İnsanlık icatlarla, keşiflerle ilerliyor, gelişiyor…
Bugünün gelişmiş ülkeleri, okullardan laboratuvarlara, kütüphanelerden üniversitelere kadar her kurumu icat çıkarmayı destekleyecek şekilde inşa etmişler.
Ama bizde durum biraz farklı…
Hezarfen Ahmet Çelebi, Galata Kulesi’nden kendi icat ettiği kanatlarıyla uçtu diye Cezayir’e sürülmüştü.
Geçmişimiz böyle…
Cesur fikirler susturulur, aykırı düşünceler geri çekilir.
Bizim lügatimizde hâlâ “İcat çıkarma” diye bir deyim var.
Çocuklarımız bir şeyler yapmaya çalışınca hemen “İcat çıkarma, başına iş açarsın” diyoruz.
Nice beyinleri “Boşuna uğraşma” diye diye körelttik.
İcatlar, keşifler çağındayız.
Her yer patent,
Her yer teknoloji,
Her yer yenilik.
Biz ise icat yapmayı ayıp, hatta suçmuş gibi algılıyoruz…
Hâlâ çocuklarımıza “İcat çıkarma, başına bela olur” diyoruz.
Buluşçuluğa karşı geleneksel tavrımız yüzünden bilime, teknolojiye verdiğimiz değer sınırlı kalıyor.
Ben kendi çocukluğumu hatırlıyorum…
Çivilerden, tahtalardan, teneke kutulardan kendimce icatlar yapmaya çalışırdım.
Evet, ben de “İcat çıkarma şimdi başıma” sözleriyle büyüdüm…
Bakın, ABD’de haftada ortalama 6250 buluşa patent veriliyor.
Bizde haftada ortalama tescil edilen patent sayısı 65…
Yazıyla da yazayım altmış beş.
Türkiye’de patent kanunu 1879’da çıkmış.
146 yılda verilen patent sayısı ise 22.385…
Düşünebiliyor musunuz?
Amerika, bir ayda bizim 146 yılda aldığımız patentten fazla icat yapıyor.
Yine de umut veren gelişmeler var.
Susurluk İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri Yunus Emre Akbaba, Bager Aydın ve Muhammed Emir Balı, danışman öğretmenleri Erkan Bulut rehberliğinde TEKNOFEST Robolig yarışmasına katıldılar,
Yaptıkları “icatla” ülkenin en büyük teknoloji festivalinde Türkiye Dördüncülüğünü kazandılar.
Bu başarılarını öğretmenleri Erkan Bulut, okul müdürü Çetin Bozkurt ile birlikte İlçe Millî Eğitim Müdürü Sami Akoğlan’ı ziyaret ederek bizlerle paylaştılar.
İyi ki de “icat” çıkardılar…
Şehrimizin adını ülke çapında duyurdular, geleceğe dair umutlarımızı tazelediler.
Bu tablo bize şunu gösteriyor: “İcat çıkarma şimdi” diye susturulan çocuklarımız, aslında fırsat verilirse, desteklenirse, büyük işler başarabiliyor.
Yeni fikirler üreten, deneyler yapan, prototipler geliştiren çocuklarımıza “İcat çıkarma” demek yerine, “Denemeye devam et, ne güzel iş yapıyorsun” demeliyiz.
Yarının dünyasında yer almak gençlerimizin icat ve teknoloji üretmesine bağlı.
Değişimin yolu buradan geçiyor.
Çocuklarımızın yaratıcılığını boğmayalım.
İcat(!) çıkarmalarından korkmayalım.
Bilelim ki her icat, her fikir, yarına atılmış bir adımdır…