Beklenen seçim geldi. Sandıklar kuruldu. Oylar atılıyor. Söz de saz da milletin elinde.
Hangi makamı okur, hangi şarkıyı mırıldarsa bizim için huzur, bizim için mutluluk odur.  
Karar sandıkta. Karar milletin. Millet ne derse o olacak.
İster bir farkla, ister bin farkla, ister yüzde bir farkla, ister yüzde 5-10 farkla. Evet veya hayır hiç fark etmez.  
Karar karardır.
Başımızın üstünde yeri vardır. 
Bugüne kadar herkes anlatacağını anlattı. Savunanlar savundu. Karşı çıkanlar karşı çıktı.
Belki bir birimizin kalplerini kırdık. Fikrimizi savundu diye sevindik, karşı çıktı diye üzüldük. Fakat her şey geride kaldı.
Üstümüze düşeni yaptık. İnandırdığımızı inandırdık. Etkilediğimizi etkiledik. Düşüncemizi eleştirenleri dikledik, bazılarını dikkate aldık. Bazılarını bir kenara yazdık. 
Şimdi milletin vereceği kararı hazmetme, onu içselleştirme zamanıdır.
Evet’in veya Hayır’ın kazanması bizler için, sizler için çok önemli.
Bazılarımız için hayat-memat meselesi. Bazılarımız için dünyanın sonu, bazılarımız için Türkiye’nin sonu, bazılarımız için Türkiye’nin şaha kalkması. Herkesin bakış açısına göre bir değerlendirmesi var.
Hiçbir kişiye bulunduğu yerden bakışı doğrultusunda doğrusun veya yanlışsın deme hakkına sahip değiliz.
İçinde bulunduğu şartlar kişilerin düşüncelerini etki eder. Bu aynı mekânı, aynı zamanı kullanan bireyler içinde geçerlidir.
Düşünce dünyası, fikir haritası, ruh hali aynı olaylar aynı mekânlar, aynı konularda insanları farklı görüşlere itebilir.
Zaten bu hal değil mi insanı diğer mahlûkattan ayıran. Bu değil mi farklı fikirlerin eşliğinde insanın tekâmülünü sağlayan. 
Siz bu yazıyı okurken millet iradesi sandıklarda tecelli etmeye devam ediyor olacak.
Akşam saat 17.00’den itibaren sandıklar açılmaya başlayacak. Asıl Türkiye’nin imtihanı o zaman başlayacak.
Türkiye’nin değişimi-dönüşümü başarıp başaramadığını o zaman göreceğiz.
Çıkacak sonuca tahammül derecemiz ülkenin gelişmişliğini yansıtacak.
Bu milletin birlik ve beraberliğinin testini o zaman göreceğiz.
Karar ne çıkarsa çıksın toplum olarak, millet olarak, devlet olarak ne kadar olgunlaştığımızı o zaman göreceğiz.
Bu ülke üzerinde oynanan oyunlara düşüp düşmediğimiz o zaman belli olacak. 
Şu unutulmasın hangi dönem olursa olsun bugüne kadar bu ülkede sandıktan çıkan irade hiç tartışılmadı.
Sandıktan çıkan karar kaos değil, daima ortamı yumuşattı. Saygı gördü. Sandıktan çıkan kararın, sandıkta tecelli bulan millet iradesine duyulan saygının her şart ve her durumda devam ettirilmesine ihtiyaç olduğu bir dönemdeyiz.
Son zamanlarda özellikle FETÖ’cü ağızlardan dillendirilen dedikodulara kulak asmamak gerekmektedir.  FETÖ’cülerin hem evet çıkması halinde, hem de hayır çıkması halinde Türkiye’de kaos çıkarma niyetleri kursaklarında kalmalıdır.
Sonuç ne çıkarsa çıksın milleti bir birine düşürme planları akamete uğratılmalıdır.
Seçim sonrası siyasette ve bürokraside başlayacak üst düzey muhtemel FETÖ operasyonlarını sulandıracak eylemlere meydan verilmemelidir.  
Evet-Hayır arasındaki makasın darlığı ve genişliği kullanılarak oluşturulacak olumsuz algılara kanılmamalıdır. 
Evet’te çıksa Hayır’da çıksa Türkiye 17 Nisan 2017 sabahına daha güçlü, daha istikrarlı, daha umutlu, daha güvenli uyanmalıdır.
Ne Evet’i savunanlar, ne Hayır’ı savunanlar milletin kararı ne olursa olsun kaybetmiş olmayacaklardır. Kazanan her zaman ülke oldukça, millet oldukça kimse kaybetmez. 
Bu ülkenin gerçek zaferi milletin verdiği karar karşısında bütün halk olarak tek yürek olabilmektir. 

Şimdilik kalın sağlıcakla…