Balıkesirspor Baltok Teknik Direktörü Giray Bulak birkaç gün önce ne dedi?..

“Oyuncuların büyük çoğunluğu, alacakları için federasyona başvurdu.”

“Şehrin dinamikleri takıma sahip çıkmalıdır.”

“Bu çocukların bir suçu yok.”

Şehir duyarsız kalıyor.”

“Yönetim elinden geleni yapıyor.”

“Nasıl yapacak, hem borç ödenecek, hem de yarışacak?..”

“İnsanların üzerine bu kadar yük bindirmemek gerek…”

“Sayın Valimize sesleniyorum. Belediye başkanımıza, belediye başkan adaylarına ve şehrin dinamiklerine sesleniyorum…”

Dedi.

Balıkesir’in markası Balıkesirspor’un teknik patronu böyle seslendi.

Şanssız puan kayıplarına rağmen son haftalardaki başarılı performansı ile herkesin içini ısıtan futbolcularımızla gurur duymamak mümkün mü?..

Değil elbet. Her galibiyet ile şehirce havalara uçmuyor muyuz?

Balıkesirspor’un başarısı sadece futbolseverleri değil, futbolla uzaktan yakından ilgisi olmayan Balıkesirlileri dahi sevindiriyor.

Ancak…

Balıkesirspor’un onlarca yıldır varolan sorunları hep aynı.

Ve temeli de “para” noktasında düğümleniyor.

Para veya ona kaynak diyelim biz; kaynak olmayınca, gelir belli gider sınırsız olunca manzara böyle  işin içinden çıkılmaz hal alıyor.

Pek çok kulüp aynı dertten muzdarip.

Onlarca yıldır hep aynı dertler konuşuluyor, hep aynı çözüm noktalarına işaret ediliyor ve fakat çözüm mercilerinden özlenen çözüm çıkmıyor; Balıkesirspor’a gelir yaratıcı düzenli bir kaynak yaratıl/a/mıyor.

Netice olarak da günlük çözümlerle sadece o gün kurtarılmaya çalışılıyor o kadar.

Doğal olarak burada yönetime gelenlerin de yapabilecekleri sınırlı ve her yönetim kurulunda çok önemli şahsi fedakarlıklar da yapılıyor zaman zaman.

Lakin yine de giderlerin her daim arttığı ve futbol dünyasının astronomik ücretleri karşısında bizim gibi belediyelere bağlı kulüplerin hemen hepsi borç batağına giriyor.

Bulak, daha önce çalıştırdığı kulüplerde de zaman zaman bu tip konuşmalar yapmıştır. Ama haksız mı söylediklerinde?..

Diyor ki:

Balıkesir’in gururu Balıkesirspor’dur. Hiçbir siyaset  Balıkesirspor’u gözardı edemez. Soyunma odasına girdiğim zaman oyuncularımla başbaşa kalıyorum. Deplasmana gittiğimiz zaman başbaşa kalıyorum. Ben 22 şehirde çalıştım. Siyasetçiler olsun, bürokratlar olsun kulübün içinde olmuştur. Ben burada bunu göremiyorum.

Altını çizelim…

22 şehirde çalıştım; siyasetçiler olsun, bürokratlar olsun kulübün içinde olmuştur. Ben burada bunu göremiyorum.”

Bulak’ın şaşırdığı husus işte burası.

Balıkesirspor’un geleceğinde böyle sorunlar olmaması için öncelikle kulübe sürekli gelir getirici kaynak yaratmak şarttır ama daha da öncesi kulübü siyaset etkisinden çıkarmak, artı ve eksileri iyice tartışılarak gerekirse şirketleşme yoluna gitmek tercih edilmelidir.

Ama bunlara gelene kadar da örneğin Balıkesirspor kongreleri kaç üyeyle toplanıyor; koca ilin kulübünün üye sayısı bu kadar mı olmalı; elbet buna da bakmak gerekir.

Şehrin dinamiklerine gelirsek…

Şehrin dinamiklerinin de sadece belediyeler ve yönetim kurulları olmaması gerek kuşkusuz.

Her belediye yönetimi değiştiğinde yönetim kurulları değişse de dinamikler çoğu kez neden sessiz?..

Bu şehrin dinamikleri bir fişek yaksa dinamit gibi patlamaz mı Bal-Kes?..