BALIKESİR Gazeteciler Cemiyeti, gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun katledilişinin 20. yılı nedeniyle yayınladığı mesajda, ülkeyi kaosa sürüklemeyi amaçlayan gazeteci ve aydın cinayetlerinin arkasındaki güçlerin hâlâ bilinemediğine dikkat çekildi; "Artık şu tuğlaları çekin. Herşey açığa çıksın" çağrısı yapıldı.


Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC), aydınlık, özgür ve hesap verilebilir, demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla işlediği bir Türkiye için, 'alacakaranlık' dönemleriyle de yüzleşme cesareti ve kararlılığının gösterilmesi gerektiğini vurguladı. 
BGC başkanı Ramazan Demir, 20 yıl önce 24 Ocak günü evinin önünde bombalı suikast sonucu katledilen gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun katledilişinin 20.yılı nedeniyle yayınladığı mesajda, ölenlerin ve öldürülenlerin arkasından sadece ağıtlar yakıldığını ve olayların çok çabuk unutulduğunu dile getirdi. 
Demir, "Bugün de Uğur Mumcu için ağıtlar yakılıp nutuklar atılılıyor. Ertesi gün ise, herşey unutuluyor. Ağıt yakmak yerine ülkemizi kaos ortamına sürüklemek amacıyla işlenen bu cinayetlerin arkasındaki karanlık güçlerin maskelerinin düşürülmesi noktasında gayret gösterilmeli" dedi. 
Uğur Mumcu başta olmak üzere, Apdi İpekçi, Bedrettin Cömert, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, İlhan Darendelioğlu, Turan Dursun, İsmail Gerçeksöz, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Gaffar Okkan, Hrant Dink ve Cihan Hayırsevener gibi çok sayıda gazeteci ve aydının suikastlere kurban verildiğini hatırlatan Demir, bu cinayetleri işletenlerden  hâlâ hesap sorulamadığına işaret etti. 
ALACA KARANLIK DÖNEMİYLE YÜZLEŞİLMELİ
"Hepimiz biliyoruz ki, gerçek katiller, ölüm emirlerini verenler dışarıda" diyen Demir, şöyle devam etti: 
"İnsanlık dışı saldırılara kurban verdiğimiz ne kadar ülke sevdalısı insanımız varsa, hiçbirinin katledilişinin arkasındaki gerçeği ve öldürme emrini verenlerin kimliğini öğrenebilmiş, hesabını sorabilmiş değiliz.
Bugün ülkemizde, demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla işlediği, aydınlık, özgür ve hesap verilebilir bir Türkiye adına, devlet sırlarının bulunduğu "kozmik odalara" girilebilen, "dokunulamaz" denilen isimlere dokunulabilen bir dönemdeyiz. Demokratik düzene karşı komplo girişiminde bulunanları yargı önüne çıkarabilen, geçmişiyle yüzleşip hesap sorabilen bir Türkiye'de yaşıyoruz. 
Ülkemizi yönetenlerden Türkiye'nin alacakaranlık yıllarını aydınlatacak bir dönemin üzerine de aynı kararlılık ve cesaretle gitmelerini bekliyor, bu doğrultuda atılacak adımların destekçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz. 
DUVARDAKİ TUĞLANIN ÇEKİLME VAKTİ GELDİ
Onbinlerce insanını teröre kurban veren, binlerce gencini sağ-sol çatışmalarında yitiren, yetiştirdiği değerli isimleri 'suikast' eylemleriyle kim vurduya giden Türkiye, 'alacakaranlık' dönemiyle de yüzleşme cesareti ve kararlılığını göstermelidir. 
Bugün Susurluk Çetesi davasından hüküm giydiği için cezaevinde bulunan Mehmet Ağar'ın, bölücülerin, derin devletin ve yolsuzlukların üzerine cesaretle giden ismi Uğur Mumcu suikasti için söylediği "Duvardan bir tuğla çekersek duvar yıkılır" şeklindeki sözünü hala belleklerimizdedir. Generallerine hesap sorabilen Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu tuğlayı da çekmeli, duvarları yıkmalıdır. Aydınlık bir Türkiye için bunu istemek, beklemek hakkımızdır. 
Bunu, eli kalem tutanların cezalandırılmadığı..
Eli kanlı katillerin aramızda dolaşmadığı..
İnsanlarının özgürce yaşayabildiği..
Çağdaş, güçlü bir Türkiye için istiyoruz..
Bizler; Türkiye’ye ve demokrasiye sıkılan kurşunları, katledilen meslektaşlarımızı ve bilim adamlarını unutmadığımızı, unutturmayacağımızı bugün birkez dile getirirken basın ve terör kurbanı şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz."
Editör: Haber Merkezi