5 oyundan bahsedip arkasında ciddi bir destek var demişsiniz! Sanki bu destek “Türk” kelimesi anayasadan çıkarılsın diye verilmiş kabilinden öyle bir anlatıyorsunuz ki insanın kanı donuyor! Hanım Abla o oyların neredeyse yarısı Milliyetçi tandanslı oylardır ve asla böyle bir değişikliği onaylamazlar! Velev ki Ak Parti böylesine hayati bir hata yaptı, bir daha iktidara gelebilir mi sanıyorsunuz? Hangi siyasi parti bunu göze alabilir?

Anayasanın 42. Maddesini de çıkaralım diyorsunuz! Siz bu yazınızda sadece Türk’ü gözden çıkarmışsınız! Sessiz olduğu için, silahını kapıp dağa çıkmadığı için, ülkesini sevdiği için, can verdiği için mi bu faturayı Türk Milletine kestiniz? Bu terör belasının diyetini neden bu büyük millet ödesin?

Eğitim öğretim kurumlarında zaten isteyen istediği dili öğreniyor lakin bu devletin resmi dili Türkçedir ve ebediyen de öyle kalacaktır. Hâsılı kelam eğitim öğretim dili de Türkçedir ve sonsuza kadar öyle kalacaktır!

Bu devlet o hatayı bir kez yaptı sonuçlar ortada ve güney harabeye dönüşmüş durumda. Sayın yazar bu kadar saf mısınız gerçekten? Bu ülke bu kadar tavizi verdikten sonra bu terörün bitebileceğini mi sanıyorsunuz? Hala bu adamların özerklik istediğini, şartlar ne olursa olsun kopmayı arzuladıklarını anlamıyor musunuz?

Bana kalırsa verdiğimiz hakları da geri alma taraftarıyım!

Gülay Abla, bu söylediklerine kendisi inanıyor mu veya birilerine şirin gözükmek için mi laf olsun diye mi yazdı? 3.maddede belirttiği gibi yerinde yönetimin güney illerimizde mümkün olabileceğine hangi akl-ı selim insan inanır? Belediyelerin nasıl terörize olduklarını hep birlikte gördük, birer birer özerklik yarışına girdiler! Bu kadar tavizi bunlara verdikten sonra bütün bunların önünü nasıl almayı düşünüyor acaba Gülay Abla? Soruyorum!

Sevgili Ablamız kusura bakmasın ama bu yazısından sonra artık emekliliğinin geldiğini ve hatta geçtiğini düşündüm. Nitekim bu ortaya konan yazı asla yorumculuk değil, görüş belirtmek değil, düpedüz kasıtlı olarak meseleyi kaşımak ve Kürtleri ve dahi siyasileri yönlendirmeyi hedeflemektedir!

Gülay Hanım kendi Türk’ünü atıp Gök’e razı olabilir mamafih bu millet Türk ismiyle ta ezelden şereflenmiş ve ebediyen öylece kalacaktır!

Vesselam!