Bandırma'da bir gazetecinin öldürülmesi olayının da aralarında bulunduğu örgüt davasında mahkeme, dosyayı uyuşmazlık mahkemesine gönderdi.

Örgüt kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, adam öldürmek gibi suçlamalar yöneltilen örgütün eylemleri arasında Güney Marmara'da Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cihan Hayırsevener'in öldürülmesi de bulunuyor.

Mahkeme heyeti, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesindeki başka bir dava dosyasıyla birleşen bu dosyanın, yargılamanın nerede yapılacağına dair karar verilmesi için uyuşmazlık mahkemesi olan Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine hükmetti.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar İhsan Kuruoğlu, Kerem Yılmaz, Serkan Erakkuş, İlbey Kuruoğlu ve Talip Yıldız ile tutuksuz 12 sanık katıldı.

Duruşmada öldürülen gazetecinin eşi Sema Hayırsevener ve kızı Gaye Hayırsevener Clifford da hazır bulundu.

Mahkeme, davanın ilk oturumunda Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nin gönderdiği Cihan Hayırsevener'in öldürülmesi dosya ile kendi dosyasını birleştirdi.

- TETİKÇİ'DEN İLGİNÇ SAVUNMA

İlk oturumda sanıklar savunmalarını yaptı. Hayırsevener'i öldürmekle suçlanan tutuklu sanık Serkan Erakkuş, Hayırsevener'e 3 el ateş ettiğini söyledi. Hayırsevener ile olay sırasında kavga ettiğini belirten Erakkuş, "Ben kavga sırasında önce maktül Cihan'a vurdum. Yere düşmüştü. Çantasına doğru hamle yapınca elini çekmesi için uyardım. Elini çekmedi. Ben de yanına doğru 3 el ateş ettim. Çantasında silah veya benzeri bir alet olabilir diye düşündüm. Kendime zarar gelebileceğini düşündüğüm için ateş ettim. Alkol almıştım, sarhoştum." dedi.

Erakkuş, Hayırsevener'in çalıştığı gazeteyi bildiğini, oraya gidip takip etmediğini ve karşılaşmadığını savundu.

Olayda kullandığı silahı Manyas ilçesinden bin TL'ye aldığını ve olaydan sonra teslim olduğunu belirten Erakkuş, Hayırsevener'i daha önceden takip etmediğini, hiç karşılaşmadığını ve tanımadığını söyledi. Erakkuş'un kullandığı çelişkili ifadeler dikkat çekti.

- KURUOĞLU : "BEN AZMETTİRMEDİM"

Olayda Erakkuş'u yönlendirdiği iddia edilen ve örgütün lideri olmakla suçlanan İhsan Kuruoğlu, savunmasında cinayeti kendisinin azmettirmediğini ileri sürdü. Duruşmada 30 sayfalık savunmasını yaklaşık 2 saatte okuyan Kuruoğlu, Erdek eski Belediye Başkanı Hüseyin Sarı ile Ümit Babacan hakkında çeşitli iddialarda bulundu. Soruşturma dosyasını hazırlayan Bandırma Cumhuriyet Savcısı ise İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir emniyet amirini de suçlayan Kuruoğlu, "Asıl suç örgütü dışarıda, onlardan tık yok" ifadesini kullandı.

Hakkında aylarca teknik takip yapıldığını belirten Kuruoğlu, "Böyle bir konu olsaydı ortaya çıkardı." dedi. Kuruoğlu duruşma salonundan çıkarıldığı sırada Hayırsevener ailesine yönelik, "Sizin kadar üzgünüm, buna inanın" ifadelerini kullandı.

