Bu yarışmanın ödülü 210 bin avro

Bandırma'daki, Kurtuluş Savaşı döneminde 61. Tümen emtia, mühimmat depolama alanı ve seyyar piyade intikal noktası olarak kullanılan askeri alanının Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesinin ardından alana tematik park yapımı için ‘Uluslararası Bandırma Tasarım Parkı Yarışması’ açıldı. 

Konu ile ilgili olarak Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur, Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, Balıkesir Mimarlar Odası İl Temsilcisi Ali Özerk, Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri, mimarlar ve gazetecilerin katılımı ile basın toplantısı gerçekleştirildi. Tematik park yapılması planlanan askeri alanda gerçekleştirilen toplantıya, video konferans yöntemi ile İstanbul'da bulunan yarışma jüri üyeleri de katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yarışmanın Danışman Jüri üyeleri arasında yer alan Balıkesir Mimarlar Odası Başkanı Ali Özerk yaptı. Yarışmanın Türkiye ve dünyanın ünlü mimarlarının himayesinde düzenleneceğini ifade eden Özerk, yarışmaların en güzel mimarlık ve plancılık ortamları olduğunu söyledi. 

Yarışmaların topluma en iyi hizmeti verecek projeleri ortaya çıkarttığını belirten Özerk, yarışma için Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’a teşekkür etti. Özerk, ardından Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, bu alanın daha önce Toplu Konut İdaresi'ne devredildiğini sonrasında ise büyükşehir belediyesine devredilmesi noktasında kendilerinin de destek verdiğini belirtti. 

Mirza’da Bandırma’ya kazandırılacak proje için Başkan Uğur’a teşekkür etti. Son olarak ise Başkan Uğur, konuşarak yarışma hakkında bilgiler verdi.

Balıkesir’in ülke çapında gelişmekte olan altyapı ve ekonomik potansiyeli ile Türkiye’nin geleceği parlayan şehirlerinden olduğunu ifade eden Başkan Uğur şöyle konuştu: 

“Balıkesir, İzmit Körfez Geçişi ile İstanbul-İzmir Otoyolu; İstanbul-İzmir yüksek hızlı tren aksı, lojistik merkezler ve Çanakkale Boğaz Köprüsü gibi mega projelerin kesişimin de yer almakta, 20 milyon kişinin yaşadığı Marmara Havzasının gelişiminde, stratejik bir konumda bulunmaktadır. Balıkesir ili sanayi, turizm, tarım ve ulaşım sektörleri ile coğrafi konumunun getirdiği avantajlar sayesinde belirli bir vizyon çerçevesinde, bütüncül olarak yeniden planlanmaktadır. Bir taraftan hükümetimiz, 20 milyon nüfusun yaşadığı, Marmara havzasının gelişimi için projeler inşa ederken, bizler de, yerelde üzerimize düşen görevi, uluslararası düzeyde yerine getirmeliyiz ve yerelden yola çıkarak küreseli yakalamalıyız. Bir taraftan en ücra mahallemize hizmet götürürken, diğer taraftan dünya çapında projeler hazırlamaktayız.”

Bandırma’nın Balıkesir’in Dünya’ya açılan kapısı olduğunu söyleyen Başkan Uğur, Bandırma’yı hak ettiği değere ulaştırmanın Balıkesir ve Türkiye’ye değer katacağını belirtti. 

İlin değer ve imkanlarını kullanarak Balıkesir’i cazibe merkezi haline getirmek istediklerini belirten Başkan Uğur, “Şehirler medeniyetin, medeniyetler de şehrin kendisidir. Bizim Bandırma’ya kazandırmak istediğimiz projelerin temelinde işte bu anlayış vardır. Neden Bandırma’da bir tasarım parkı geliştirmek istiyoruz. Bunun yüzlerce sebebi var. Bandırma gelecek vizyonun da, ülkenin en önemli sanayi ve lojistik üssü olacak. Bu olurken de eğer doğru bir planlama yapamaz isek İstanbul’un 1950’lerde düştüğü hataya düşmüş oluruz. Bu havzada Sanayi gelişirken istiyoruz ki, sanayinin villalarını yapalım. Tek elden yönetilen, çevreye duyarlı, katma değer üreten, nitelikli bir sanayi geliştirelim. Gebze’nin Dilovası’nın Kocaeli’nin limancılıkta düştüğü hatalara düşmeyelim. Türkiye’nin lojistik hattında ürettiği ürünlerin dünyaya en ucuz açılabileceği kapı Bandırma’dır” dedi.

