İşte Yörsan çalışanlarının balikesirim.net'e gönderdiği *YÖRSAN İÇİN ÇAĞRI" başlığı altındaki mektup:

Başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere tüm Bakanlıklara çağrı ve öneridir.

Güney Marmara bölgesinin Süt Piyasasındaki acı gerçeği Yörsan İflası her kesimi derinden etkilemiştir. İflas tarihinde (09.07.2020) resmi olarak işsiz kalan sayısı 233 kişi olsa da Konkordato sürecinde 500 kişi içten çıkarıldığını göz önünde bulundurursak yaklaşık 750 kişi işinden oldu, Temizlikçisiyle, Yemekhanecisiyle, Nakliyecisiyle v.b. gibi dolaylı olarak en az 1.000 kişilik istihdam yok oldu. Süt üreticisinin milyonlarca lira süt alacağı kaldı. 2018 Ekim ayından bu yana halen üretici parasını beklemektedir. Ayrıca tedarikçi firmalar arasında da sadece Yörsan’dan alacağını alamadığı için ve bu sebeple kredilerinin faizini ödeyerek ayakta durmaya çalışan firmalar var. 

Yörsan’ın 3 veya 4 ay ömrü kaldı. O fabrika, Avrupadaki fabrikalarda bile olmayan son derece kaliteli 7’den 70’e tavanlarına kadar paslanmaz çelik hatlar ve son sistem makinalar ile dolu. ‘’CIP sistemi’’ dediğimiz hatların temizliği ile üretime hazır bekletiliyor olsa da oda bir yere kadar. 

3-4 Ay daha bu şekilde devam ederse paslanmaz hatlar ve fabrika gıda üretimine uygunsuz hale gelebilir, sonrasında fabrikayı tekrar üretime hazır hale getirmek çok ciddi maliyetlere yol açacağı gibi bu durum fabrikanın satışının da önüne geçecek bir faktör.

Yılbaşına kadar İflas İcra’nın şuan devam eden Fabrika KIYMET TAKDİRİ değerlemesini bitirmesi bekleniyor ve yakinen konuyu takip ediyoruz. Fabrikanın bütünlüğü bozulmadan satışının sağlanması için Susurluk İflas İcra Dairesi elinden geleni yapıyor. İPOTEK sahibi 2 banka (GARANTİ – YAPIKREDİ) kıymet takdirine itiraz etmez ise 2021 Şubat – Mart aylarında fabrikanın satış ihalesi yapılır ve yeni sahibiyle tekrar üretime kazandırılır. Eğer bankalar değerlemeye itiraz ederse yasal olarak tekrar Kıymet Takdiri yapılması gerekir ki bu da en az 6 ay belki de 1 yıl sürer ve fabrikanın mevcut durumunu koruyacak zaman yok sonrasında işlevselliğini yitirmiş bir fabrika haline gelir. Şeker Piliç örneğinde olduğu gibi hurda olarak parça parça satılır ki buda yıllar alır ve mağduriyetleri tam anlamıyla gidermeyeceği gibi Milli bir değerimiz de yok olur.

Şimdi İşçi, Üretici, Halk Bu konuda ne yapabilir? Hükümet’e seslenmekten başka hiçbir şey! Tamamen Yasal Süreç dahilin de konu çünkü. Bankalara bizlerin sözü geçmez Hükümet araya girerse ancak bu iş çözülür. Sn. Ticaret Bakanımız ‘’YÖRSAN bizim sorunumuz değil’’ dedi. Evet doğru Yörsan KAMU değil özel bir kuruluş fakat İflas sebebiyle yansımaları devletin sorunu değil mi? Ekonomi, İstihdam, Süt Sektörü ve dolayısıyla Hayvancılık sektöründe olumsuz etkileri Bakanlıkların sorunu değil mi? Bu sebeple müdahil olunması elzemdir.

YÖRSAN İflasında, bundan sonrası için ÇÖZÜM önerisi…


Eğer o fabrikayı işlevselliğini yitirmeden tekrar üretime kazandırmak istiyorlarsa, bundan sonrası için Yörsan Çalışanlarından Hükümet’e 5 madde öneri;

1- ‘’Kıymet takdiri’’ sonrası İpotek sahibi bankalardan itiraz gelmeden, Ziraat Bankasını devreye sokarak her iki banka Genel Müdürleriyle görüşerek ve ikna ederek ‘’Kıymet Takdiri’’ itirazın önüne geçmeli ki satış için İflas İcranın önü açılsın
 

2- Satış ihalesinde Ziraat Bankası Fabrikayı ihale bedeline satın almalı. Bu durum Ziraat Bankasını kuruluş amacıyla da sektör bazında örtüşmektedir. Çünkü Süt sektörü hem Tarım hem de hayvancılığı ilgilendirmektedir. YÖRSAN’ın iflasıyla süt sektörünün durumu aşikardır.
 

3- Yörsan’ın İşçi, üretici ve tedarikçilerine olan mağduriyetleri giderilerek Üretime ivedilikle başlamalı. Çünkü bu mağduriyetler ortadan kaldırılmadan oraya kimse hammadde (süt) veya malzeme vermez.
 

4- İşi bilen bir ekiple 1 Yıl işleterek tekrar Yörsan’ı ayağa kaldırmalı ve 1 yıl sonra eski gücünü kazanan şirketi emin olun ortalama maliyetinin en az 2 katına afedersiniz ama Türkçe de ‘’göbeğini kaşıya kaşıya’’ tabiriyle bu işi bilen bir yatırımcıya satışını yapabilirler.
 

