12 EYLÜL darbesinden sonra Mamak'ta türlü işkenceler çeken Ahmet Ulu'nun cezaevinde yazdığı günlükler, darbecilerin yargılanması için 30 yıl sonra açılan davada delil oldu. Yaşadığı işkenceleri anlatan Ulu, "Belirli aralıklarla cezaevinin duvarları badana ediliyordu. Sebebi ise işkence esnasında mahkûmların kanlarının duvarlara sıçramasıydı." diyor.

KİTABI İDDİANAMEDE KAYNAK OLARAK GÖSTERİLDİ

Balıkesir Ülkü Ocakları eski Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Ulu'nun, "Mamak'ta 30 Gün" adlı kitabı, 12 Eylül 1980 askerî darbesini yapanların yargılanması için Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 82 sayfalık iddianamede kaynak olarak gösterildi. Bu durumu "Hayatımın en önemli anı" sözleriyle anlatan Ulu, düşüncelerini paylaşırken gözyaşlarına hâkim olamıyor. "Günlüklerin iddianameye kaynak gösterildiğini öğrendiğimde sabaha kadar gözüme uyku girmedi. İçim içime sığmadı, ne yapacağımı şaşırdım. Yıllardır bugünü bekliyordum, artık gözüm açık gitmem" diyor.

İDAMLA YARGILANDI, 11 YIL HAPİS YATTI

Askeri darbe sürecinde 11 yıl cezaevinde yatan ve idamla yargılanan Ulu, 12 Eylül 2010 tarihindeki anayasa değişikliği referandumunda 'evet' dediğini ve bugünleri gördüğü için çok mutlu olduğunu söylüyor. 3,5 yılı hücre cezası olmak üzere 11 yıl çeşitli cezaevlerinde yattığını ve işkencelere maruz kaldığını anlatan Ulu, 10 bin sayfa günlük tutmuş. Bunların sadece 30 günlük kısmını bir kitapta topladığını belirten Ulu, gelecek nesillerin o karanlık günleri bilmesinin önemli olduğunu vurguluyor. Davanın savcılarına "Elimde delil olabilecek çok sayıda belge var" sözleriyle sesleniyor.

MUHSİN BAŞKAN'A VERDİĞİM SÖZÜ TUTTUM

Ulu, şöyle devam ediyor: "Belirli aralıklarla cezaevinin duvarları badana ediliyordu. Sebebi ise işkence esnasında mahkûmların kanlarının duvarlara sıçramasıydı. Savcılar, bunu yerinde görüp davaya delil olarak alabilir. Bu dava, yüzyılın davasıdır; herkesin yardımcı olması gerekiyor. Biz bugünü tam 30 yıldır bekliyoruz. Mamak'ta yapılan zulümlerin hesabı sorulacak." Mamak'ta hapis yattığı dönemde, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun kendisine günlük tutma görevi verdiğini söyleyen Ulu, bu hatırasını şöyle anlatıyor: "Dedi ki: 'Ahmet, bu yapılanların yapanların yanına kâr kalmaması için gördüklerinin günlüğünü tutmanı istiyorum.' O günden itibaren Mamak'ta yapılan bütün zulümleri günlük haline tuttum. Merhum Yazıcıoğlu, bugünleri düşünerek günlük tutmamı istedi. Bana, 'İleride iktidara geldiğimizde, bu günlükler zalimlerin suratına delil olarak çarpılacak.' demişti." İddianamenin kabul edilmesinin ardından Ankara'da Yazıcıoğlu'nun mezarına gittiğini gözyaşlarıyla anlatan Ulu, "Mezarının başında, görevimi yerine getirmenin mutluluğu içinde kendisine dedim ki: Başkanım, ben görevimi yerine getirdim. 12 Eylül askerî darbesini yapanların yargılanmalarına başlandı. İnşallah suçlular gerekli cezaları alacaklar."

Darbecilerin 'yaşlı' olduğunu öne sürenlerin davayı sulandırmaya çalıştığını vurgulayan Ulu, Şili'nin eski diktatörü Augusto Pinochet'nin 82 yaşından sonra ceza aldığını hatırlatıyor.

Editör: Haber Merkezi