BALIKESİR Barosu'nun çiçeği burnundaki başkanı Yaşar Meyvacı'yı kutlamak üzere Balıkesir'e gelen Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye’deki demokrasinin 2007’nin gerisinde olduğunu ileri sürüp, cezaevindeki milletvekillerinin tahliyesi için yasa değil, kafa ve zihniyetlerin değişmesi gerektiğini söyleyerek şaşırttı. Feyzioğlu'nun bu yöndeki açıklamaları, ''statükocu anlayışın tabuların yıkılmasından duyduğu rahatsızlık'' olarak nitelendirildi.

 

Ankara Barosu Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, Balıkesir Barosu Başkanı Yaşar Meyvacı ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Feyzioğlu, gazeteciler ile de bir araya geldi. 12 Haziran 2011’deki seçimlerin ardından ülkede bir umut, bir bahar havası, yeni bir başlangıç beklediklerini belirten Feyzioğlu, "Ancak bunun yerine 2007’de geldiğimiz demokrasi çizgisinin çok daha gerisinde bir uygulama ile karşılaştık" dedi.

Seçimde milletvekili seçilen isimlerin hala cezaevinde olduğuna dikkat çeken Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2007’de Sabahat Tuncel de milletvekili seçildiğinde tutukluydu. Devlet Güvenlik Mahkemesi, ben, DGM diyorum. Çünkü 250’nci madde ile özel görevli ağır ceza mahkemeleri şeklindeki bir kompozisyon kurmaya gerek görmüyorum. Bu bir kandırmacadır. DGM, Türkiye’de eskisinden daha baskıcı olarak devam etmektedir. Sadece adı değiştirilmiştir, içeriği ağırlaştırılmıştır, zihniyeti daha da kısıtlayıcı hale gelmiştir. DGM, 2007’de Sabahat Tuncel’in tutukluluk halinin kaldırılması talebini ’Dokunulmazlık kapsamına girmiyor’ diye reddettikten sonra üst mahkeme itiraz üzerine tahliye talebini kabul etmişti. Üst mahkeme ’Milletvekili seçilmiş, işyeri TBMM haline gelmiş bir kişinin kaçacağından söz etmek için çok somut gerekçeler olması gerekir’ diyerek tahliye talebini kabul etmişti. 2011’de gayet iyi biliyorsunuz, ileri demokrasiye geçtik. Demokrasi o kadar ilerledi , o kadar ilerledi ki, ben demokrasiyi göremiyorum. Ufukta bir çizgide kaldı. İleri demokrasi değil, 2007’deki demokrasiyi, demokratik uygulamayı istiyorum. Bugün ’Yasa değiştirelim, milletvekilleri için bir madde koyalım mı, koymayalım mı’ diye tartışılıyor. Bunlara hiç lüzum yok. Yasa değiştirmek değil, kafaları değiştirmek gerekiyor. Ben kafa değiştirilmesini, zihniyetin değiştirilmesini istiyorum" diye konuştu. Feyzioğlu, düşünce değişikliği sürecinde yapılması gereken ilk adımın özel yetkili mahkemelerin kaldırılması olduğunu savundu.

VEKİLLERE ÖZGÜRLÜK TÜM MECLİSİN GÖREVİ

Balıkesir Barosu Başkanı Yaşar Meyvacı ise, seçmen ve halk iradesinin meclise tam olarak yansımadığı görüşünde olduklarını kaydetti. Meclise giren tüm milletvekillerinin en önemli görevi, meclise halen gelememiş, yemin edememiş milletvekilleri ile ilgili sorunu çözmeleridir. Bu sorunu çözmek sadece bir siyasi partinin ya da liderin değil tüm milletvekillerinin görevidir. Acil olarak yapılması gereken, seçmenin iradesinin meclise tam olarak yansımasını sağlamak, ondan sonra da bu ülkenin ihtiyaç duyduğu daha çağdaş, daha modern bir anayasa çalışmasına başlanmasıdır" dedi.

Editör: Haber Merkezi