5-  Eğer Ziraat Bankası ile olmayacaksa; Babayiğit tabiriyle bir yatırımcı fabrikayı ihaleden alır, sonrasında tüm İşçi, Üretici ve tedarikçi mağduriyetlerini ortadan kaldırır ve tekrar üretime başlarsa, Bu işin toplam maliyeti bile fabrikanın gerçek değerinden aşağıda olacağından bu yol da izlenebilir.

Ama hangi vicdanlı yatırımcı bunu yapar? Ya da yapar mı? Ya da bu yatırımcıyı Hükümet mi gönderir?

Hep birlikte göreceğiz…

Sonuç:

Yörsan üretimine devam eder, İşçi Üretici ve Tedarikçi Mağduriyetleri giderilir, Susurluk’ta İstihdam yeniden Sağlanır, Güney Marmara havzasında Süt Sektörünün SİGORTA’sı YÖRSAN tekrar üretime geçmiş olur ve piyasaya denge gelir, Kaldığımız yerden devam diyerek 17 Ülkeye Süt ve Süt Ürünleri İhracatına tekrar başlar, Ülke ekonomisine yıllık en az 10 Milyon USD döviz girdisi olur, Günlük 600 ton üretim ile çalışsa ki çok rahat çalışır aylık ortalama 100 Milyon TL ciroyla piyasa döngüsü sağlar, Bölge esnafına hayat verir, Üreticinin gözünde Güney Marmara da bu işi çözen Hükümet abartısız kahraman olur. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın Fransız mallarına BOYKOT açıklaması sonrası şuan yürürlükte olmayan ama öncesinde Fransız firmasının Marmara Bölgesi için ihalesini kazandığı ve ürettiği okul sütü projesine pandemi sonrası YÖRSAN ile tekrar dönülebilir. Böyle bir karar hem yerli bir firmanın projeyi icra etmesine ve firmanın daha çabuk ayağa kalkmasına da ciddi anlamda destek olur. Tüm bunlar devlet zarar ettirilmeden ve hatta kazançlı çıkarak hayata geçirmiş olur.

Kim bilir? Belki de Ziraat Bankası veya Yatırımcı bu adımları izlemek için kalktı masadan ve İFLAS temennimiz odur ki ÇÖZÜMÜN bir parçası olması demiştik, biz yine aynı yerdeyiz YA SİZ? 

Ha eğer Hükümet bu adımları izlemezse ne olur? Şu 2 sonuçtan biri çıkar ortaya;

1- Bankaların itirazları sonrası kaybedilen zamanda Fabrika gıda üretimine uygunsuz hale gelir ve hurda fiyatına parça parça satılır buda hiç kimsenin yararına olmaz. Hurda satışı gelirlerinin büyük bir bölümü İPOTEK sahibi bankalara gider. Kalanı ise İşçinin, üreticinin ve tedarikçilerin mağduriyetlerini gidermez. KDV iade alacağından gelecek bedeller sadece işçinin belli bir kısım tazminatlarını ve Konkordato Sonrası Borçların belli bir kısmının ödenmesini sağlar. Konkordato öncesi alacaklı olanlar hiçbir şey alamaz.
 

2- Bu en can alıcı kısmı; Gelir bir yatırımcı bütünüyle alır fabrikayı ve ‘’0’’ borçla tekrar üretime sıfırdan başlar. Fakat ihale satış gelirinin büyük bir bölümü yine İPOTEK sahibi bankalara gideceğinden İşçinin, üreticinin ve tedarikçilerin mağduriyetleri yine giderilemez. Ve yine KDV iade alacağından gelecek bedeller sadece işçinin belli bir kısım tazminatlarını ve Konkordato Sonrası Borçların belli bir kısmının ödenmesini sağlar. Konkordato öncesi alacaklı olanlar hiçbir şey alamaz. Fabrikayı alan yatırımcı ise bunca mağduriyetin olduğu yerde ticarete tekrar başlaması farklı bir iflasın habercisi olmaz mı?

Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında olan YÖRSAN A.Ş.’nin tekrar üretime kazandırılması sadece Balıkesir / Susurluk yöresi için değil ülke ekonomisi içinde ciddiyet arz etmektedir. Bu ciddiyet ve bilinçle ülkemizin böylesine milli bir değerinin yok olmaması adına her bir Balıkesir Milletvekilini YÖRSAN konusunda tekraren göreve davet ediyoruz.

10 Aralık 2019 da sizlere seslenmiştik, tam 1 yıl sonra bu gün yine yeniden sesleniyoruz. 

Ülkemizin en kalitesi hammaddesiyle (Süt) ÜRETİCİ burada, Hizmet için istihdam bekleyen İŞÇİ burada, Yardımcı malzeme göndermeye hazır TEDARİKÇİSİ burada; Firma kalitesini rafta arayan HALK burada, üretim için FABRİKA hazır bir şekilde burada ve YÖRSAN siyaset değil çözüme hasret MEMLEKET meselesidir…
 
DEĞERLERİMİZİN YOK OLMASINA MÜSAADE ETMEYELİM… 

Bu defa ÖNERİ bizden; Meclise arz edip gereğini yapmak siz Sn. Balıkesir Millet Vekillerimizden.

Saygı ve Selamlarımızla... Yörsan Çalışanları

Editör: Haber Merkezi