Alpay’ın seslendirdiği o muhteşem şarkıyı bugünün genç kuşağı bilmez. Onlar daha çok Aleyna Tilki peşindeyken ne der orta ve ileri yaştakilerin dalıp gittiği o dizelerde Alpay?

“Dağların arkasında yar

Önündeyse ayrılık var.”

Biliyorsunuz son yıllarda bizde yeni bir alışkanlık var.

Hukukçular bu düzenlemeleri genelde “torba yasa” veya “bohça yasa” diye nitelendirir. Ki sayıları öyle arttı ki kamuoyu da alıştı bu tanımlamaya.

“Çeşitli kanunlarda düzenleme yapılmasına dair falan sayılı yasa yayınlandı”.

Çeşitli kanunlar dedi mi aman durun orda.

İşte karşınızda bohça ya da torba.

Yasa koyucu pek çok kanundaki değişiklikleri atar bu yasanın içine, alakalı alakasız  çeşitli kanunlarda çeşitli değişiklik içinde.

Genelde pek  ön planda görülmesi istenmeyen, tepki çekmesi muhtemel değişiklikler de sıkıştırılır bu torba yasalara madde madde.

Yeni bir görüneni ve önünüzdeki vardır; bir de Alpay’ın dediği gibi dağların arkasında olanı, görünmeyeni…

İşte geçtiğimiz günlerde böyle bir yasa daha çıktı.

Karma yasa, çorba yasa, torba yasa, bohça yasa.

Ama bu torba yasaya başka bir isim daha bulmak mümkün: Poşet yasa.

Çünkü kamuoyu gündemine poşet ile girdi. Özeti şu: Artık mağazalarda bedava poşet yok. Poşet isteyen para ödeyecek.

Yasanın ana fikri olarak bu lanse edilse de başta ilginç hükümler de var. Lakin önce biraz şu poşet olayına bakalım; sonra diğer maddelere.

Hayatımızın çoğu poşet aslında.

Yapamayız onsuz.

Oysa çevreyi kirleten en büyük etkenlerden.

Kullanıyoruz çöp olarak doğada kalıyor, gitmiyor, bitmiyor, doğada çözülerek yok olma süreci asgari 500 yıl!

Kaç yıldır Avrupa başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde poşet paralı.

Artık 1 Ocak 2019 itibariyla bizde de parayla satılacak.

Çevre duyarlılığı açısından epey geç kalmış bir karar. Böyle basit konularda neden her şeyi yıllar sonra başlatırız bilinmez ama bizdeki gibi inanılmaz bir poşet tüketiminin olduğu, herkesin de çöpünü oraya buraya attığı, sahillerden dağlara, ormanlardan denizlere kadar her yerde çöp olarak atılan poşetleri görebildiğiniz, markete gittiğinde, bir poşetlik alışveriş yapıp da 10 poşet daha alıp evin diğer ihtiyaçları için kullanan ender ülkelerden olduğumuzdan çoktan uygulamaya geçmesi gereken bir karardı bu.

Neyse artık başlıyor. Ücretli olacağı için artık poşet tüketiminin gözle görülür şekilde azalacağı kuşkusuz.

Poşet ile gündem olan bu son yasanın başka maddeleri de var demiştik; haliyle var çünkü neydi adı: Torba Yasa.

Buna göre denizlere enerji santralleri kurulabilecek. Yani zaten kirlettiğimiz denizleri, daha da çok ve hızlı kirletmek için var gücümüzle çabalayacağız!

Kamu taşınmazları gelir amaçlı satılabilecek.

Yaban hayatı koruma alanlarında önceden izin verilmeyen tesis, köprü ve yollar inşa edilebilecek.

Sonra da hayvanlar için doğal yaşam alanlarına “çit” çekilecek……miş iyi mi!

Sen doğal yaşam alanlarını böyle mahvet; sonra ayı insana saldırdı mı ayının katli uygundur kararı çıkar…

Daha devamı var elbet ama yerimiz sınırlı…

Peki neler olacak sonra bu değişikliklerle?

Doğa ve çevre tahribatı zaten felaket boyutlarında. Ama artık daha da hızla devam edecek bu tahribat.

Doğayı en çok tahrip eden ülkeler arasında nicedir ilk sıralardayız, anlaşılan o ki artık zirveye oturacağız!

Sonuç itibariyle bakmayın siz gündeme “poşet”in geldiğine… Poşetin ardına, arkasına bakın.

Poşete 25 kuruş verip satın alacağız, eskisi kadar fazla poşet kullanmayacağız ve bu nedenle doğaya katkı yapıyoruz diye sevineceğiz belki ama beri yana baktığımızda…. Çevreye asıl zararın, yasayla gelen değişikliklerdeki diğer maddelerde saklı olduğunu görüp çaresiz mırıldanacağız:

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!