ABD’nin Kuzey Irak’ın ardından Kuzey Suriye’de Akdeniz’e kadar açmayı hedeflediği enerji koridoru uğruna ateşe verdiği Ortadoğu’da Türkiye’ye tam manası ile tosladı. Batı emperyalizminin birinci dünya savaşı ile başlattığı vekâlet savaşlarının son örneklerini Ortadoğu’da görüyoruz. Afganistan işgali ve İkinci Irak Savaşı ile son kez sahaya sürdükleri ordularını artık sahada görmesek de, küçük menfaatler, milliyetçi duygularla bölgeden paralı olarak topladıkları PYD-YPG-PKK unsurlarıyla hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar.

Uzmanların genel değerlendirmelerine bakıldığında ve durumlar analiz edildiğinde Ortadoğu’da devam eden kargaşa ve kaosun artık kimseye faydası olmadığı görülmektedir. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin düştüğü durum gibi ABD’de benzer bir durumla karşılaşabilir. O nedenle ABD çok hassas davranarak mümkün olduğu kadar askeri unsurlarına zarar gelecek risklerden uzak duruyor. Askeri eğitimler verdiği, lojiktik destek sağladığı, elindeki askeri bilgilerle gün gün yönlendirme yaptığı YPG-PYD-PKK teröristlerini Türkiye’nin Afrin Harekâtı ve sonrası hedeflerde kararlılığını ortaya koydukça manevrası artıyor. ABD’nin bugünlerdeki en büyük korkusu Suriye ve Ortadoğu’da vereceği askeri zayiatlar. Bu zayiatların ABD kamuoyuna yansıması sonucu oluşacak toplumsal tepkilerdir.

Bölgeden gelen haberlere göre Türkiye’nin kararlılığı karşısında Afrin merkezde konuşlanmış yabancı unsurlar ciddi telaştalar. Yine bu haberlere göre ABD’liler başta olmak üzere önemli bir kısmı şehri terk etmeye başladıkları hatta ettikleri bilgisi var.


YERLİ ve MİLLİ GAZETECİDEN ÇİFTE KONSFERANS

Türkiye’nin kararlı durumu karşısında ABD mümkün olduğu kadar sıcak çatışma ile karşı karşıya kalarak askeri zayiata muhatap olmak istemiyor.

Bugünlerde PYD-YPG ve PKK’ya lojistik destek ve askeri destek vermek için Afrin’de bulunan unsurlarını sessiz sedasız daha güvenli bölgelere çekmeye başladığı haberleri geliyor. ABD’nin bu tavrının Afrin’de karşımıza diktiği PYD-YPG ve PKK unsurları arasında ciddi telaşa neden olduğu bilgileri geliyor.

Hatta Cuma günü Afrin’de kamuoyuna pek yansımayan bir gösteri vardı. Gösterinin nedeni ABD ve yabancıların PYD-YPG ve PKK’yı satması. Gösteriyi yapanlar ise sivil görünümlü PYD-YPG-PKK militanları ve onlara sempati duyan bir kısım şehirde kalanlar. Gösteriye bizzat katılan kaynaklara göre ABD’nin şehirde YPG-PYG ve PKK militanlarına yardım için gönderdiği unsurların ani olarak çekilerek yalnız bırakmasına karşı ciddi bir tepki oluşmuş. “ABD bizi sattı. Yalnız bıraktı.” Kaygıları yaklaşık 500 kişiyi bulan göstericiler tarafından dillendiriliyor.

Diğer taraftan uzun süredir şehri terk edemeyen sivil özellikle Sünni Arap ve Türkmenlerin birkaç gündür daha güvenli bölgelere doğru geçtikleri bilgileri geliyor. Özellikle stratejik öneme sahip şehrin yerli unsurlarının zarar görmemesi için son bir hafta içinde önemli bir hamle yapıldığı da ifade ediliyor.

Şu an Afrin merkezde PYD-YPG ve PKK unsurları ile bunları destekleyen yapılar kaldığı bilgisi var. Özellikle PYD-YPG ve PKK’lı militanlara destek veren yerli unsurların ABD’nin son tavrından sonra ciddi endişeye kapılarak oyuna geldiklerini ve Türkiye’ye karşı savaşmama taraftarı oldukları ifade ediliyor. Hatta dışarıdan gelen PYD-YPG ve PKK’lı militanlarla tartıştıkları aralarında görüş ayrılıklarının bulunduğu belirtiliyor. Önümüzde ki günlerde Afrin merkeze ilerledikçe önemli gelişmelerin olması bekleniyor. Fakat ABD’nin şehir merkezindeki PYD-YPG ve PKK’lı militanlara bıraktığı bazı ağır silahlar nedeniyle Türkiye’nin dikkatli olması muhakkak. Şehir merkezinde ısıya duyarlı önemli derece de ABD’nin verdiği silahlar olduğu bilgileri var. Füzelerde var. Bize vermedikleri yani.

Türkiye’nin Afrin merkezde YPG-PYD ve PKK’lı militanlar ve yerli unsurlar arasında oluşan “ABD bizi sattı. Yalnız bıraktı” psikolojisini kullanarak çatışmasız ele geçirmenin yollarını aramalıdır. Bunun için Türkiye’nin bölge halkı üzerinden ikna edici bütün yolları kullanması gerekmektedir. Eğer Afrin çatışmasız düşecek olursa Mümbiç ve sonrası için çok ciddi bir gösterge olacaktır. Türkiye kendisi açısından hayatı bir öneme sahip bu yapıyı böylece bertaraf edecektir. Bölgede elini güçlendirecektir.

Dünyanın durumu, ABD’nin ve Rusya’nın geldiği durum iyi okunmalıdır. ABD’nin derdi ne Kürtler, ne Araplar, ne de İsrail’dir. Zaten başarabilir miyim diye 36-32. Paralel doğrultusunda Akdeniz’e açılma hedefi Afrin harekâtı ile zora girdi. Bu harekâtın en önemli başarısı destek vererek cepheye sürdüğü PYD-YPG ve PKK’lı militanlar ile dünyaya ABD’nin ne kadar güvenilmez olduğunun gösterilmesidir. ABD’nin Doğu Fırat bölgesine geçmemek kaydıyla Mümbiç’i Türkiye’ye bırakacaktır. Türkiye ise buna ne kadar razı olacaktır göreceğiz.

Görülen o ki bölgede yerel ve yerli unsurlar ABD gibi yabancı güçlere güvenilmeyeceğini öğrenmek zorundadır. Bölge insanının Türkiye’den başka dostu olmadığı görülmelidir. Türkiye’nin de bu gerçeği bütün yolları deneyerek yerel ve yerli unsurlara anlatmalıdır. Bölgede sükûnet, huzur ve istikrarın tek yolu bu kalmıştır.

Kalın sağlıcakla…