Ankara katliamı çok boyutlu bir terör olayıdır!

Bu aynı zamanda bir mesaj niteliği de taşıyor: Biz istersek terörü istediğimiz yere taşırız!

Bu olaydan hemen önce terör örgütü PKK’nın 1 Kasım seçimlerine kadar “eylemsizlik” açıklaması yapması ne kadar manidardır oysa. İnce bir manevra, kıvrak bir senaryo, kirli bir kumpas ve kanlı bir yalan!

Demiştik ya, teröristin ipiyle kuyuya inilmez.

Silho yüzüne takındığı sahte hüzün mimikleriyle kanal kanal dolaşıp ajitasyon yapıyor. Başka türlü nasıl oy kapacaktı milletten? Nitekim 7 Haziran seçimlerinde öylesine bir cici çocuk olmuş, yalanlar söylemiş, sazlar çalmış türküler çığırmış idi ki bizim liboş ve solcu enteller kendisini yerlere göklere ve hatta kalplerine bile sığdıramaz olmuşlardı…

O da ne?

Birden Cici Çocuk Silho, canavar gibi saldırmaya, sırtını ne kadar kanlı terör örgütü varsa onlara dayadığını ve Türk milletini tükürüğüyle boğacaklarını haykırma başladı. Bir şımarıklık bir meydan okuma ki sormayın gitsin!  Hani derler ye elin yumruğunu yemeyenler kendi yumruklarını balyoz zannederler. Öyle oldu ve derken Türk ordusunun öylesine büyük, öylesine sert olan çelikten yumruğunu yedi ki başı döndü.

Seçimler yaklaşmış, Silho iyilikten, güzellikten, barıştan, adaletten, haktan, merhametten yana her ne varsa hoyratça tüketmişti! Şimdi kendisine yepyeni argümanlar, yalandan cephaneler gerekiyordu. Ve kendisine danışmanlık yapan ne kadar Ortadoğu oyuncusu varsa “Hadi Bakalım Silho’cuğum senin için yepyeni kartları açalım” dediler ve açtılar!

Ankara bir projedir!

Bu proje de kanlıdır! Yarın bambaşka bir şekilde kendini gösterecektir. Yaz başlarında yazdığım bir yazıda “ Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır”  demiştim. Güvenlik güçlerimizde, istihbaratımızda asla rehavet olmamalıdır!

Bu kanlı Ankara projesinin mimarları bugün en fazla “barış” sözcüğüyle oyalananlardır ne yazık ki! Ağızlarında sakız gibi çiğnedikleri “ barış” sözcüğü literatüre girdiğinden beri hiç böyle kirlenmemiş ve kanlanmamıştı!

Türkiye ciddi bir saldırı altındadır!

Bütün sağduyulu Türk milletinin 1 Kasım seçimlerinde ellerini vicdanlarına koyup öyle sandığa gitmelerini diliyorum.

Ülkenin Haziran seçimlerinde hükümetsiz kalması, ayağının birazcık tökezlenmesiyle önümüze gelen fatura içler acısı ve ürperticidir! Ak Partiyi cezalandırmak isteyen, cezalandırırken kantarın topunu kaçıran muhafazakâr seçmenin vicdanıyla muhasebesi şarttır!

Ya yeniden “Büyük Türkiye” ülküsü için hep birlikte ayaklandırırız içimizdeki bin yıllık sevdayı. Yeniden İstikrar ve huzurun adresi, dünyadaki düşkün, yoksul, yetim, vatansız insanların hamisi oluruz, ya da hazırdaki duruma razı oluruz!

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın söylemiyle:

1 Kasım 2015, sırtını millete dayayanlarla, terör örgütüne dayayanların mücadele tarihidir.

Ya istiklâl, istikrar ya da izmihlal…

 “Ankara Katliamını” devletin üzerine yıkmaya çalışan zihniyeti bozuk güçlerin bilmesi gereken şey;

Bu devlet, bırakın kendi vatandaşına katliam yapmasını, orta doğudaki her başı sıkışanı, savaştan kaçanı, terörün ortasında kalanı elinden tutup çıkaran ve bu hasleti de ta ezelden ata yadigârı bellemiş, merhameti ve şefkati her türlü menfaatinin üzerinde saymış imparatorluk bakiyesi bir devlettir…

Çözüm süreci” hükümete zarar verdiği, milliyetçi oyları kaybettiği ve bu bilindiği halde sırf barış olsun diye geri adım atılmamıştır! Bu anlamda Hükümeti suçlamak, ahmaklıktır, vicdansızlıktır, riyakârlıktır, hedef şaşırtmaktır!

Bu devlet, orta doğuda vatandaşına terör estiren kıytırık devletlere hiç benzemez!

Mamafih, bu devlet:

Haddini aşan, hainlikte, şeref ve haysiyette çukura batmış, tek bir karış toprağına bile göz dikmiş mihraklara da çelikten yumruğunu balyoz gibi indirmeyi de iyi bilir!

Ve başkentinin orta yerinde kendi insanlarına katliam yapmak bu devletin genetik kodlarında yazmaz! Bu imkânsızdır.

Masum insanları dünyanın en iğrenç yöntemiyle katletmek terör örgütlerinin genetiğinde vardır ve ilgili terör örgütleri de bu hususta sabıkalıdır!

O halde katil kim?

Twitter: @aybikesinan