Balıkesir Sanayi Odası, kendilerine bağlı oda ve borsaların başkanlarıyla yöneticilerinin 12 Haziran’da seçilen milletvekilleri ile tanışması için Termal Asya Otel’de toplantı düzenledi. Toplantıya, Balıkesir AK Parti Milletvekilleri Ahmet Cemal Öztaylan, Ali Aydınlıoğlu, CHP milletvekilleri Namık Havutça, Haluk Ahmet Gümüş ve Nedret Akova, Vali Yılmaz Arslan, Sanayı Odası Meclis Başkanı Rona Yırcalı, 14 oda ve borsa başkanıyla, yöneticiler ve üyeler katıldı.
AK Parti Balıkesir Milletvekili Mehmet Cemal Öztaylan, "Konukların müsaadesiyle, basına malzeme olsun diye bir şey söylemek istiyorum" diyerek başladığı konuşmasına, şehit Jandarma Komando Teğmen Süleyman Özoğlu’nun Balıkesir’deki cenaze töreninde alkışlarla uğurlandığını anımsatarak şunları söyledi:
"Allah insanlara doğru yolu bulsun diye bir rivayete göre 124 bin, bir rivayete göre 224 bin peygamber yollamış. 10 emirle beraber Zebur’u, İncil’i, Tevrat’ı, Kuranı Kerim’i göndermiş. Onlar da kitaplı olarak bizlere gönderilmiş peygamberlerimiz. Hiç bir dinde hele İslam dininde, şehidi, peygamberlikten sonra o en yüce makama alkışlamalarla uğurlamak diye bir şey yoktur. O adet ne biliyor musunuz? Bolşevik ihtilali olduğu zaman Çar taraftarları ile Bolşevik taraftarları birbirine girer. Bolşeviklik geldiği zaman havralar, kiliseler kapatılır. Dinsiz bir toplum yaratılır. Çar taraftarları öldüğü zaman zangoçlarla, papazlarla gömülür. Bolşevik taraftarları da alkışlarla gömülür. O zaman icat edilir. Bunun doğru olmadığını, böyle bir adetin Hıristiyanlıkta da Musevilikte, hele Müslümanlıkta hiç olmadığını, bu vesile ile söylemek istedim. Bunu söylemenin görevim olduğu kanaatindeyim."
GİYİM KONUSU GÜNDEMDEN ÇIKTI
Türbanlı milletvekili eşleriyle ilgili haberlere 2009’un Ağustos ayında söylediği "Sana ne lan benim karımın başından" diye tepki göstermesiyle de tanınan Öztaylan, sanayi odasındaki konuşmasında bu konuya da değinerek şöyle konuştu:
"Birisi bana ’Sayın Öztaylan sizin eşinizin başı açık mı’ diye sormuştu. ’Hayır’ demiştim. ’Kapalı mı’ diye sormuştu. ’Hayır’ demiştim. ’Açacak mısın’ demişti, ’Hayır’ demiştim. ’Kapatacak mısın’ diye sormuştu. ’Sana ne be kardeşim.’ demiştim. Açıksa bana ne, kapalıysa sana ne. Bunu farklı bir üslupla izah etmiştim. O gün manşet olmuştu. Tüm Türkiye basınına çıkmıştı. Ama ne kadar güzel ki bugün biz burada, ’başın açık mı, kapalı mı’, ’kısa pantolon mu giydin, uzun pantolon mu giydin’, ’kısa kollu gömlek mi giydin, uzun kollu gömlek mi giydin’ diyen kimse yok. Yani bunlar gündemden çıktı. Beni en çok sevindiren konu bu."