- ENGİN ARICAN : "BU DAVANIN SANIĞI OLMAKTAN ZUL DUYUYORUM"

Sanık gazeteci Engin Arıcan ise savunmasında, "İhsan Kuruoğlu benim işverenimdir. Çok ağır hakaretler, yazılar çıkıyordu. Cezaevindeyken yaptığımız görüşmelerde sert yanıtlar vermemizi istiyordu. Gazetecilik yaptığımızı ve polemiğin dışında kalmamızı söyledim. Kuruoğlu bu konuşmaları yaparken fiziki saldırı yapılmasını değil yazı yazılarak cevap verilmesini belirtiyordu. Ben yazılar yazdığım için sanık haline getirildim. Maktül yaşanan bu sürecin kurbanı yapılmıştır." diye konuştu. Arıcan, savurnmasında ayrıca, böyle bir davanın sanığı olmaktan zul duyduğunu da ifade etti.

- SANIK AVUKAT: "CEZAEVİNDEN MEKTUP TAŞIYORDUM"

Cezaevinde olan Kuruoğlu'ndan Hayırsevener'in öldürülmesi yönündeki talimatı alarak olayın failine bu talimatı ilettiği ileri sürülen tutuksuz sanık Ferda Dündar, suçlamaları kabul etmedi. Kuruoğlu'nun avukatı olduğunu ifade eden Dündar, "Kuruoğlu cezaevinden bana gazetede çıkacak yazıları verirdi. Zarf içindeki yazıları ben de gazeteye ulaştırırdım. İçini açıp okuma şansım yoktu." dedi.

Sanık avukat Ferda Dündar, Cihan Hayırsevener'in katil zanlısı Serkan Erakkuş ile telefon görüşmesi yapmadığını ileri sürdüğü savunmasında şunları kaydetti:

"Bende Kerem Yılmaz'ın, biri adına diğeri de şoför olarak kayıtlı iki telefon numarası vardı. Kerem olarak kaydettiğim şahsi telefonu imiş, şoför olarak kaydettiğim telefonu da ben onun şahsi telefonu olarak biliyordum, ancak onun numarası değilmiş."

Bu arada, katil zanlısı Serkan Erakkuş ise, Av. Fenra Dündar'ın kendisini telefondan birkaç kez aradığını mahkemedeki savunmasında dile getirdi.

Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi ve tahliyelerini istedi.

- İKİ DOSYA BİRLEŞTİRİLDİ, UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ.

Duruşma savcısı, adam öldürme olayının suç örgütünün çıkarları doğrultusunda işlendiğine dair delil bulunmadığından görevsizlik kararı verilmesi yönünde görüş bildirdi.

Kararını açıklayan mahkeme, iki dosyanın birleştirildiğine karar verdi. Kararın ardından duruşmayı bitiren mahkeme birleştirmenin ardından ikinci oturumu yaptı. İkinci oturumda da savcı mütalaasını tekrarladı. Sanıkların avukatları da mütalaaya katıldıklarını belirtti.

Duruşma sonunda kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurma, üye olma, kamu ihalelerine fesat karıştırma ve adam öldürme suçlarından kamu davası açıldığını belirterek dosya kapsamı itibariyle mahkemenin görevsiz olduğuna hükmetti.

Eylemlerin bireysel değerlendirilmesinin gerektiğini belirten mahkeme, sanıklara atılı suçun CMK 250 maddesinde belirtilen suçlardan olmadığını açıkladı.

Dosyaya Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam edilmesine hükmeden mahkeme kararda, "Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi de görevsizlik kararı vermiş olması nedeniyle her iki mahkeme arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yollanmasını" kararlaştırdı.

Mahkeme ayrıca tutuklu sanıklardan İlbey Kuruoğlu ve Talip Yıldız'ın tahliyesine karar verdi.

İstanbul'daki duruşmayı, rahmetli Cihan Hayırsevener'in eşi Sema Hayırsevener, kızı Gaye Hayırsevener ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2. Başkanı Turgay Olcayto ile birlikte çok sayıda gazeteci de takip ederek Hayırsevener ailesine destek verdi.

Editör: Haber Merkezi