Yıllardır TRT’nin kaymağını yiyen meslektaşım Prof. Dr. Üstün Dökmen, Sakarya’da Milli Eğitim Müdürlüğü’nün hazırladığı seminerde döktürmüş!!!.

Nasıl bir pilot sarhoş olmamalı, bir Hristiyan psikolog haç takmamalı ise; Rehberlik Öğretmeni de başörtülü biri olmaz!”,

“Meslek icra edilirken inşallah, maşallah, hayırlısıyla gibi cümleler sarf edilmemelidir!” demiş.

Gerekçe olarak, “Psikolojik danışman nötr olmak için inancını, kültürünü, giyimini, takılarını, ırkını temsil edecek şeyler kullanmamalıdır…Siz de psikolojik danışman olarak başörtüsü takarak gayri müslim birine danışmanlık yaparsanız onunla empati kuramazsınız ancak sempati kurarsınız…!!!” demiş:

Breh breh.

O zaman sevgili meslektaşım; Açık giyinen ve laik düşünen biri Müslüman biriyle empati kuramaz, dolayısıyla rehberlik edemez.

Ki yıllarca Müslüman olduğunu iddia eden çevreler muhafazakar çevre ile empati kurmadı, kurmak istemedi.

Başörtülü çocuklarımız ecnebi ülkelerde eğitim almak zorunda kaldı.

Dedesi hacı, ninesi hafız olduğunu belirterek sözlerine başlayan siz ve sizin gibilerin kurmadığı empatiyi onlarla gayri-müslümler kurdu!!!

Esmer tenli ve zenciler öğretmenler, beyaz tenli öğrencilere rehber öğretmen olamaz. Mini etek giyen öğretmenler, uzun etek giyen öğrencilere rehber öğretmen olamaz Erkek öğretmenler bayan öğrencilere rehber olamaz. Çünkü onların özel günlerini yaşamadığı için onlarla empati kuramaz!!!.

Bayan öğretmenler, erkek öğrencilere rehber olamaz.

Boşanmış aile çocuğu olmayan öğretmenler, boşanmış aile çocuklarına rehber olamaz.

Sevgilisi tarafından terk edilmeyen öğretmenler, sevgilisi tarafından terk edilen öğrencilere rehber olamaz,

Başına kötü bir şey gelmemiş öğretmenler, başına kötü bir şey gelmiş öğrencilere rehber olamaz, Zengin olup ekonomik sıkıntı yaşamayan öğretmenler, ekonomik sıkıntısı olan öğrencilere rehber olamaz.

Çünkü onlarla empati kuramaz, sempati olur!!!.

Yani eşekten düşeni ancak eşekten düşen anlar!!!

Bu nedenle bütün rehber öğretmenleri eşekten düşenlerden seçmeliyiz!!!

Bu listeyi daha da uzayabilir.

Sevgili meslektaşım kıvranmana, kıvırmana gerek yok.

Sadede gel sadede. Niyetin ne? Biz biliyoruz da, istersen sen söyle de rahatla….