Korona virüsü değil asıl benim endişem 

Yeni tip korona virüsüyle yatıp kalkıyoruz bir süredir.

Eski çağdan kalma yeni çağın biyolojik silahına dönüşen Covid-19 salgınıyla mücadele seferberlik haliyle sürüyor.

Dünyada 27 Mart, saat 18.44 itibariyle 24 bin 82 kişi öldü. Vaka sayısı ise 533 bin 416'ya ulaştı.

Türkiye'de ise ilk Korona virüsü vakasının görüldüğü 11 Mart tarihinden bu yana 75 kişi hayatını kaybetti. 

Sağlık Bakanının verdiği 26 Mart tarihli bilgiye göre, vaka sayısı üç bin 629.

Eğer ki tedbiri elden bırakırsak, gevşek davranırsak bu sayı katlana katlana gidecek.

★★★

Biliyorsunuz, virüsle savaşmak için 81 ilde alarm verildi.

Sağlık Bakanlığı ve sağlıkçılar fedakarca, canla başla çalışıyor. 

İçişleri başta olmak üzere hemen her bakanlık genelge üzerine genele yayınlayıp yeni tedbirleri ilan ediyor.

İlk başta kafeler, çay ocakları, oyun salonları, alış veriş merkezleri başta olmak üzere halkın bir araya geleceği tüm yerler kapatıldı.

Eğitime ara verildi. 

Ülkemiz yöneticileriyle uzmanlar halktan acil ihtiyaçlar dışında kesinlikle sokağa çıkmamalarını istiyor.

Sanatçısından sporcusuna hemen herkes bu yönde çağrı yapıyor.

Televizyonlar bangır bangır bağırıyor. Gazeteler, radyolar, internet haber siteleri 7/24 işin ciddiyetini anlatıp 'sokağa çıkmayın' uyarısında bulunuyor. 

İlk başlarda endişe ve korku vardı.

Çoğunluk evine kapandı.

65 yaş üstü insanımız yasağa istisnalar hariç uydu.

Diğerleri birkaç gün umursuyormuş gibi yapıp, ne olur ne olmaz diyerek ortaklıkta görünmemeye çalıştı

Çalıştı diyorum, çünkü Balıkesir sokaklarındaki görüntüler anormal değildi!

Kentin merkezinde yaşam normal akışıyla devam etti.

Deyim yerindeyse ana baba günü gibiydi kentin önemli caddeleri.

Milli Kuvvetler, Anafartalar ve Kızılay Caddelerindeki trafik eskisi kadar olmasa da yoğunluk vardı.

İşlem için sınırlı sayıda insan alınan banka şubeleriyle PTT önünde kuyruklar vardı dün ve önceki günkü gibi..

Uzmanların açıkladığı 14 altın kural arasındaki "aranızdaki mesafeyi koruyun" önerisi dikkate alan yok diyebilirim.

Maske takan yok değil var, ama yüzde kişide 3-5, bilemedin 10..

★★★

Uzmanlar yırtınırcasına haykırıyor; 

"Evde kalın" diye..

Salgının önlenmesi insanların evde kalmasına bağlı çünkü.

Balıkesir sokaklarındaki manzara "kim korkar koronadan" dedirtiyor insana.

Henüz bu işin ciddiyetini anlamış görünmüyor insanımız.

Ya da sadece birkaç gün anlamış gibi hareket edip, korkudan oturmuş oturduğu yerde!

★★★

Ey bizim şehrin güzel insanları.

Ne olursunuz zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın.

Evlerimizde kalalım ki, mücadele güçlü bir şekilde sürsün.

Unutmayın

Korona virüsten yaşlılar daha çok ölüyor, 
ama hastalığı dışarıda alıp yaşlılara getiren gençler veya 65 yaş altı insanlar
.

Hem bakın yaşlı genç, o parti, bu parti, takım taklavat ayırt etmiyor korona virüs.. Daha dün 33 yaşındaki bir kardeşimiz yaşamını yitirdi.

Aman dikkat, aman tedbir diyorum, başka da bir şey demiyorum.

★★★

Vaktim bol olduğu için, uzmanları dinlemeye, yazılan bilimsel makaleleri okumaya çalışıyorum.

Hemen hepsi şunu söylüyor; 

Sokaktaki insan sayısını azaltmadığınız sürece mücadeleniz uzun sürer.

Ya şimdi sert bir şekilde savaşacağız, ya da çok ağır bir salgınla yüzleşeceğiz..

Eğer salgın seçilerse, yüz binlerce, kimi ülkelerde milyonlarca insan ölecek.

Ayrıca bu salgının daha sonra tekrar dönmeyeceği anlamına da gelmiyor.

Eğer şimdi savaşırsak, ölümleri azaltacağız.

Eğer şimdi sert bir şekilde savaşmayı seçersek, savaş önce çok ani olacak, sonra ise şiddeti azalacak.

Birkaç hafta boyunca evlerimize kapanacağız, aylarca değil.

Sonra yavaş yavaş özgürlüklerimizi geri kazanacağız.

Her şey bir anda normale dönmeyebilir.

Ama normale yakın olacak ve eninde sonunda normale dönecek.

Böyle düşünüyor, böyle öneriler getiriyor bilim insanları.

Onları dinlemek, önerilerini dikkate alıp uygulamak gerek.

★★★

Bir anekdotla bitireyim

Zağnos Paşa Meydanında şunu gördüm.

Bir vatandaş tokalaşmak için uzattığı eli, 'korona var len' diyerek geri çevirmeye çalışan arkadaşına; "Hadi len ordan. Yemişim koronayı. Bize birşey olmaz." karşılığını veriyordu, kollarını açıp sarılmaya çalışırken!

Bu manzara yapılan son bir araştırma sonuçlarını hatırlattı bana.

Gezici şirketinin korona virüsüyle alakalı araştırmasında, her 10 kişiden 4'ünün önlem almadığı ortaya çıkmış.
"Niye önlem almıyorsunuz" sorusuna bu vurdumduymaz kardeşlerimiz

iki tür cevap vermiş:

1- Yakında hallolur.

2- Bana bir şey olmaz..

Tamam eyvallah, sana bir şey olmaz

Doğru söylüyorsun da 

Sen böyle düşündüğün sürece, bize her an bir şey olabilir!

"Sağlıklı kafa, sağlıklı vücutta bulunur" diye boşuna dememiş Gazi Mustafa Kemal...

★★★

Benim asıl endişem şu; 

Sokakta dolaşıma engel olamazsak, 

Allah korusun

Kardeş kardeşin, oğul babanın, torun dedeyle ninenin ölümüne vesile olacak yok yere!

...
Son söz;
Aklın buyruğuna girmeden, yaşamın kötülüklerine karşı başarı kazanılamaz.