Bandırma’nın lojistik ve sanayi üssü olacağını vurgulayan Uğur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bandırma 2040 yılı nüfus projeksiyonların da yaklaşık 650.000 kişinin yaşayacağı bir merkez olacak. Bu demek oluyor ki Bandırma 25 yıl içerisinde dört buçuk kat büyüyecek. Bu yaşanırken, sağlıklı ve planlı bir kentsel mekan elde etmek en önemli hedefimiz. O yüzden hem Bandırma’nın geleceği hem de ülkenin geleceği adına tasarımcıların fizik mekanda tasarım öğelerini deneyimleyebilecekleri bir tasarım parkı gerçekleştirmek istiyoruz. Katma değerli Sanayi üretebilmemiz için, 20 milyon nüfusun yaşadığı Marmara Havzası’ndan ve dünyadan beyaz yakalı göçü çekmemiz gerekiyor. İnsanlar 1-1.5 saatte İstanbul’a ulaşabildikleri an, beyaz yakalıları Bandırma’da istihdam edebilir pozisyona geleceğiz. Tabi ki Beyaz yakalı nüfusu Bandırma’ya ve Balıkesir’e getirebilmemiz için, doğru planlama ile bugünden nitelikli sosyal ve teknik altyapı alanlarını oluşturabilmemiz lazım. Nitelikli yeme içme mekanları, eğlence alanları, rekreasyon alanlarını üretmemiz gerekiyor. İşte bu park aynı zaman da bunlara da hizmet edecek.”

Türkiye son 7 yıl içerisinde müteahhitlik ve altyapı hizmetleri alanında Dünya ikincisi olduğunu söyleyen Başkan Uğur, “Lakin tüm dünyaya bu know-how’ımızı yayarken, marka tasarımcılar üretmek noktasında geride kaldık. Kültürel penetrasyon anlamında dünya markası olacak, tasarımcılar geliştirmemiz gerekiyor. Bu konuyu eğitimcilerle de çok tartıştık.  Ülke’de aktif mimarlık bölümü olan toplam 102 üniversite, mimarlar odası, plancılar odası ve peyzaj mimarları odalarıyla geniş katılımlı anketler yaptık.  Ankete katılanların yüzde 23’nü öğrenciler, yüzde 41’ni akademisyen ve profesyoneller, yüzde 36’sını ise diğer meslek grupları oluşturuyor. Anket sonuçlarından da, öğrencilerimizin bire bir ölçekte deneyimleyebilecekleri bir fizik mekan ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Büyükşehir belediyemizin sitesinde anket halen devam etmektedir. Şartnamenin ana çatısını da bu anket sonuçları oluşturuyor. Tasarım parkının oluşumu için de uluslararası deneyimi önemsedik. Ve bu yarışmaya karar verdik. Yarışma şartnamesinde katılımcılardan bir de, eğitim enstitüsü tasarlamalarını bekliyoruz. Bu alanda 7/24 365 gün tasarımcılar workshoplar düzenlesin. Bilgi paylaşımı yapılsın. Sergiler ve fuarlar düzenlensin. Nitelikli tasarımcılar yetişsin istiyoruz. Bu alanın yönetimini de Balıkesir ve Bandırma üniversitelerine devretmek istiyoruz” diye konuştu.

