Uğur Mumcu ile Eşref Paşa unutulmasın!

Severseniz ya da sevmezsiniz orası ayrı.
Gerçek şu ki, Uğur Mumcu iyi bir araştırmacı-gazeteciydi.
Bugünleri 40 yıl öncesi yazdığı yazı ve kitaplarıyla işaret etmişti ama, oralı olan pek çıkmamıştı.
15 Temmuz'daki FETÖ kalkışması, onu daha iyi anlamamızı sağladı. 
Öldürülmesiyle ilgili soru işaretlerinin de kalktığını düşünüyorum.
Bombalı suikast emrini verenlerin, taşeronluğu yapanların kimler olduğu şeklindeki soruların cevaplanması o kadar zor olmasa gerek.
Sadece Uğur Mumcu  suikastı mi?
Necip Hablemitoğlu, İsmail Gerçeksöz, Ahmet Taner Kışlalı, İlhan Darendelioğlu..
PKK-FETÖ-AB/D ilişkilerini açıklayan dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis..
Hepsinin ortak özelliği güç odaklarının tekerine çomak sokmaktı. Karanlık olayların üzerine gitmek, sır perdesinin aralamaya çalışmaktı. Hepsinin akibeti aynı oldu biliyorsunuz.
Ya bir bombalı suikate, ya faili meçhul bir cinayete kurban gittiler!
Sır perdesi 40 yıldır aralanamadı! Kimi zaman aşımına uğrayıp kapanan davalarda arpa boyu yol alınamadı.
Şimdi inlerine girildikçe FETÖ'cülerin neyin nasıl olduğu ve hangi örgütlerce planlandığı anlaşılabiliyor.
Biz gazeteciler için bir haberdeki ana kural olan 5N 1K sorusunun karşılığı daha net alınabiliyor. 
İzmir'den gelen haber umutlandırdı beni.
O haber şöyle:
> HABLEMİTOĞLU “KÖSTEBEK”LE DEŞİFRE ETTİ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansal destek sağlanmasına yönelik soruşturma kapsamında hazırladığı iddia-namede, örgüt aleyhine kitap yazan ve yazma hazırlığında olan Necip Hablemitoğlu, Haydar Meriç ve Aytunç Altındal'ın şüpheli şekilde hayatlarını kaybetmeleri de yer aldı.
Gazeteci yazar Necip Hablemitoğlu'nun "Köstebek" isimli kitabına da kaynak olan emniyetteki yapılanmayı deşifre eden raporları düzenleyen dönemin emniyet müdürlerine gözdağı verildiği, FETÖ'ye yakın duranların önünün açıldığı, "dokunanın ise yanacağı" bir yapı oluşturulduğu belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
> GAZETECİLER GÖRDÜ, DERİN DEVLET UYUDU!
"Gülen'in CIA, MI6 ve BND gibi yabancı istihbarat örgütlerine taşeronluk yaptığı, taşeronluk yaptıkları istihbarat örgütleri adına hareket ederek karşı devletlerin istihbarat birimlerinde kadrolaşma yoluna gittiği uzun süredir özellikle araştır-macı yazarlar tarafından dile getirilen konular ara-sındadır. 
Örgütün bu şekilde sızdıkları devletin gücünü, devleti savunanlara karşı kullanacak düzeye gelmeleri konusunda uluslararası düzeyde yardım aldıkları konusunda da ciddi kaygılar bulunmaktadır.
> İLK SUSTURULAN  HER ZAMAN  GAZETECİ OLDU!
Bu konuda araştırma yapan ve kitap yazan Necip Hablemitoğlu, Haydar Meriç ve Aytunç Altındal gibi gazetecilerin FETÖ bağlantısı nedeniyle şüphe taşıyan ölümleri, henüz kitabı basım aşamasına gelmemiş Ahmet Şık ile bu konuda kitap yazan Hanefi Avcı ve Nedim Şener'in tutuklu olarak uzun süre yargılandıkları davalarla susturulmaları ve susturulmak istenmeleri üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur."
***
ARINACAK PİSLİKLERDEN.. AJANLARDAN..
Okuduktan sonra yukarıdaki satırları umutlandım ülkem adına.
Yıllardır yazıyorum, tarihe not düşüyorum; 
“Türkiye Alacakaranlık dönemiyle de yüzleşmeli” 
Unutulmasın Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Necip Haplemitoğlu dosyaları. 
Açılsın yeniden.
Türkiye'nin bağımsızlığından başka derdi ve davası olmayan bu güzel insanlara yönelik suikastlar aydınlatıldığında inanın çok daha iyi olacak ülkemizin yarınları... 
Arınacak pisliklerden, ajanlardan..
İyi bilecek dostunu düşmanını ülkemiz insanı...
...