Destan yazıyor bizim takım destan.
Hem de ne destan.
Her anı heyecan dolu. 
Her dakikası, saati, günü haftası, ayları dolu dolu.
Hüzün de var, mutlulukta. 
Gözyaşı da var, sevinç çağlığı da..
Hangi birini anlatalım size.
Hem gerek var mı anlatmamıza. 
Bence yok.
Nedeni de çok basit. 
Her şey ortada çünkü. 
Sizlerin, bizlerin gözleri önünde yaşandı, yaşanıyor her şey.
Yazılan destanın her anına ortaksınız.
Heyecanını bire bir yaşıyorsunuz. 
Final sahnesi yaklaştıkça heyecanda misli misli arttı.
Maraş'ta öyle bir heyecan yaşadık ki kalplerimiz küt küt attı.
Olacak o kadar diyelim.
Destan yazmak kolay olmuyor çünkü.
***
Son bir kaç haftadır yaşadıklarımıza rağmen hiç şüphe yoktu içimizde. 
Tamamlamaya and içmiştik çünkü destanı.
Nice nice devasa engelleri aşmıştık buraya gelene kadar. Ahı gitmiş vahı kalmış Maraş'mı engel olacaktı bize!
Öyle ya da böyle alnımızın akıyla çıkacağımıza adımız gibi emindik.
Hem de sahaya sürülen yanlış kadroya rağmen.
Daha maçın hemen başında mağlup duruma düşmemize rağmen.
"Nasıl olursa kazanırız bu maçı" diyorduk. 
Çünkü bizim takım inanmıştı bir kere.
Hatta bizden, Balıkesir'den daha çok inanıyordu.
***
Ferhat'ın Şirin'ine kavuşmak için dağları deldiği gibi, bizim takımın neferlerleri de elleriyle, tırnaklarıyla kaza kaza gelip ulaşmıştı zirveye.. 
Dakikalar gelip geçtikçe, goller peş peşe kaçtıkça, yüreğimiz ağzımıza gelip gitse de..
Ha şimdi, ha şimdi derken, nabzımız tavan yapsa da.
Dedik ya, kolay değildi destan yazması.
Önce Ali Öztürk, ardından Burak Çalık sahne aldı.
Hem nabzımızı normale döndürdü.
Hem de Balıkesir'in kahramanlık destanındaki Maraş bölümünü yazdı. 
***
Şimdi sıra kahramanlık destanına son noktayı koymaya geldi.
Sıra bizde, sizde.. 
Geleceğin parlayan yıldızı Balıkesir'de..
Görevin ne olduğunu hatırlatmaya gerek yok.
Bunu adınız gibi biliyorsunuz. 
Hemen şimdi, bugün. 
Şu an herkes kolları sıvasın. 
40 yıl sonra yazılan bu şanlı destanda yerini alsın.
....