O kadar yoğun Türkiye ve dünya gündemlerinde gelişmeler oluyor ki takibatı iyice zorlaştı. Hangi konuyu ele alacağımızı şaşırıyoruz. Baş döndürücü bir şekilde konudan konuya geçiriyoruz. 
Hem Türkiye’de hem de dünyada alışılmışın dışında konular gündemimizde. Ama onlara da alışıyoruz. 
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde(TBMM), Cumhurbaşkanlığı Sistemi için çalışmalar başlıyor. Türkiye’nin siyasal süreç bakımından sıkıntı olup olmayacağının ilk işaretlerini TBMM’deki Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçiş konusundaki Anayasa değişim çalışmalarından anlayacağız. Türkiye’nin istikrarı için Meclis’teki görüşmelerin gidişatı önemli. Bu istikrar ise MHP’nin ve AK Parti’nin kendi iç istikrarlarına bağlı. Anayasa değişikliklerinde 330’un üzerinde çıkacak her sonuç siyasal istikrar konusunda önemli bir işaret olacak. 
Aslında bir yola girilmiştir. Bu aşamada Türkiye’nin önünün en azından iç dinamikler açısından açık olmasında fayda var. Fakat işte bu nokta da problem yaşanırsa seçimden başka çarede gözükmüyor. O nedenle Meclis’te Cumhurbaşkanlığı Sistemi konusunda yaşanacak aksilikler Türkiye’nin seçim yaşamasına neden olacaktır. 
AK Parti içinde Anayasa değişliği konusunda sessiz bir durum var. Kulislere tam hâkim değiliz. Fakat bazı hareketlenme ve kıpırdanmalardan söz ediliyor. Bazı duayenlerin iki aşamalı bir yol izlemeye çalıştığından söz edilebilir. Bu saatten sonra teklife 316 imza verilip gizli oylamada farklı hareket edebilirler mi? Pek ihtimal vermiyorum. Fakat dikkatli olmakta da yarar var. Fakat öyle görülüyor ki MHP’de durum biraz daha farklı. MHP’de komisyon görüşmelerinden sonra bir iki çatlak ses çıktı. Bunların etkisi ne kadar olacak bilmiyorum. Bu seslerin yapıcı rol için mi yoksa muhalefetlik için mi olduğunu tam anlayamadık. Aynı zamanda sayılarının kaç olduğu konusunda da farklı rakamlar var. Her şey sonuçta Pazartesi gününden sonra Meclis görüşmelerinde belli olmaya başlayacak. 
Çok büyük sıkıntı çıkarsa Anayasa değişikliği geride çekilebilir. O takdirde seçim gündeme gelir. 
Siyasi yönden de Türkiye’yi bekleyen potansiyel bazı gelişmeler neler olur onu göreceğiz. 
Fakat tüm bunlara karşılık dünyada ve bölgedeki gelişmeler ayrı bir konu. Yılbaşı gecesi yaşanan terör olayının gizemi ise halen çözülememiş durumda. DAEŞ 3 gün sonra olayı üstlendi. 700 kişinin bulunduğu yerde saldırgana karşı tek bir silah sesi yok. 
Diğer taraftan Türkiye El Bab’ta ve ABD yenilir yutulur harekette bulunmuyor. Ordu fiili olarak burada. Şehitlerimiz var. Öyle görülüyor ki ABD Suriye’de elinde kalan Kobani bölgesindeki etkinliği en azından koruma istiyor. Onun içinde yan çiziyor. 
Dünya’da dengeleri değiştirecek sadece Ortadoğu'daki gelişmeler değil. Asıl gelişmeler Güney Çin Denizi’nde yaşanıyor. Biz Ortadoğu’ya bakarken bu bölgede ciddi gelişmeler var. Bu gelişmeler hem bölgedeki devasa ekonomi ve nüfusa sahip bütün ülkeleri etkileyecek. ABD’nin geleceği ise buralardaki gelişmelere bağlı. O nedenle ABD Tramp’ın önünde Ortadoğu’dan daha büyük dert olarak Güney Çin Denizi var. O nedenle Türkiye stratejisini ABD’nin bu durumunu bilerek belirlemesi kaçınılmazdır.
Bugün yazımız dünya ve Türkiye gündemi gibi biraz parçalı oldu.
Gelişmeleri hep birlikte takip edelim.
Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler’
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…