Geçtiğimiz gece siyasal iletişim adına hepimiz için oldukça öğretici oldu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası ile ortaya çıkan görüntüler, Halkın hızlıca bu istifaya tepki göstermesi, hızla ilerleyen bu süreçte seçilmiş siyasetçilerin pozisyon alarak beklemeleri ve birlikte siyaset yaptıkları bakan arkadaşları için en ufak bir yorum dahi yapamamış olmaları doğrusu beni şaşırtmadı ama bu siyasilerin geleceği adına şüphe uyandırdı.

Siyasette bir gün bile çok uzun bir zamandır denir ya. Anlaşıldı ki siyasette 1-2 saat bile aslında çok uzun, öğretici ve yıkıcı bir zaman dilimiymiş.

Ak Parti sistemi içerisinde yer bulan siyasilerin büyük bir kısmı atanarak geliyor bu yadsınamaz bir gerçek, Yani yerlerine kimin ismi yazılsa zaten seçilecek olan isimlere şans o dönemde gülerse kendilerini koltukta buluyorlar. Velhasıl seçimlerin kazanılmasında doğrudan bir katkıları da olmuyor. Erdoğan gibi güçlü liderlerin yönettiği partide bu çok sorun olmayacaktır ama nihayetinde tüm seçimleri vatandaş kime oy verirse o kazanır. Yani bu rızanın sürekli üretilmesi gerekir. Bunun için de vekillere oldukça önemli bir iş düşüyor. Ama bizim akşam gördüğümüz tabloda olduğu gibi seçimlerde karar mercii, hatta Ak Partiyi iktidarda tutan seçmen ile seçtiği milletvekillileri ve diğer siyasiler çoğu zaman fikri anlamda buluşamıyorlar.

Şunu diyorum, Vatandaş oy verdi ve Ak Parti’yi iktidara taşıdı, oy verdi ve seçim bölgesinde milletvekillerini meclise gönderdi, sonuçta vekil ile oy aldığı kitlenin böyle önemli bir istifa durumunda bir yerde buluşuyor olması gerekirdi.

Buluştu mu?

Elbette ki hayır, kime kızmasın ama bu da başta Ak Parti temayül sistemi dâhil olmak üzere aday belirleme süreçlerinin bizi doğru sonuçlara ulaştırmadığını gösterdi.

Seçilmiş siyasetçilerin küçük bir kısmı hariç pozisyonlarını korumayı tercih etti, bunu anlıyorum ama kendileri ile aynı partiye gönül vermiş, aynı kadrolarda siyaset yapan, aynı lider etrafında buluşmuş bir bakanın gidişine en azından üzüntü duyduklarını açıklamaları gerekirdi.

Görünen o ki bu açıklama da onları taraf yapacak bir sonraki dönemde de onların önüne de türlü engeller çıkacaktı.

Çok uzatmaya gerek yok, iki saatte yüzde 95’i olumlu 2 buçuk milyon mesaj almış lider bir siyasetçinin gidişine sadece üzülmüş olmak için bile bekle gör siyasetinin arkasına sığınmak anlaşılır gibi değil.

Bu durum hepimiz gibi parti yöneticileri için de öğretici olmuştur diye düşünüyorum.

Zira kendi kurduğumuz sistemde oy vererek meclise gönderdiğimiz siyasiler toplu halde kaybolsa haberimiz bile olmaz, siyaset adına bir kayıp olur mu emin değilim. Ama arkasına halk kitlelerini almış, her attığı adım geniş kitlelerce dikkatlice takip edilen bir liderin parti içinde alabildiği! rolü o kitleler fark ederse sonuç üzücü olabilir.

 Zamanı gelmiş bir fikrin önünde hiçbir güç duramaz, geçtiğimiz akşam hepimiz zamanı gelmiş bir fikri canlı olarak izledik..