BALIKESİR’de her milletvekili genel seçimleri öncesi ve sonrasında “Bakanlık isteriz” nutukları atılır bildim bileli.

Sözde açıklamalar yapılır, kampanyalar başlatılır, lobiciliğe soyunulur,  “gerekirse çadır kurarız” gibisinden kamuoyuna mesajlar verilir.

Ne geçmişte, ne bugün bu tür yaklaşımların ne sonuç verdiğini ne gördüm, ne duydum.

Aslında buna “yasak savma” demek yanlış  bir bakış açısı olmasa gerek.

İçten ve samimi değiliz, birlikte hareket etme yeteneğinden yoksunuz çünkü.

Aksini söyleyen ve düşünen varsa buyursun gelsin, örneklerini  anlatıp göstersin.

Diyeceğim şu, birbirimizi kandırmaktan, kendimiz çalıp kendimiz oynamaktan vazgeçelim. 

İçinde bulunduğumuz çağa bakıp, yaşadığımız değişim ve gelişime göre kendimizi yenileyelim.

Elbette Balıkesir’in bir bakanı olmasını, hükümetin icra makamında temsil edilmesini  hepimiz arzu ederiz.

Görüyor, görüyorsunuz, görülüyor;

40 yıldır dillere destan olan hangi konuyu bugün konuşuyor tartışıyoruz?

Hiçbirini..

Demek ki, Balıkesir’in bir bakanı olabiliyormuş, sorunları tek tek çözülebiliyormuş.

Demek ki, dün dünde kalmış. Siyaset anlayışı değişmiş, bakış değişmiş, nutuk atmanın yerini icraat almış.

Diyeceğim şu; ‘Bakanımız yok’ diye Balıkesir’in yarınlarına  karamsar bakmaya veya batırmaya çalışmakla kendinizi boşu boşuna hırpalamayın, yormayın, kandırmayın..

Hem ne diyor Hazreti Mevlana;

“Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni birşeyler söylemek gerek”..

Unutmayın bugün, Balıkesir için yeni bir gündür.

Yeni hedefler belirleme, eski alışkanlıkları terketme,  yeni söylemler geliştirme, değişim ve gelişime kendini hazırlama günüdür bugün.