KÜRESEL PUZZLE VE ASYA'DA BEKLENEN GELİŞMELER (11)

- KÜRESELCİLER VE ULUSALCILAR

- DOLAR ZAYIFLARSA NELER OLABİLİR?

- KÜRESELCİ SERMAYE ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE HEDEFLERİNİ REVİZE EDEBİLİR...


▪️11. Bölüm▪️

Dünya'da para piyasalarında hakim, bir çok teknolojik yatırımın arkasında olan ve küresel ekonomide çok ciddi payı olduğu bilinen küreselci sermaye ile bugünkü ABD hükümeti (ve onu destekleyen sermaye grubu) arasında küresel ve ülke içi hedefler temelinde ayrışmalar yaşadıkları bilinmektedir.

Bu iki kamp, aynı kapitalist sistemin farklı dalları olarak görülebilir.

Küreselciler: Finans, teknoloji ve hizmet sermayesini temsil eder.

Ulusalcılar: Enerji, sanayi, askeri-endüstriyel kompleks ve tarım sermayesini temsil ederler.

Aralarındaki çatışma, sistemin yönü, gelecekte değişip yenilenmek zorunda olan sistem ve gelecekteki işleyiş şekli üzerindedir:

“Küresel ölçekte bütünleşmiş bir liberal düzen mi, yoksa yine ABD liderliğinde egemen devletler arası rekabetçi bloklaşma mı?”

Bu tanımlamalar çok daha genişletilebilir. -Bir kampta devletler üstü organizasyonlarla piyasa, sibernetik alan ve yönetişim alanlarındaki işleyişin uluslararası organizasyonlar eliyle yapılması savunuluyorken, -diğer kampta bu alanların güçlü devlet ve ulusların inisiyatifinde ve kontrolünde olması savunulur. Konu Dünya 'yı küresel sermayenin önemli kısmına sahip elitler mi yoksa uluslar mı yönetecek tartışmasına kadar gider. Tıpkı bir tarafın küreselci görüşlerinin Davos toplantılarında detaylandırılan örnekleri gibi.

Çok derin analizlerin yapılabileceği bu konunun teorik tanımlamalarını şimdilik burada kısa keselim.

ABD' de belirginleşmiş bu ayrışmanın ülke ve Dünya siyasetinde yansımalarını izlemekteyiz.

"Küreselci sermayenin" ABD seçimlerinde Biden yönetiminin desteklenmesinde ve karşıt olarak Trump beyanatlarının içeriğinde net olarak kendini gösteren bu çatışmalı durum halen sürmektedir. Önümüzdeki süreçte de her alanda yaşanacaktır.

Bu konular; ABD içinde FED politikalarıyla Trump politikalarının uyuşmaması hatta çatışması, ABD içinde particilik gruplaşmasını aşan kutuplaşmalar, tehdit beyanatları ve giderek artan güvenlik sorunları, Küresel ölçekte Trump politikalarının geçmiş Biden dönemiyle çok alanda ters düşmesi, AB ülkeleriyle ilişkilerde sorunlar ve görüş ayrılıkları, Rusya ve Çin ilişkilerinde farklı tutumlar ve pragmatik yaklaşım, Dış ilişkilerde kapsayıcılık ve kuram politikaları yerine pazarlıkçı tutumlar,

Olarak özetlenebilir.

Trump yönetimi 38 Trilyon Dolarlık kamu borcunun ve 14 Trilyon Dolarlık faizinin üstesinden gelebilecek midir? Borçlarını hangi ekonomik, askeri ve parasal yöntemlerle ödeme yoluna gidecektir. Başarırsa nereye kadar yapabilecek, başaramazsa Dünya'da oluşan boşlukta hangi dinamikler devreye girecektir?

Eğer büyük küresel ekonomik çıkmazlar karşısında olduğu gibi bu sefer de savaş bir çözüm olarak düşünülürse;

Üçüncü Dünya savaşı en azından bilinen yöntemlerle yapılmayacaktır. Nükleer savaş senaryosu için ise yaşanabilecek vahşet ve yok oluşu anlatmak gereksiz bir çaba olacaktır.

Böyle bir savaşın olursa ön aşamaları kanlı olacak ve küresel çapta giderek genişleyecektir. Koşullar olağanüstü ağırlaşıp karar verme zamanına geldiğinde bitap düşmüş ülkelere yeni yönetim sistemlerini dayatmak bazı güçlerin istediği bir senaryo olabilir.

Ancak bu noktada Dünya'nın çok büyük olduğunu ve seçeneklerin küresel merkezi masa başlarında alınabilecek kararlardan çok daha fazla olabileceğini belirtelim.

