Bilişim sektörünün duayenlerinden bir dostum dünyanın ve Türkiye’nin yaşadığı korona virüs salgını sonrası ısrarla uyarılarda bulunuyor. Bu dönemin getirdiği şartların bir çok konuda değişimi getirdiğini ve değişimin iyi okunması gerektiğini ifade ediyor.

Korona salgını alışkanlıklarımızı alt-üst etti. Düzenlerimiz yerinden oynadı. İşlerimiz yavaşladı, durdu veya tamamen bozuldu. Salgının getirdiği şartlarda yeni kavramlarla tanıştık. Şimdi ise ‘Yeni Normal’ diye bir kavramla karşı karşıyayız.

İnsanoğlu enteresan bir varlıktır. Değişimi zor kabul eder. Alışkanlıklarını terk etmez. Normal zamanda bir alışkanlığını değiştirmektense deveye hendek atlatmak daha kolay gelir.

Ama kendi isteği ve iradesinin dışındaki gelişmelere ise önce direnir. Kısa zamanda da o şartlarla yaşamaya ayak uydurur.

Tamda böyle bir dönemden geçiyoruz. Şimdilerde salgın öncesi normali unuttuk bile. Hiç kimsenin normale dönme gibi bir beklentisi yok artık. Pek hatırlayanda kalmadı zaten. Artık ‘Yeni Normal’ diye bir kavramla yaşamaya alıştık.

İşte bu noktada ‘Yeni Normal’ karşımıza iki durum ortaya koymaktadır. Biri bizleri fırsatlara götürecek. Diğeri tehlikeye yönlendirecek. Bu nedenle bilişim sektörünün duayeni olan ve dijital dünyada olup bitenleri en iyi takip eden dostun dediği gibi değişimi iyi okuyup ona göre konumlanmak önümüzde fırsatlar açacak. Ama okumakta gecikildiğinde ise geleceğimiz sıkıntıya düşme tehlikesine dönüşecek.

Tamda bu ikilemin ortasındayız toplum olarak. Sadece toplum olarak değil fertler olarak ta bu geçerli. Bugün kurulu düzeni olanlar işlerini mutlak surette yeni duruma göre geliştirmek zorundadırlar. Eğer yeni duruma göre işlerini uğraş alanlarını, ticaretlerini geliştirmekte geciken kim olursa olsun kısa zamanda zarar göreceklerdir. Düzenleri bozulacaktır. Ama günün şartlarına göre işlerini, ticaretlerini, üretimlerini geliştirenler ise yeni dönem fırsatlarını yakalayarak güçleneceklerdir.

Aynı şekilde ‘Yeni Normal’ yeni nesiller içinde büyük fırsat doğuruyor. Geleceğin girişimcileri, geleceğin işadamları geleceğin sosyal ve kültürel simaları bu dönemde kendini yetiştirmeye başlayacaktır.

Bu fırsatı kaçıranların önüne bir daha böyle dönem zor gelecektir.

İşte bu noktada devletinde ‘Yeni Normal’i millet için, toplum için ve her fert için bir tehlike olmaktan çıkarıp fırsata çevirmeye yönelik şartlara döndürmesi gerekir. Bilimde, teknolojide, üretimde, ticarette, sosyal ve kültürel alanda bunu gerçekleştirmek zorundadır.

Devletin yeni bir dünyanın kurulduğu bugünlerde milletin gücü ile ayağa kalkmanın şartlarını sağlaması gerekiyor.

Bir yüz yıl daha emperyalist global sermayenin tüketim üssü olacak, finans sektörünün karlı kaldıracaklarına kurban edilmemizin önüne geçilmesi önlenmelidir.

Devletin hiç bir şekilde bugünden itibaren tüketimi körükleyecek politikalara destek olmamalıdır. Tam aksine daha çok üretimi destekleyen stratejileri izlemek zorundadır.

Yazıyı kaleme aldığım sıralarda gelen habere göre ABD’de tıpkı Saddam’ın heykelinin yıkılışını andıran şekilde Washington'da önemli bir şey oldu. İlluminati'nin en önemli isimlerinden Albert Pike'ın heykeli yıkıldı. Pike’yi pek bilmem. Ama dünya için kehanetlerde bulunduğu bilinir. Kadere bakın ki bu kehanetlerin sonunda heykeli yıkıldı.

Bu heykelin yıkılışını dünyanın ‘Yeni Normal’i arasına koymakta yarar var.

Kalın sağlıcakla...