KUVA-Yİ MİLLİYE MEYDANININ DİLİ

 BALIKESİR geçen Cumartesi günü tarihe Türkiye Cumhuriyeti son Başbakanı olarak geçmesi muhtemel Binali Yıldırım’ı ağırladı.
Kuva-yi Milliyecilerin torunları kendine yakışan ev sahipliği yaptı. Güzel görüntüler vardı şehirde. Soğuk havayı onbinlerin sıcaklığı ısıtıyordu adeta.
Uçakla 9. Ana Jet Üssüne inen Başbakan Binali Yıldırım, buradan otobüsle mitingin yapıldığı Kuva-yi Milliye Meydanına gelirken, Cengiz Topel Caddesi üzerinde  sevgi gösterileriyle karşılandı.
“Demokrasimizin bekçisi” ve “Aydınlık yarınlarımızın mimarı” pankartlarıyla karşılanan Binali Yıldırım'a partililer büyük sevgi gösterilerinde bulundu. Miting alanına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerinde “Sen iste, dünyayı ayağa kaldıralım” yazılı dev posteri asıldı. Yine Reis’in, Yıldırım’la el ele olduğu bir fotoğraf da tüm ihtişamıyla Kuva-yi Milliye Meydanındaki onbinleri kucaklıyor gibiydi.
Mesleğim gereği uzun yıllardır siyasi partilerin mitinglerini takip ediyorum.
Demirel’den Ecevit’e, Erbakan’dan Türkeş’e.. Özal’dan Çiller’e kadar.
Doğruyol’un 7-0, Anavatan’ın 6-0 yaptığı dönemleri de iyi biliyor, dün gibi hatırlıyorum. 

Bir o günlere bakıyorum, bir de bugünlere.. AK Parti için bir partiden daha fazlası diyorum. 
Yok böyle bir aşk, yok böyle bir inanç, yok böyle bir dava, yok böyle bir nefer başka bir partide..
Öyle olmasaydı eğer hangi başbakan koltuğundan feragat edebilirdi. Hangi başbakan kendisinin olmayacağı yeni sistemin gelmesi için meydan meydan dolaşırdı?
Bakın bunu son Başbakan nasıl da güzel özetliyor şu sözleriyle:  
Biz makam mevki delisi değiliz. Bir ali değil, Binali feda olsun. Ülkem, devletim kazanacaksa biz kaybedelim. Biz şan, şöhret peşinde değiliz.
Diyeceğim şu; 
Başbakanı dinlerken Kuva-yi Milliyede, meydanın dilinden şunu anladım ben; 
Bu dava, bu sevda; 2023..2053...2071'e kadar değil, sonsuzluğa kadar sürer...
...
13 Mart 2017