KARDEŞ KAVGASINI KİMLER KÖRÜKLÜYOR?

BİR reklamla (!) başlamak istiyorum bugün.
"TC"li Balıkesir Valiliği'nin karşında mini çay ocağı var.
Hem çayı-kahvesi nefis, hem çok ucuz!
Dahası  kentte neler olup bittiğini anında öğrenebilirsiniz.
Herkesimden insan geliyor.
Kimi hükümet kuruyor, kimi hükümet deviriyor!
Kimi sorunlara aklının erdiğinde çözüm getiriyor, kimi yangının üzerine körükle gidiyor!
Bu yerin adı;  Mikail'in Yeri..
Eski yıllardan tanırım Mikail'i.  Şen-şakrak-sevimli biridir. Ara sıra takılır gelip-giden müşterilerine. Zaten bizim Mikoyu sevimli kılanda  bu yönü..
Bizim meslektaşların da (haber kovalayan, koklayan) uğrak yeri.
Kentte bulunduğum günlerde uğrar, çay-kahve molası verirdiğim mekan aynı zamanda burası. 
Kimileri "Balıkesir'in Siyaset Meydanı" diyor bu küçük salaş yer için. 
Bu yöndeki ünü Güneydoğu'ya kadar ulaşmış.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaretimizde Balıkesir'den geldiğimizi öğrenen biri yanımıza gelip, Balıkesir'in çok güzel coğrafyada, insanlarının ise sıcakkanlı olduğu yolundaki görüşlerini aktardıktan sonra lâfı geldiğinde uğramadan gitmediği "Balıkesir'in Siyaset Meydanı"nı getirmişti. 
Yolunuz Vilayet istikametine düşerse, mutlaka uğrayın. 
Çay molası verip, renkli simalarla aynı havayı soluyun..
Neyse bu kadar reklam yeter!.. 

***
"Bir çayı hakkettik artık Mikail!" diyerek mevzuya geçelim. 
Geçenlerde gazeteci dostlarla bu mekanda soluklandığımız anda, yanıma gelen orta yaşlı bir vatandaş, "Seni o adamla birlikte yan yana görünce kanım dondu!" demez mi?
Tanımadığım için önce ne diyeceğimi bilemedim. 
Afalladım kaldım!
Şaşırıp bir süre ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemedim böylesine yaklaşım karşısında.
Kendimi toparlayıp; "Hayrola.. Ne yapmışız ki kanın dondu kaldı?" karşılığını verdiğimde, bizim vatandaş, yumdu gözünü açtı ağzını misali yüksek sesle konuşmaya başladı. 
Kullandığı ifadeleri buraya aktarırsam, kendi üzülür!

***
Derdi, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı'nı ziyaret etmemizden duyduğu rahatsızlık imiş!
Nasıl ziyaret edermişiz!
Nasıl yanyana fotoğraf çektirirmişiz!
Nasıl Balıkesirspor forması verirmişiz!
Vatan hainiymiş, teröristmiş!
Bizim, yani Türklerin düşmanıymış!
Bu ve buna benzer ifadeleri saydırdı da, saydırdı..
"Dediğin gibi bir adamsa neden hala belediye başkanı?" dedik.
"Bilmem"  dedi.
"Hiç Güneydoğu'ya gittin mi?" dedik.
"Hayır" karşılığını verdi. 
"Kürtler bu ülkenin insanları değil mi?" dedik.
"Hainlerle işim olmaz" deyip kestirip attı.

***
Bizde sözü daha fazla uzatmadan kestirip attık, ama..
Çok korktum! 
Asıl benim kanım dondu kaldı!
Elbette her konuda herkes aynı şeyleri düşünmek zorunda değil. 
Saygı duymak zorunda, hoşgörüyle karşılamak durumundayız. 
Ayrıca; "Herkes benim gibi düşünmeli!” demek yerine “Farklı düşüncelerden nasıl faydanalabilirim, istifade edebilirim?” deme gibi bir sorumluğu da olmalı insanım diyebilenin. İnsanlığın ne anlam ifade ettiğini kavrayabilen varlığın..
Ne diyor bir hadisimizde; "Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır."
Biz bunu bir ayrışma, bir aykırılık olarak değil, çok seslilik gibi görelim. 
Rahmetinde ancak farklı fikirlerin rengârenk bir kanaviçe haline gelmesiyle görünür ve anlaşılabileceğini bilmemiz gerek. 

***
Biliyorsunuz, çok hassas bir süreçten geçiyoruz. 
Sizin, bizim, hepimizin.. Evlatlarımızın geleceğini de yakından ilgilendiren süreç bu. 
"Kanım dondu kaldı" diyerek kolay yolu seçenlerin derdi bence belli.
Böyle bir yol, kendi ihtiraslarının peşine düşen zebun insanların düşebileceği yöntemdir. 
Hangi badirelerden geçilerek bugünlere gelindiğini bilmeyen çilesiz, gamsız karakterlerin yoludur. 
Her ne olursa olsun fitne çıkarmaya ta baştan karar vermiş şer odaklarının ekmeğine yağ sürmektir. 
"Kanım domdu kaldı" diye nara atanlar, kendilerininki gibi bütün kafaların donmuş, taşlaşmış olmasını istiyorlar..
Kardeş kavgasını böyle körüklüyorlar, haberiniz olsun..!
___________________________
Her zaman aklımızın ardısıra gidelim, halkın taktiride, canı isterse ardımızdan gelsin.
Montaigne