TÜRK sinemasının gülen, güldüren, düşündüren yüzleridir Adile Naşit, Kemal Sunal, Şener Şen, Halit Akçatepe, Ayşen Gruda...
Aynı zamanda ailemizin de birer parçası gibidir bu isimler rol aldıkları karakterler sayesinde.
İzlerken bu güzel insanları sihirli camda, çoluk çocuk hep birlikte kahkahalara boğulurken bir kaç sahne sonrası hüzünlenip gözlerimiz sulanır!
Bu ekibin rollerini paylaştığı “Süt Kardeşler” filmini izlemişsinizdir mutlaka. Bir sahnesinde Şener Şen, burada “Şaban” rolünü üstlenen Kemal Sunal’a şöyle diyordu: “Seni sevmiyorum süt oğlum. Babanı da sevmezdim.”
Hüseyin R.Gürpınar’ın ‘Gulyabani’ adlı romanından derlenen şen-şakrak filmdi Süt Kardeşler. Kırk yıl önce çekilen filmi bugüne değin abartısız 7-8 kez izledim.
Bu ve benzeri filmleri ve verdikleri mesajları düşünün. Hangi biri örf ve adetlerimizi hiçe sayıyor, bize bizim olmayan bir şeyi empoze etmeye çalışıyordu? Hangi bizi algı oluşturuyordu? Hangi biri batı uşaklığı, bölücü sözcülüğü yapıyordu?
Tek bir örneği yok.
Şimdi bir de ‘Kurtlar Vadisi’ni düşünün. Bir nesli neredeyse “yengeç”e dönüştürdü. Algının kralını oluşturdu. Genellikle varoş diye tabir ettiğimiz semtlerde oturan çocuklarımızın iradesini ele geçirdi. Sadece gençlerle kalsa iyi.. Koca koca adamlar, “aç kurt” gibi bekliyor dizinin başlama saatini.
Şener Şen’in dediği gibi, sevmiyorum Polat’ı.. Memati ile Abdulheyi ve diğerlerini..
Gaziantep Milletvekili meslektaşım Şamil Tayyar’ın geçenlerde bu diziyle alakalı açıklamayı okuyunca düşüncemin ne kadar isabetli olduğuna karar verdim.
Sevgili Tayyar da benim gibi bu dizinin “operasyonel bir dizi” olduğuna inanıyor.
Öyle olmasaydı ve milli dizi olsaydı eğer, “Erdoğan” mesajlarını daha farklı vermeleri gerekmez miydi?
Sahi hem bunlar değil miydi 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde “Kurtlar Vadisi Darbe” markası için başvuruda bulunanlar?
İyi ki sevmemişim vadiyi!
Çünkü tırt(!) çıkacağı en başından belliydi.
O yüzden ben bunların en "BABA"larını da sevmemiştim..!
22 KASIM 2016