KARESİ şunun şurasında üç yıllık belediye. 
Üç yıl dediğin hem nedir ki? Dün bir, bugün iki, yarın üç.  Göz açıp kapatıncaya kadar geçecek süre.
Yeni doğmuş bir bebek düşünün. Ayağa kalkması, yürümeyi öğrenmesi nereden bakarsan bak, 1.5- 2 yıl..
Koşmaya başlama yaşını artık sen söyle. 
Okula başlayan yeni öğrenci desen, bir dönemde zar-zor söküyor öğrenmeyi. 
Karesi Belediyesi de yeni doğan bir bebek sayılır. İlk öğretim 3. sınıfa giden bir çocuk denilebilir. 
Normal koşullarda böyle olması gerekir. 
Öyle değil işte.  
İşin başında zehir gibi kafaya sahip öğretmen var. 
Elinin değdiği her işte zirve yapmış, başarıya giden yolun püf noktalarını bilen var.
Ezberleri bozdu.
Oyunun kurallarını yeniden belirlemek yerine.. İyisi neredeyse onu araştırdı, buldu, getirdi ve uyguladı.
Hani Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok denilir ya bazı anlarda.. İşte aynen öyle yaptı Yücel Yılmaz da..
Başarının sırrı da bence burada gizli. “İşinin delisi bu adam” desem Yılmaz için, tam yerine cuk diye oturur!
Ama her şeyden önce şu nu çok güzel yaptı.
İyi bir ekip kurdu.
Yakından takip ediyorum kendi ilçe belediyem olması hasebiyle.. Her birimin başındaki işini dört dörtlük yapıyor desem abartmam.
Bir de ortak akla önem ve öncelik verilince, zaten geriye teferruat kalıyor!
Merkez ilçede Karesi sınırlarına giren neresi olursa olsun.. Bakın sağınıza, solunuza.. arkanıza, önünüze.. ‘Cennetin Sembolü’nü göreceksiniz. 
Küçük dokunuşlarla bir şehrin nasıl değişime uğradığına tanıklık edeceksiniz. 
Türkiye’de yeni kurulan belediyeler arasında bir başka eşi benzeri olduğunu da düşünmüyorum Karesi’nin..
Bu arada, bir çok belediyenin adı-sanı bilinmez iken, üç yıllık Karesi’nin şanını duymayan kalmadığı gibi ülke sınırlarını da aştı.
...
Son söz; 
Karesi bir ilçe belediyesinin yapabileceği işleri en iyi şekilde yürüttüğü gibi, sürekli üretiyor.
Şehri ve insanı geliştiriyor. 
Bandırma, Edremit ve Ayvalık yılların belediyeleri.. 
Gelsinler Karesi’ye..İşin püf noktasını öğrensinler derim!
 
***
 
NALET OLSUN İÇİMDEKİ HAYVAN SEVGİSİNE!..
MURO adında bir film vardı. Hayli komikti. Burada Muro karakterini canlandıran Mustafa Üstündağ’ın iki kelimesinden biri “Nalet olsun içimdeki insan sevgisine”ydi..
Bende bunu “hayvan sevgisine” diye değiştirdim.
Çünkü, şu lanet olası rahatsızlıktan sonra bir haller oldu bana.
Hiç sevmediğim, hatta yanıma sokulmalarına izin vermediğim, gördüğümde yolumu değiştirdiğim, hor gördüğüm hayvanlara başka gözle bakmaya başladım. 
Ne olduysa oldu. Bilemiyorum ama, çok acayip bir hayvan sevgisi oluştu bende.
Onların beslenmesine  harcadığım parayı söylesem, “ulen sen kafayı mı yedin” diyen çıkacağına eminim. 
En azından şunu belirteyim.
İki paket sigara içerdim günde. Param duman olur giderdi. Hem havayı, hem ciğerlerimi kirletirdi!
Bugün havaya gitmediği gibi can dostlarına bayram yaptırıyor
!
Şimdi şuna da inanıyorum.
Hayatlarına bir hayvanı kabul etmeden yaşayanlar kesinlikle eksik yaşıyor
Ne demek istediğimi; sokaktaki bir köpeğin size nasıl baktığını görünce.. 
Bir kedinin ne kadar asil olduğunu fark edince çok daha iyi anlayacaksınız.
Hem boşuna dememişler;
“Bir milletin büyüklüğü ve ahlâki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile de-ğerlendirilir.” diye..  
İşte buradan yola çıkarak can dostlarını düşünen Karesi Belediyesi’ni canıgönülden kutluyor, ayakta alkışlıyorum.
***
--- GÜNÜN SÖZÜ---
İnsan ruhunun bir parçası hayvan sevgisini tadana kadar uyanmaz. (Anatole Corwin)
02 ŞUBAT 2017