Nükhet Everi, "Balıkesir’de zamanın ruhu" başlığıyla Milliyet'teki yazısında Balıkesir'den övgüyle söz etti. "Marmara ve Ege’ye kıyısı olan güzel bir şehir; tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra şifalı sularıyla, temiz havasıyla sağlık turizmine yeşil ışık yakıyor." ifadesini kullanan Everi'nin yazısı şöyle: 

Türkiye, “sağlık turizmi” konusunda büyük potansiyele sahip bir ülke, ama geçmişte bu potansiyeli çok verimli kullandığı pek söylenemez. Günümüzde Türkiye’nin artık sağlık turizmi konusunda adını dünyaya duyuran, sağlık turizmi denince tercih edilen ülkelerden biri olması mutluluk verici.

Örneğin Balıkesir, 2019’da Avrupa Komisyonu tarafından “Sağlık turizmi” temasıyla gerçekleştirilen Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Yarışması (EDEN) kapsamında Türkiye’den 30 ili geride bırakarak Avrupa’nın seçkin destinasyonu seçilmişti. Türkiye’yi sağlık turizmi konusunda temsil edecek şehirlerin başında geliyordu artık...

Nitelikli şifalı sular

Aslında zaten tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri dolayısıyla herkesin bir şekilde uğradığı bir şehirdir Balıkesir. Eminim pek çok ilçesinin en azından bir ya da ikisi sizin de favorinizdir. Yıllardır Edremit, Sındırgı, Susurluk, Gönen gibi ilçelerinde bulunan termal turizm merkezleriyle Türkiye’de en çok termal turizm merkezine sahip ikinci şehir olmasına rağmen, bu konuda pastadan hak ettiği payı alamamıştır Balıkesir.

Talassoterapi için yeni kaynaklar

Balıkesir’in deniz kenarındaki bölgelerinde yeni keşfedilen sıcak su kaynakları da dünyada büyük rağbet gören talassoterapi için kullanılıyor. Burhaniye’de böyle bir merkez var örneğin.

Balıkesir’in bulunduğu coğrafya müthiş bir biyolojik çeşitliliğe sahip, temiz havası ve mikroklimatik özellikleriyle tam sağlık turizmi cenneti olması için biçilmiş kaftan.

Edremit ilçesine bağlı küçük ve şirin bir sahil kasabası olan Altınoluk, bir yanda masmavi Ege Denizi, diğer yanda Kazağları ile insana kendini cennette hissettirir demek pek de yanlış sayılmaz. Dünyanın oksijen açısından ikinci en zengin bölgesi olan Altınoluk, aynı zamanda astım hastalarının şifa bulduğu bir yerdir.

Kazdağları zaten çok uzun yıllardır en gözde destinasyonlardan biridir. Son dönemde daha da çok ilgi görmesi hep huzurlu ve sağlıklı seçenekler sunmasından kaynaklanıyor.

Unutulmaması gereken bir başka konu da bölgenin denizinin temizliği ve çok sayıdaki mavi bayraklı plajları.

Adatepe ve Yeşilyurt köylerini görmeden, Çanakkale-İzmir karayolunda bulunan Adatepe Zeytinyağı Fabrika Müzesi’ne uğramadan dönmeyin.

Kazdağları’nda zaman

Kazdağları’nda çok hoş ve inanın geri dönmek istemeyeceğiniz güzellikte bir doğanın içinde çeşitli pansiyonların yanı sıra çok güzel yeni butik oteller var. Hepsi huzur, hijyen ve kaliteyi bir arada sunuyor. Yoga kampları gibi etkinlikler de yer alıyor zaman zaman buralarda. Doğanın sunduğu her nimetten faydalanılıyor Kazdağları’nda. Aromaterapi, arı ve arıcılık ürünleriyle tedavi gibi. Özellikle Kazdağları’nda organize yürüyüş turlarına katılmanızı öneririm.
Burhaniye’de Çiftçi Eğitim Merkezi’nde düzenlenen “Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği” kurslarına katılabilir,  Kazdağları’nda botanik yürüyüşleri yapabilirsiniz.

Gastronomi turizmi açısından da Türkiye’nin önemli bir yöresidir burası. Özellikle Kazdağları’nda hazırlanan sofralar, gerçek bir doğaya dönüş şölenidir.

Nüket Everi'nin yazısının tamamı için 

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/nukhet-everi/balikesirde-zamanin-ruhu-6319816

Editör: Haber Merkezi