Geçtiğimiz günlerde Milli Kuvvetler Caddesi’nde, Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi’nin unutulmaz iki ismiyle karşılaştım. Harun Gürsel ve Y. Gaffur Çoymak.
Bir anda yıllar geriye gitti; okulun spor salonu, maç hazırlıkları, tribünlerdeki coşku… SYAL ruhunun en diri yaşandığı o günleri hatırlamamak mümkün mü?
Harun Gürsel, meslek hayatına 1982-83 öğretim yılında Giresun Lisesi’nde başlamış bir beden eğitimi öğretmeni. O yıllarda Giresun’un spor salonlarında hem öğretmen hem de bir abiydi öğrencilerine. Voleybol takımındaki bir öğrencisinin dediği gibi: “Çok iyi insandı, nasıl unutulur ki?”
Yıllar sonra yolu Balıkesir’e, Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi’ne düşüyor ve orada bir dönemin öğrencilerine sporun sadece fiziksel değil, ahlaki yönünü de öğretiyor. Sahada kazanmanın değil, mücadele etmenin, dürüst oynamanın önemini anlatan bir öğretmen…
Bugün artık emekli ama hâlâ o eski öğrencilerin dilinde sevgiyle anılan bir isim.
Y. Gaffur Çoymak ise hâlâ görevine aynı tutku ve enerjisiyle devam ediyor. Balıkesir’de basketbolun gelişimine büyük katkı sunmuş, altyapılardan yetişen sayısız sporcunun hayatına dokunmuş bir isim. Hem öğretmen hem de spor yöneticisi olarak Balıkesir basketbolunun temel taşlarından biri. Sporun disipliniyle öğretmenliğin sabrını birleştiren ender insanlardan biri. Kimi zaman sert, kimi zaman esprili ama her zaman samimi… Balıkesir basketbolunun temel taşlarından, sadece sahada değil karakterde de örnek bir figür.
Bu iki isim, yalnızca beden eğitimi öğretmeni değil; bir dönemin gençliğini sahada, salonda, yaşamın tam ortasında şekillendiren efsanelerdi.
Onlarla karşılaşınca anladım ki bazı öğretmenler emekli olmaz sadece yeni nesillere ilham olmaya devam ederler.
O gün bu efsane ikiliyle karşılaşıp konuşmaya başlayınca kendimi bir anda SYAL’ın bahçesindeymişim gibi hissettim.
Bir yanda Harun Hoca’nın sakin gülümsemesi, diğer yanda Gaffur Hoca’nın enerjik hali.
Onlarla sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
Sporu, eğitimi, öğrencilerini konuşurken gözlerindeki parıltı hâlâ ilk günkü gibiydi. Bazen şehirde yürürken bir köşe başında sadece insanlarla değil, anılarla da karşılaşırsınız. Bir kez daha anladım ki; bazı öğretmenler emekli olmaz…
Sadece yeni kuşaklara ilham olmaya, hatıralarda yaşamaya devam ederler.
“Ne güzel şey, bir şehre emek vermek, bir kuşağın hafızasında yer etmek…”
Bazı öğretmenler emekli olmaz. Sadece sahadan tribüne geçerler. Ama alkışlar, sevgiler, anılar hiç bitmez.