Birinci ihtimalin (3. Dünya Savaşı olmadan) cevabına gelince bunu biraz daha detaylı ele alabiliriz:

Trump yönetimi altındaki ABD'nin toparlanma senaryoları hiç de kolay değildir. Artık ne Çin eski Çin, ne de Dünya eski Dünya'dır. Bunun yanında ABD'de eski ABD değildir. Trump'ın uluslararası arenada pazarlık ve tehdit içeren kimi zaman mesafe alan politikalarına rağmen ülke içindeki sosyal dengeler giderek bozulmakta, güvenlik sorunları artmakta ve ekonomi yönetimindeki anlaşmazlıklar derinleşmektedir. İçeride ve dışarıda sertleşen bir ABD yönetimi varlığında süreç ilerleyecektir. ABD borç sorununa çözüm bulamadığında iç sorunları artacaktır. Bu durum gerçekleşecek olursa, seçenek; rejimin daha da sertleşmesi ve bölgesel savaşlar üretmek olabilir. Ancak bütçesel açıdan bunun sürdürülemeyeceği bir zaman gelecektir.

Diyelim ki ABD'nin korkunç kamu borcuna bir çözüm bulundu; Dolar'ın değerini düşürüldü ve alternatifleri üretilebildi ve ABD düşük değerli Dolar borçlarını ödeyerek rahatladı. Ancak Dolar hegemonyasının kaybı ABD'nin küresel güç kaybı anlamına gelecektir. Yerine yeni para sistemini oturtmak kolay olmayacaktır. Bu durum paralel olarak birçok gelişmiş ve gelişmekte olan Dünya ülkesinin dış borcunu da hafifletecek, bağımsız davranma ve yeni Dünyanın şartlarına göre yeni işbirliklerini geliştirme reflekslerini güçlendirecektir.

Doların değer kaybetmesi demek, ABD'nin deniz aşan coğrafyalardaki varlığını sürdürebilmesinin zorlaşacağı anlamına gelecektir. Sonuçta Doların zayıflamasıyla yeni parasal sistemler, yeni ülkeler arası öbeklenmeler ve yeni uluslararası işbirlikleri gündeme oturacaktır.

Diğer yandan, en azından bir dönem daha ABD gibi küresel bir gücü arkasına alamayacak olan küreselci sermaye için bilinen hedeflerini savunma ve uygulama zamanı geçmişte kalmış olacaktır. Nitekim küreselci sermayenin üzerinde titizlikle durduğu "iklim anlasmasi"ndan ilk önce çıkan ABD'dir.

Yeni gelişme; Bill Gates örneğinde olduğu gibi "yoksulluk iklim sorunlarından önce gelir" aşamasına gelinmiştir. Yani yeni yönetimsel başlangıcın sembolü olabilecek iklim anlaşmaları dayatması arka plana atılmıştır.

Bu gelişmeler "küreselciler" diye nitelenen yapının kendini yeni şartlar ve hedeflere doğru revize edeceğine dair ipuçlarını vermektedir.

OLAĞAN ÜSTÜ BÜYÜYEN ÇİN'İ DENGELEYECEK ALTERNATİF İHTİYACI
Çin en büyük ekonomik güç olarak pazar problemleriyle uğraşırken, küresel sermaye Çin'in büyümesi karşısında hem Çin içinde hem Çin karşısında denge arayışlarına gitmek zorunda kalabilecektir.

Hiç bir küresel sermaye gücü tek ülke liderliğindeki bir küresel kutbun küresel hegemonyasına teslim olmak istemez. Küresel sermaye için karşıtlar içinde var olmak, Dünya siyaset ve ekonomisinin karşıtlar içinden yönetimine katılmak veya etkilemek daha güvenli bir yol olacaktır. Bu nedenle ABD liderliğinin terk etmek zorunda kalabileceği alanlarda oluşan boşluğu başka güçlerin veya ülkesel işbirliği gruplarının doldurması gerekecektir.

Küreselci sermayenin önümüzdeki zamanlarda konsantre olacağı konu ABD'nin kendi coğrafyasına çekildiği zamanlara hazırlık ve Çin karşısında ABD'in bu coğrafyalardaki yerini doldurabilecek alternatifler üzerinde çalışmak olabilir.

Bir anlamda, bugün, Irak, Suriye, Lübnan ve Gazze'de yaşananları bugünün hegemon güçleri açısından bu coğrafyalarda geleceğe yönelik bir arındırma ve yeni tasarım çabaları çerçevesinde incelemek gerekecektir.