MİLLİ Takımı kaptanı sadece futboluyla değil, saha dışı adımıyla da örnek olmalı. 
İnsandır. 
Birilerine kızabilir.
Normaldir, ama nefsine yenik düşmemeli. 
Düştüğü an, haddi aşmış, ölçüyü kaçırmış olur!
Gerekçesi ne olursa olsun, Arda Turan gibi Türkiye’ye mal olmuş birinin, attığı her adımı izlenen, ağzından çıkan her sözü dikkate alınan bir insanın kontrolünü kaybetmesi kabul edilebilecek davranış biçimi değildir. 
Neresinden bakarsanız bakın, ele alırsanız alın, ‘Arda haklıdır arkadaş’ demek mümkün değildir. 
Ülkemin kenar semtlerinde doğmuş bir kardeşimizin çok genç sayılabilecek yaşta yıldızlaşması ve bugün Barcelona’da dünya starlarıyla bir arada futbol oynaması, Türk vatandaşı olarak ne kadar çok gururlandırıyorsa beni, bu olay da bir o kadar üzdü. 
Ülkemdeki milyonlarca gencin idolü olan birinin, o elini babası yaşındaki birine kaldırması, o ağzından kem sözleri çıkarması üzüntümü katladı.. 
Arda adına da üzüldüğümü söylemek isterdim, ama o yaptığı hareketin doğru olduğuna inanıyor(!) ve pişman olmadığını dile getirdi.
Kendi bileceği iştir.
Onu idol olarak seçen çocuklar neyi bilecek?
İşte orasını ben de kestiremiyorum!
***
Kardeşlerim,
Şimdi bu olay üzerinden gazetecilik de sorgulanmaya başlandı yine..
Sosyal medya paylaşımlarında bir çok kişi şu soruyu soruyor: 
“Gazetecilik istediğini söyleyebilme, insanları aşağılama, hakaret etme mesleği midir?” 
Cevap veriyorum; 
Tek kelimeyle, değildir..
Yok öyle gazetecilik.
Varsa, o kimlik altında egosunu tatmin ediyorsa, kişilerin özel yaşamlarına giriyorsa, küçük düşürücü yayınlar yaparak hareket edip aşağılıyorsa, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıyorsa, basın özgürlüğünü kendi şahsının özgürlüğü gibi algılıyorsa zaten o gazeteci değildir... 
Siz siz olun gazcıyla gazeteciyi ayırt edin.
Bu arada, Bilal Meşe gazetecidir. 
Milli takım oyuncusu primi değil, ülkeyi düşünür. 
Öncelik paraysa, bunu yazmak da gazeteciliğin gereğidir..
***
İNSANLIĞIMIZI HATIRLAMA ZAMANI

Ortada insani değerlerimizle uyuşmadığı gibi, 80 milyonu tek yüreğe dönüştüren Türk Milli Takımı çatısı altında yaşanan bir vaka konuşulması gereken ama.. 
Biz insanlar yine işin başka tarafındayız.
İnsani değerleri değil, renkler üzerinden konuşuyor, tartışıyoruz. 
Bilmem farkında mısınız bilmem ama yine iki zıt cepheye ayrılmış durumdayız. 
Galatasaray taraftarı olmayanlar Arda Turan’a demediğini bırakmazken..
Ülkede yaşanan her şeyin sorumlusu olarak gazetecileri görenler ise Bilal Meşe üzerinden tüm gazetecilere sallıyor! 
Ama atladığımız şu.
Mesele bir futbolcunun, bir gazeteciye küfür edip boğazını sıkma meselesi değildir burada önemli olan. 
Mesele insan olup olmamakla alâkalıdır.
Mesele nerede, nasıl davranılacağını bilip bilmeme sorunudur. 
Mesele kim olursak olalım haddimizi aşmama ve ondan da önemlisi bu hayatta bir hiç olduğumuzun idraki meselesidir. 
Kısacası eğitim şart arkadaşlar! 
Biz o fırsatı kaçırdığımız için manzaramız bu!
Birbirimizi aşağılık birer yaratık olarak görüyor, babamız yaşındaki insanların boğazını sıkıyor, asıyor, kesiyor, öldürüyoruz!
Biz buyuz, bu olmasına da.. En azından 0-9 yaş grubundaki 12 milyon istikbalimize kötü örnek olmayı bırakalım derim..
İnsan olduğumuzu hatırlayıp bir yerlerden başlayalım hayatı yeniden yaşamaya, geleceği yeniden dizayn etmeye.. 
Ne dersiniz;
Var mısınız, hazır mısınız buna?
...
--------GÜNÜN SÖZÜ ----------
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler kişileri konuşur..
08 Haziran 2017

Editör: Haber Merkezi