HDP’yi konuşmaya gerek  görmüyorum bile. Çünkü yok olup gidecek. Bundan kapatılacak anlamı çıkarmayın. Tarih yok edecek  illegal örgütün legal temsilcisi olan bu yapıyı Türk siyaset sahnesinden. 
Ama... 
CHP ile MHP öyle değil. Belli bir misyon üstlenmiş köklü siyasi yapılar. Birinin temelinde Atatürk ve İnönü, diğerinde Alparslan Türkeş gibi bir dava adamı var.
O nedenle CHP ile MHP’yi konuşmak, tartışmak gerek. 
Demokrasinin güçlenmesi, daha ileri seviyeye taşınması noktasında bu iki partiye ihtiyaç var. 
Dolayısıyla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile  MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti’nin tarihi zaferiyle sonuçlanan 1 Kasım seçimini bir yenilgi olarak değil, milat olarak görmeli. 
“AK Parti kaybetsin de, Türkiye ne olursa olsun.." anlayışının  sağduyulu vatandaş nezdinde prim yapmadığı, CHP’ye ve MHP’ye oy kazandırmadığı gibi çok şey kaybettirdiği tüm yalınlığıyla ortada. 
CHP ve MHP vitrini hâlâ bunu görmekte sıkıntı yaşıyorsa, sorun büyük demektir. 
Ki bu sıkıntıyı aşacak olan ise, bu iki partiye gönül veren insanlardır.
1 Kasım seçim sonuçları bunun yolunu açmıştır. 
Devam edip etmemek CHP ve MHP’li kardeşlerimizin bileceği iştir.
“Yok biz kaybetmeye alıştık” deniliyorsa eğer, siz bilirsiniz..
Oysa biz, Yeni Türkiye’de herkesin yüreğinin ülke sevdasıyla atmasını ve Güçlü Türkiye’de  sizlerin de kazanmasını istiyoruz.
Hatırlarsanız, 1 Kasım seçimleri öncesi şöyle demiştim:
“Sağduyulu her kişi gibi, bende Kılıçdaroğlu ile Bahçeli'den şunu bekliyorum:
"Türkiye kazansın da biz kaybetmeye hazırız.."
Derler mi?..  Demezler..!
Ama... 1 Kasım'da seçmen bunu zorla dedirtecek Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’ye.. Bundan şüphem yok hiç...”
Şimdi vakit o vakittir..
Lütfen, üzerinize düşen görevi yerine getirin ve bu halkın aklıyla daha fazla alay etmeyin.. Yeni Türkiye’de yeni siyasi anlayışın önünü açın..!
...
10 KASIM 2015