Bandırma’yı dünya markası yaparken, dünyayı da Bandırma’ya getirmek için çaba sarf ettiklerini belirten Uğur, “Bu alanı bırakın sadece Bandırma halkının kullanmasını, biz tüm dünyanın bu parkı kullanmasını istiyoruz. Bir yandan Bandırma’yı dünya markası yaparken, dünyayı da Bandırma’ya getirmek için çabalıyoruz. Tüm dünyada bilinen marka olacak bir tasarım alanı üretelim istiyoruz. Tabi ki ülkenin farklı noktalarından ve dünyadan gelenlere de hizmet edecek, kongrelerin de düzenleneceği bir otel projesi de yarışmacılardan beklenmekte. Şu an üzerinde bulunduğumuz alan, Kurtuluş Savaşı döneminde 61. tümen emtia ve mühimmat depolama alanı ve seyyar piyade intikal noktası olarak kullanılıyormuş. 1924-1935 yılları arasında 1. Ordu ya bağlı piyade kışlası olarak hizmet vermiş. Kısa bir sürede ordu donatım deposu olarak kullanılmış. Aradan geçen dönemde de metruk halde kalmış. Proje alanı, 2015 yılında Milli Savunma Bakanlığı’ndan TOKİ’ye devredilmişti. TOKİ’den de biz satın aldık. 260 dönümlük alanın yaklaşık 230 dönümü yeşil alan olarak, tasarım parkı öğelerini, eğlence ve dinlenme birimlerini barındıracak. Proje alanında Osmanlı ve ilk cumhuriyet dönemine ait 24 adet tescilli yapı bulunmakta. Bunların hepsi yarışmacılardan gelecek önerilere göre korunarak restore edilecek.

Tabi ki alanın sürekli yaşaması için de kafeler, restoranlar tasarım ürünlerinin satılacağı organize ticari birimlerde yer alacak. Bu alanın, dünyaya bilim üreten, tasarım üreten bir açık hava müzesine dönüşmesini istiyoruz” diye konuştu.

Uluslararası yarışmanın jüri üyeleri hakkında da bilgiler veren Başkan Uğur şunları söyledi: “Doç. Dr. Celal Abdi Güzer; ODTÜ mimarlık fakültesinden. Zaten hocamızı tanımayan yoktur. Mimar Louis Becker, Henning Larsen Mimarlık’ta tasarım direktörü ve ana partnerlerden biridir. 2008’den beri Aalborg Üniversitesi’nde Mimarlık ve Tasarım Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Peyzaj mimarı ,Martin Rein Cano, Arjantin doğumlu Cano, 1996 yılında TOPOTEK 1 isimli peyzaj mimarlığı ofisini kurmuştur. Harvard Üniversitesinde misafir öğretim görevlisi olarak görev alan Rein-Cano, şu an Dessau mimarlık Enstitüsü’nde ders vermekte ve düzenli olarak yarışmalarda jüri üyesi olarak bulunmaktadır. Odile Decq, Fransız mimar ve kentsel tasarımcıdır. 1990 yılında kendi ofisini açan Decq, 2016 yılı içerisinde uluslararası öneme sahip Jane Drew Ödülü’nü ve 2013’te Kadın Mimar Ödülü’nü almıştır. Odile Decq 25 senedir eğitim vermektedir. Son olarak Günther Vogt, İsviçreli bir peyzaj mimarıdır. 2000 yılında kurduğu Vogt Landscape, Zürih, Londra ve Berlin’de ofisleri bulunan, kırktan fazla çalışanı olan bir şirkettir. Vogt Eth Zürih’te Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde profesördür. Zaten asli jüri üyelerimiz, kendi dallarında birer dünya markası tasarımcılardır. Ben bugün onları burada ağırlamaktan mutluluk duyuyorum.”

Yarışmada birinci gelen projeye 100 bin Avro'luk ödül verileceğini açıklayan Başkan Uğur, “Son olarak yarışmada 1. gelecek projenin ödülü tam 100 bin Avro. 2.ödül 70 bin Avro. 3.ödül ise 40 bin Avro. Toplamda 7 adet de mansiyon dağıtılacaktır. Ödül kazanan ekiplerin ödüllerini de her yıl katıldığımız Fransa’nın Kan şehrinde düzenlenen MIPIM fuarında takdim edeceğiz. Bu yarışmanın jürisine eşlik eden değerli Türk ve Yabancı akademisyen ve tasarımcı profesyonellere teşekkür ediyorum. Yarışmaya katılacak tüm tasarımcılara şimdiden başarılar diliyorum. Yarışma sonucunun ülkemize ve şehrimize hayırlar getirmesini diliyorum. Sadece Türkiye’ye değil, dünyaya örnek olacak projelerin hayata geçmesini temenni ediyorum” dedi.